16

724 37 29
                                    

Hellooo yeni mütüş bölümle karşınızdayım çikolatalarım, iyi okumalar..

Alp

Alp

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


***

Uzun bir yolculukdan sonra kamp yerine ulaşmıştık. Kamp diyince herkesin aklına çadır falan gelir fakat burada tuvalet yeri bile vardı. Ve çadırda değil de bungalov evlerinde kalacaktık. O kadar para verdik bir zahmet yani..

Neyse tam da kamp tadında olmasa da hoş bir ortam vardı,su sesi geliyordu büyük ihtimalle dere falan olmalıydı. Oraya daha sonra gitmeyi aklıma not etmiştim.

Ben Eslem ve Buse ile aynı odada kalıyordum, Can Rüzgar ve Özgür ise hemen yan tarafımızda ki evde kalıyordu. Yakın olmamız çok daha iyiydi.

Hoca bize etrafı gezdirdiğinde, yemekhane vardı ve baya büyük ortak bir alandı. Atahan koleji ile bir sorun çıkma ihtimali yükseliyordu.

Bungalov evleri de birbirine yakın zaten illaki bir sıkıntı olur diye düşünerek Özgür ün yanına gittim ve koluna girerek yürümeye başladık.

Hoca su sesi gelen yer hariç tuvaletin yerini bile göstermişti. Ama aklım hala oradaydı ve oraya gitmeliydim.

"Kanka ben acıktım ya orada büfe falan da vardı bir şeyler yiyelim. Sonra yerleşiriz."

Can kolumu tutmuş söyleniyordu. Kafamı salladım."Tamam siz gidin kanka ben duş falan alıcam terledim oğlum ya."

aslında onları geçiştiriyordum. Çünkü su sesi olan yere tek başıma gitmek istiyordum neden bilmiyorum ama içimden bir ses öyle diyordu.
Bende onu dinledim ve şuan bizimkileri ikna edip hemen üzerimi değiştirip ormana doğru yürümeye başladım.

Daha derine gittikçe su sesleri artmaya başladı ve sonunda mükemmel bir derenin önüne gelmiştim. Yan tarafta ise bir kulübe vardı. Gayet şirin ama bir o kadar da modern. Düşüncelerimi bir kenara atıp ayakkabılarımı çıkardım ve suya girdim. Dibi gözüküyordu ve küçük balıklar çok şirindi.

Arkamdan sesler duyunca hızla başımı çevirdim, karşımda benim yaşlarım da bir çocuk durmuş beni izliyordu. Kaşlarımı çatıp konuşmaya başladım.

"Hey,sende kimsin? Beni neden izliyorsun gitsene ya."

mızmız kızlar gibi konuşunca gülümsedi.

"Asıl sen benim özel mülkümde napıyorsun bakalım?"

Gözlerimi kocaman açıp düşünmeye başladım. Hoca bizi o yüzden buraya getirmemiş di demek kii.

"Ha ben şey biz buraya kamp için geldikde su sesi duyunca şey yaptım bende.."

Kahkaha attı ve tatlı sesiyle konuşmaya başladı.

"Ha sen şey tamam anladım."

benimle resmen dalga geçiyordu pislik. Kaşlarımı çatıp elime su alıp ona fırlattım.

Kaşlarını kaldırıp bana baktı.

"Bak sen savaş mı istiyorsun yoksa?"

Kafamı iki yana salladım ve sudan çıktım. Ayakkabılarımı giyinip ayağı kalktım.

"Bizimkiler beni merak etmesin ben gideyim buraya geldiğim için de özür dilerim birine ait olduğunu bilmiyordum."

Yüzü düşmüştü."sorun yok istediğin zaman gel arkadaşlarında gelebilir,geceleri ışıklandırıyorum burayı çok güzel oluyor gelmek istersin sanırım."

Gözlerimi kocaman açtım ve kafamı salladım.

"Tabiki de isterdim burası çok güzel teşekkür ederim ben Selen."

Elimi uzatıp tokalaştıktan sonra garip bir sessizlik olmuştu. Tam arkamı dönmüş giderken konuşmaya başladı.

"Bende Alp, tavşan kız."

Tavşan kız demesine şaşırmıştım. Arkamı dönüp bakınca bana gülümseyerek bakıyordu.

"Tavşan ne alaka ki?"

Elini cebine attı ve havalı bir şekilde diğer eliyle saçlarını geriye attı.

"Buraya gizlice giren sadece tavşanlardıda ondan."

Gülümsedim ve kafamı iki yana sallayıp yavaşça oradan uzaklaştım.

***

Uwuu yeni çocuk çok tatlı..

BAŞKAN | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin