1.4

81 9 2
                                    

Gözlerimi araladığımda başımda dikilen bir fare görmeyi beklemiyordum. O yüzden irkilmiştim.

"Üzgünüm korkutmak istememiştim." Cevap vermek yerine doğruldum ve saçlarımı bileğimdeki toka ile topladım. Saçlarım toplu uyuyamazdım.

"Korkmadım. Sadece zebani gibi başımda dikilmen irkilmeme sebep oldu." Gülerek yanıma oturdu.

"Hemen uyanacağını düşünmemiştim, o yüzden seni izliyordum. Huzurlu görünüyordun."

"Rüyalarımda yoksun diyedir." Söylediğimin üzerine hıhladı ve biraz daha koltuğa yayıldı.

"Bişey sormak istiyorum, cevaplar mısın?" gülerek konuşmaya başladım.

"Dene bakalım."

"Jimin'den mi hoşlanıyorsun?" Gülmek istedim ama yapmadım. Oynamak istiyordum.

"Sana bunu düşündüren nedir?"

"Mikrofonu düşürdüğünde bi kızla yakınlaşıyordu, ve ona çok yakın davranıyorsun." Kafamı sallayarak anladığımı belli ettim.

"Bu seni ilgilendirmez." Ona hoşlanıyorum ya da hoşlanmıyorum cevabını vermeyecektim.

"Beni ilgilendirir çünkü o benim grup arkadaşım ve sana olan ilk davranışımdan dolayı onunla yakınlaşmanı istemiyor."

"Hmm, yani hala beni yatağına satın almak ya da benimle oynamak istiyorsun ve Jimin araya girmesin diyorsun." Soru sormaktan çok kendi kendime konuşarak onun söylediğini yorumluyordum.

"Hayır. Öyle bir planım yok. Sadece Jimin fazla saf ve hassas, üzülmesini istemiyorum. Onunla oynayacaksan oynama." Kıkırdadım.

"Düşünceli kediyim diyorsun yani?"

"Evet." Cevabı ile aynı zamanda ayağa kalkarak dolaba doğru ilerledim. Kapağını açıp üzerime giymek için body aldım. Yatmadan önce giydiğim tshirti değiştirecektim.

"Ben senin gibi karaktersiz değilim, kimseye kendi hırslarım ve nefretim için zarar vermem."  Üzerimdekini çıkartıp sütyen ile kaldığımda ona döndüm. Beni izliyordu. Göğüslerimin dikkatini çektiğini biliyordum. Çünkü birkaç kez bakışını görmüştüm. Bu yüzden söylediklerim ile ilgilenmemişti.

"Gidebilirsin?" Üzerime bodyi geçirip elimi pantolonuma götürdüğümde bakışları aşağı inmişti. Yutkunduğunu görünce seslice güldüm.

"Göz tacizin devam edecek mi yoksa ben mi son vereyim?" Söylediğim ile kafasını sallayıp bakışlarını gözlerime çıkardı.

"Üzgünüm, gidiyorum." Ayaklandı ve kapıya ilerleyip dışarı çıktı. Bende arkasında kapıyı kapatıp pantolonu çıkarttım. Yoongi uçkuruna düştün piçin tekiydi. Sözde arkadaşı için gelmişti ama söyledilerimle üstümü çıkarttığım dakikadan sonra ilgilenmeyi kesmişti. Elime aldığım eteği giyip odadan çıktığımda kolumdaki saate baktım. Toplamda iki saat falan uyumuştum.

Adımlarımı barın içerisine yönlendirdim ve Hae Chul'un yanına gidip bir viski aldım.

"Erkek arkadaşınla barıştın mı?" Soruyu sormamın sebebi yüzünün gülüyor olmasıydı.

"Hayır ama yeni birisi ile tanıştım." Elimdeki bardaktan bir yudum alırken güldüm.

"Şıp sevdiyim diyorsun yani." Çabuk sevip çabuk vazgeçen insanlara imrenirdim hep. Ben kolayca sevemez sevdiğim zamanda vazgeçemezdim. O yüzden uzun ama çok uzun süredir hayatıma kimseyi sokmuyordum. Gerçi bazı sorunlarımda vardı.

"Onu unuttuğumu söylemiyorum ama tanıştığım kişi çok kibar ve kafamı dağıtıyor hoşlanmadım desem yalan olur" Gülümsedim.

"Senin için sevindim" elimdekini bir dikişte bitirip bir bardak daha alıp Sammy'nin yanına ilerledim.

Tough | MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin