Çocuk olmak güzeldir, ne kadar mantıksız şey yaparsanız yapın, ne kadar yanlışınız olursa olsun çocuksanız eğer çocukluğunuza veriliyor. “Küçüktür o” denilip geçiliyor. Çocukluktan çıkınca da “aa yakıştı mı?” oluyor. Oysa büyümek, sadece bedenen büyümektir bence. İnsan ruhen büyümez, küçüklüğü azalır. Daha az çocukluk yapar. Daha fazla düşünerek hareket etmeye başlar. Pireyi deve yapmamaya başlar. Bunların bir arada bulunmasına olgunlaşma deriz. Yoksa insan büyümez.
Büyümedik biz de o yüzden. Hâlen mantıksız davranıyoruz, hâlen düşünmeden konuşuyoruz, hâlen saçma sapan şeylere inanıyoruz, hâlen doktora giderken tedirgin oluyoruz, hâlen salıncakları seviyoruz ve daha bir sürü hâlen. Sadece bu hâlenlerin sayısını azalttık, daha az belirtmeye başladık. Böyle böyle olgunlaştık, olgunlaşacağız ama asla büyümeyeceğiz.
Ben de büyümedim, herkes gibi. Küçüklüğüm azaldı sadece o kadar. İstemeden kırdıysam bazı kalpleri, saçmaladıysam eğer küçüklüğüme verin. Öğreniyorum hâlâ. Diyor ya Sezen Aksu “Küçüğüm/ Daha çok küçüğüm/ Bu yüzden bütün hatalarım”. Ben de arada başkalarının küçüklüğüne veriyorum. Hepimiz öğreniyoruz, biliyorum.
Medyadaki şarkıda benden hepimize o zaman.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mezar taşımdaki dört mısraya bakarken ağlayışına
AcakNe sen vardın ne ben. Olduğumuzu sanarken sürüklenip duruyorduk oradan oraya. Ya da var olmaya çalışırken. Ne varım ne yokum aslında ben. Var olmaya da çalışmıyorum bir yandan yok olmaya da ama. Hayatın beni nereye götürdüğünü izliyorum bir süredir...