İnsanın Sen Arayışı

40 26 1
                                    

Güneşin doğup havanın aydınlanmasına çok az kaldı, buna en çok sokağın başındaki yanmayan o sokak lambası sevinecek, gereksiz olduğunu düşünmek nasıl bir histir bilirsin. Ama sevgili sokak lambası, bu senin suçun değil, çünkü sen zaten hiçbir işe yaramaz olsan bile, yine de seni senden çalan toplumdur. Sürekli bir şeyler eksik hissiyle yaşarsın ama o şeyi bulana kadar eksik olanın aslında o olduğunu bilemezsin ya… Bu saatlerde yanıp yanıp sönüyor içimdeki o bir şey eksik tabelası. İşte ben o şeye kendi literatürümde “insanın sen arayışı” diyorum. İnsan sen’ini bulunca bir şekilde kendini daha tam hissediyor ve milyarlarca yıllık dünyada, o kadar zaman dilimi içerisinde, sana denk gelebileceği bir yerde yaşadığı için dünyanın en şanslı insanı oluveriyor. Dünyanın en yüksek binasına, yedi yıldızlı otellere veya sınır tanımayan, akıl almaz zenginliğe şahit olmak… Umurumda değil Burj Khalifa veya altın kaplama herhangi bir eşya. Hayatta bazı şeylerin çok sade yaşanması gerektiğine inanıyorum, armut ağacına bakan bir balkonda ahşap bir kahvaltı masası, uzaktan gelen deniz kokusu, yaprakların hışırtısı, kedi ayaklarımıza dolansın, güneş tepeye gelince de içeri geçelim… Hayatı durgun bir deniz olarak hayal ediyorum ve güzel olduğunun farkında olmadan güzel olan her şeyi çok seviyorum. Burj Khalifa’nın, benim balkonsuz evlerde sana hazırladığım balkon kahvaltılarının yanında çok da önemli olmadığını düşünüyorum. O kahvaltılardan sonra arkadaşlarımızla çok sevdiğimiz o barda buluşup, akşam eve seninle yürüyerek dönmek istiyorum. İnsan sen’ini bulduğunda aslında varlığından hiç haberdar dahi olmadığı eksik parçaları olduğunu anlıyor. Ve insan daha önce hiç duymadığı en güzel filmi, en güzel adamı, en güzel şehri gördükten sonra kendine diyor ki; yaşamımın geri kalan kısmı şimdi başlıyor. Bazıları, o anın ve o insanın, sen olduğunu çok sonra anladığını ve o anı yaşamak için öncesinde bir sürü saçma an yaşamak zorunda kaldığını söylüyor. İşte ben, bütün bu sen arayışımda çok düştüm, her köşeye çarptım kolumu bacağımı, bu yüzden çok seviyorum moru. Karşılaşırsak ve beni tanıyamazsan, üzerimde seni uzun süredir arıyor olmanın tatlı yorgunluğu olacak. Kavuşursanız aşk olmaz diyenlerin bir bildikleri yoktur diye umuyorum. Olur da sen arayışım bir gün biter de bunları sana okuturum diye yazılı kaynaklar tutuyorum. Yazdıklarımda kendimi gördüğüm kadar aynada kendimi görmüyorum. Şimdi ise uçan bir halıdan düşüyorum diye üzülecek değilim, uçma hissini tattığım için sevinecek kadar masallara inanıyorum ve güzel olan seni bulmak değil de seni aramaktır diye çok korkuyorum.  

  

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
mezar taşımdaki dört mısraya bakarken ağlayışınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin