Keyifli okumalar dilerim.🍒
---
🧚
Gözlerimi kısıp karşımızda oturan kıza baktık. Okul çıkışında Buse ile beraber rüzgarı gizlice izleyen kızla beraber konuşarak bir kafeye geldik.Rüzgarın arkadaşı olduğumuzu biliyordu herhalde o yüzden hiçbir sıkıntı yaratmadan güler yüzle bize bakıyordu.
Sanki çöpçatanlık yapacağımızı anlamış gibi her an bizden yardım dilenecek gibiydi.
Ama güven olmazdı sonuçta onu tanımıyorduk ve atahan koleji'nde okuyordu. Yani artık okumuyormuş okul kaydını bizim koleje aldığını söyledi. Ne hikmetse..
"Eee Gökçeciğim daha daha nasılsın?" Buse gerçeğin olduğu zamanlar saçmalamak da bir numaraydı. Onun konuşmasını beklemek tamamen saçmalıktı.
Ama Gökçe bunu umursamıyor gibiydi sanki onunla sohbet etmemiz hatta kafeye gelmemiz bile onu mutlu etmiş gibiydi.
"Şuan çok daha iyiyim. Siz nasılsınız?" Anlaşılan gökçe'de baskı altında hissederken saçmalayan birisiydi,Buse gibi.
Birbirlerini tamamlıyorlardı..
"Bizde iyiyim tatlım. Vallahi Selene kalsa se-" saf arkadaşım Buse amacımızı ötmeden önce ağzını kapadım. Sinirle ona bakınca gözleri kısılmıştı. Ama benim sinirimin kolay kolay geçmediğini bildiği için geri adım atmıştı,her zamanki gibi.
"Bir sorun mu var?" Gökçe tedirgin bir şekilde bana bakıyordu. Tedirgin olmalıydı da sonuçta kardeşim dediğim çocuğu belki de ona emanet edecektim. İçimde onlara karşı her zaman bir annelik duygusu olmuştu. O yüzden kolay kolay paylaşamıyordum ve hayatına alacakları insanları özenle seçmelerini sağlıyordum. Sonradan üzülmelerini istemediğim için bunu kendime görev edinmiştim.
Kafamı iki yana sallayıp biraz ona eğilerek konuştum.
"Sorun yok, arkadaş biraz patavatsızdır da ağzının ayarı yoktur anlayacağın." Elimi boşver anlamında sallayınca gülümsedi ve önünde ki iki saattir dokunmadığı güzelim çilekli pastaya gömüldü.
Buse Gökçe'ye fark ettirmeden bacağıma cimcik atınca istemsizce inledim.
"Ah ayağım, masaya çarptım." Buse'ye kötü bakışlarımı gönderdiğim de bıyık altından bana gülüyordu. Bunu ona ödetmek isterdim ama bunun altında kalmayacağı için sadece avına saldırmak isteyen bir kaplan edasıyla ona baktım. Beni tınlamıyor elinde ki telefonla biriyle mesajlaşıyordu.
"Ya Selen,barış hafta sonu evinde parti veriyormuş arkadaşlarını da davet et dedi. Gelirsin dimi bir tanem?" Biraz düşündükten sonra yapacak bir şeyim olmadığı için kafamı olumlu anlamında salladım.
"Harika olur, Can buna çok sevinecek." Kafasını heyecanla sallayıp karşımızda bize melül melül bakan Gökçe'ye döndük.
"Eh sende gelsene yeni tanıştık ama kaynaşmış oluruz ne dersin?" Buse kibarlık olsun diye sorduğu soruya Gökçe'nin gözlerinin içi patlamıştı. Tabii ki biz gidiyorsak rüzgarda gelecekti ve onu görme fırsatını kaçırmazdı. Ve bizde Gökçeyi tanıma fırsatını.
"Tabii ki olur ama ev nerede bilmiyorum numaranızı d-" Buse telefonu açarak önüne ittirdi.
"Kaydet tatlım."
Gökçe gülümseyerek kaydedip kendini çaldırdı ve kaydetti.
"O zaman bana haber verirsiniz kızlar, müsaadenizi istiyorum. Ev arkadaşım dışarı çıkacakmış ve ben anahtarı kaybettim. Anlayacağınız gitmem gerek. Ama bunu tekrarlayalım." Heyecanla ve neşeli sesi ile enerjimizi arttırırken ona şimdiden ısınmıştım. Ama asıl ısınması gereken rüzgardı.
"Tabii bir dahakine daha kalabalık oluruz. Rüzgarlar falan." Buse beni onaylayan mırıltılar çıkartırken Gökçe'de onayladıkdan sonra derin bir nefes alıp yavaşça uzaklaştı.
---
"Ya kızım beni deli etmek mi istiyorsun sen? Niye bu kadar güzelsin?"
Özgür ile barışın vereceği parti hakkında konuştuktan sonra ne giyeceğimi sordu. Giyinip ona gösterdiğim de ise bu tepkiyi vermişti işte..
(Ya muhteşem ötesi değil miiii? İlk görüşte vuruldum elbiseyee)
Buse sonradan bana kostüm partisi olduğunu söylediğinde hiç kostümle uğraşamam diyip bu elbiseyi almıştım.
Ve gayette güzeldi sadece Özgür azıcık kıskançlık krizine girmişti o kadar yaaani.
"Ama Özgür, hayatım bu elbiseyi çok sevdim. Sende beğendin biliyorum. Ve ben o partide bunu giyiyorum." Kollarımı yavaşça boynuna dolayıp cilveli bir sesli konuştuğum da büyüye kapılmış gibi gözlerime bakıyordu. Fazla aşk dolu..
"Ama Selen,bir tanem böyle yaparsan ben sana hiç kızamam ki. Ve evet çok güzel oldun. O yüzden istemiyorum zaten herkesin gözü sende olacak. Nazar değer sevgilime." Hiddetle konuşup kıyafetime kollarımın izin verdiği kadarıyla tekrar süzdü.
Ağzının içinde bir şeyler geveleyip yüzüme doğru üfledi.
"Napıyorsun Özgür?"
"Nazar duası okudum kızım, bu kadar güzel olmasaydın." Diyip yanaklarıma ufak bir buse kondurdu.
Anında yumuş yumuş olurken gülümseyip kıkırdadım. Çünkü şuan belimde ki tikimle oynuyordu. Ve aşırı huylanıp gülmeden duramıyordum.
"Ya yapma Özgür! Dur du-" kahkaha atarken beni yatağa itti.
Ellerim karnım da gülmemi durdurmaya çalışırken yavaşça üzerime uzanıp ellerini başımın iki yanına koydu.
"Şimdi ellerimden seni kim kurtaracak?" Çapkın bakışıyla beni mest ederken kollarım olması gereken yerine boynuna gitti. Yaptığım hoşuma gitmiş olacak ki gülüşü büyüdü.
"Ellerinden kurtulmak isteyen kim ki?"
Burnunu burnuma sürtüp dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Öpmüyordu sadece dudaklarıma bastırıp kafasını geri geçti. Gözlerime derin derin bakarken erkeksi çıkan sesiyle konuşmaya başladı.
"Neden seni sürekli özlüyorum? Yanımda olsan bile. Bana neler yaşattığının farkında mısın sen Selen aktaş?" Gözleri yüzümün her yerini tavaf ettikten sonra gözlerime baktı.
"Seni nasıl güzel sevdiğimi biliyorsun değil mi? Bunu sana sürekli gösteremesem bile herkesten önce geliyorsun benim için." Ağzımı açmama izin vermeden dudaklarıma yapıştı. Dakikalarca aşinası olduğum bu güzel tadın keyfini çıkardım.
---
Selaam oy verip destek olmayı unutmayın ballarım.💖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞKAN | Yarı Texting
ChickLit"son bir maç için enerjin var mı başkan?" Eğlenceli ve manyak bir arkadaş grubunuz var mı? Benim gerçekte yok fakat bu hikaye de her şey mümkün ve herkesin istediği hayatı size yazıyorum. Başlangıç tarihi 09.07.2021