Karşımdaki dönmeme sebep olan oğlana baktığımda gülümsedim. Tabi tahmin edersiniz ki bu sevimli bir gülümseme değildi. Çünkü karşımdaki fare surat canımı sıkacak o cümleyi kurmuştu. Kolumda olan elini okşayıp içkimden bir yudum aldım ve kulağına yaklaştım. Nefesimi ağır ağır verip hiçte acele etmeden, duymayı beklediği ama ona değil kimseye beklediğini verecek biri değildim.
"Ah ne tesadüf, benimde bu gece bir jigoloya ihtiyacım var. Para seni tatmin ederse ücretini verebilirim?" Geri çekilirken yanağına dudaklarımı sürttüm ve yüz ifadesini görmek için gözlerimi yüzüne çevirdim. Sinirli bakıyordu. Agresif bir kedi gibi.
"Ücretimi karşılayacak servetin olduğunu sanmam, o yüzden diğer ihtimali değerlendir derim." Eli hala kolumdaydı ve sinirimi bozmaya başlamıştı. Elini sert bir şekilde kolumdan ayırdım.
"Üzgünüm kedicik, senin servetinde benim ilgi alanıma girmiyor. O yüzden," elini havaya kaldırıp avucunu dudaklarına yaklaştırdım. "Bu geceki fahişen bu güzel avucun, yalasan iyi edersin."
Sözlerim üzerine bakışlarındaki soğukluğu görüyordum ama benim bakışlarımda onunki gibiydi. Dışarıdan bakıldığında görülmeyen ancak hissedilebilen bir soğukluk olduğuna emindim. Ah tabi ki umurumda değildi. Bu ve bunun gibi tiplerin bakışları ya da tavırları bende etkili olmazdı.
"Hyung gidelim." Kediciğin yanındaki baby face konuştuğunda ona döndüm. Bu her zaman buraya gelen çocuktu. Onları burada görmesemde kim olduklarını biliyordum. Ülkenin gururuydular ama şu an bir tanesi karşımda durmuş onunla olmam karşılığında bana para teklif etmişti. Acınacak bir durumdu.
"Ah seni bir süredir burada görüyorum baby face, kedicik istemiyor sanırım ama belki senin istediğin şeyleri duymana yardımcı olabilirim?" Durmaya niyetim yoktu, bir daha buraya gelmemeleri için onları rezil etmek istiyordum. Başarıları zerre umurumda değildi, ve onlara tapmıyordum. Eğer baby face'in dediği gibi gitmezlerse sadece bana değil dünyaya rezil olmalarına az kalmıştı. Çünkü ikiside maskesiz ve savunmasızdı.
"Söylediklerine seni pişman edeceğim.." Söyledikleri karşısında saçlarımı geriye atarak duyulmaktan çekinmeden büyük bir kahkaha attım. Bella sayesinde bir iki tanesinin adını biliyordum ve işime yarayacaktı.
"Çok güzel miyavlıyorsun Yoongi-shi, yatağıma çok yakışırdın. Yazık oldu.." Yanından geçip ilerlediğimde diğerinin söylediklerini duydum.
"Öyle bir kadın olmadığını söylemiştim hyung, gidelim." Sonrası ile ilgilenmedim bile. İçkimi yudumlayarak ait olduğum yere çıktım. Sahneme. Gecemi böyle kendini beğenmiş tiplerin bozmasına müsade etmeyecektim. Hiçbir zamanda etmemiştim zaten.