✴️14✴️

68 7 0
                                    

İki hafta sonra denemem için farklı şekil, renk ve ebatlarda elbiseler, ayakkabılar, çantalar, takılar geldiğinde doğrusu rüya gibi bir deneyim yaşıyorum. Suigetsu da eve gelip bize en uygun kombini seçmek için yardım etmeye karar veriyor. Kendi başıma daha rahat edeceğimi söylesem de ikisi de pek kulak asmıyorlar sözlerime.

İşin iyi tarafı Suigetsu'nun elbiseleri rahatça giyip çıkarmama yardım etsin diye asistanı Samantha’yı getiriyor yanında. Birinin iç çamaşırlarımla beni görmesinden pek hoşlanmasam da kabul etmeliyim ki Samantha’yı Tanrı gönderdi. O olmasaydı o kopçalı, fermuarlı, dantelli elbiseleri nasıl giyip çıkaracağımı bilemezdim. Sadece ağırlıkları ile bile başa çıkmakta zorlandık birlikte olmamıza rağmen.

Samantha giyinip soyunmama yardım ederken pek konuşmuyor, elbiseyi Sasuke ve Suigetsu'ya göstermek için içeri giderken yanımda da gelmiyor. Odada kalıp bir sonraki elbiseyi hazırlıyor, elbiseleri odada oradan oraya taşıyor. Onun gibi minyon bir kadın için hiç de kolay değil bu.

Suigetsu başını sallayarak üzerimdeki boncuk işlemeli krem rengi elbiseye bakıp “Bence bu gereğinden fazla gösterişli.” diyor. Bir yandan da daha iyi görebilmek için etrafımda dolanıyor.

Başlangıçta böyle etrafımda dolanıp kaşlarını çatarak her detayı incelemesinden çok rahatsız oluyorum ama yirmiden fazla elbise denedikten sonra artık alışıyorum buna.

“Ama çok güzel görünüyor.” diyor Sasuke.

“Evet güzel, hatta muhteşem görünüyor ama çok dikkat çekici.” diyor Suigetsu elbiseye bakıp bana doğru başını sallayarak. “İnsanlar dikkatleri kendi üstüne çekmek için bilerek giydiğini düşünecek. Bu da geri teper. Sanırım bunu istemezsin.”

Bir ödül töreni için giyilecek elbisenin bu kadar büyük bir mesele olabileceğini hiç düşünmemiştim. Yani giydiğin elbise çok gösterişli ve dikkat çekiciyse örneğin Liz Hurley’yi gölgede bırakıp dikkatleri kendi üzerine çekmiş oluyorsun, sıradan bir elbise giyersen de desteklemiyor görünüyorsun demek oluyor. Bir orta yol bulmak gerekiyor ve Suigetsu da bu konuda fikrine ihtiyacımız olduğunu düşündüğünden burada belli ki.

“Ama ben dikkatlerin onun üzerinde olmasını, insanların onu fark etmesini istiyorum.” diye karşı çıkıyor Sasuke.

“Aslında” diyerek benim de bir fikrim olduğunu göstermek için araya giriyorum. “Ben de çok emin değilim bu elbiseden. Hoşuma gitti ama bayıldım da diyemem.”

“Bu durumda, çıkar onu üzerinden güzelim.” diyor Sasuke teatral bir edayla parmağını şıklatarak. 

“Hemen çıkıyor!” diye bağırıyorum onlara doğru, Samantha çıkarmama yardım ederken.

O sımsıkı elbiseden kurtulunca Samantha’nın ne kadar yol katettiğimizi görelim diye serdiği elbiselere bakıyorum. Gelenlerin en azından yarısını denemişim ama henüz işte bu diyemedim. Hepsi çok güzel gerçekten ama ben, beni güzel bir şekilde yansıtan bir şey giymek istiyorum. Bu elbiselerin kendi ışıltıları var ama göz kamaştıran ben olmak istiyorum. îşin özeti, elbisenin ışıltısı beni gölgede bıraksın istemiyorum.

Samantha sıradaki petrol mavisi, askısız elbiseyi hazırlıyor denemem için. Dizlere kadar dar iniyor, oradan aşağısında ise kabarık tüller başlıyor. Çok özellikli bir elbise bu. Nefesimi tutup elbiseye giriyorum, Samantha arkadaki omuz kısmından kalça kısmına kadar uzanan korsenin düğmelerini ilikliyor. Derin bir iç çekerek aynada kendime bakıyorum ki elbise çok dar ve her yanımı ortaya çıkarmış. Son zamanlarda biraz kilo verdim ama kalçalarımdan hâlâ hiç memnun değilim ve elbise o bölgeye çok dikkat çekiyor. Samantha’nın bile kaşlarının çatıldığını görüyorum. Yine de beyler görüp karar versin diye içeriye doğru yürürken kendimi yolunu şaşırmış bir denizkızı gibi hissediyorum.

✴️YILDIZ✴️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin