Yoongi~
Bir haftadır bara gelmiyordum. Bunun sebebi yeni hazırladığımız şarkı için çalışma yapıyor oluşumuzdu. Şimdi ise onunda geleceğini bildiğimden -çünkü Bella denen kız söylemişti- bara gelmiştim. Ona söylediğim şeyin bu kadar dokunması garibime gitmişti. Yatağıma almayı istemiştim evet ama önüne gelen herkes ile öpüşen bir kadın ile öpüşmezdim. Kirli olduğu doğruydu. Bana göre öpüşmek saf bir eylemdi ve o bunu önüne gelen herkes ile yapıyordu. Duygusuz bir öpüşme yerine öpüşmemeyi tercih ederdim. Zaten öpüşmeyi de sadece sevişirken yapardım. Sevişmeyi düşünmediğim birini öpmek gereksiz olurdu.
Bara girdim ve hep oturmaktan keyif aldığım köşeye çekildim. Erkenden içmeye başlamak istediğim için erken gelmiştim o yüzden etrafta çok insan yoktu.
"Ne alırdınız?" Barmen gelip konuştuğunda bakışlarım ona çevirdim.
"Ne olursa" Kafasını sallayarak benden uzaklaştı. Birkaç dakika sonra da elinde viski bardağı ile geldi.
"Buyrun." Cevap vermeden elindekini alıp bir kerede içtim. Boş bardağı ona uzattığımda gülümsüyordu. Gözlemlemelerim sonucu tercihlerinin hemcinsleri olduğunu anlamıştım.
"Bana öyle gülümseme, heteroseksüelim." Gülümsemesi büyüdüğünde ters bir şekilde ona baktım.
"Neden öyle gülümsüyorsun?"
"Tercihlerim arasında erkekler olabilir evet ama o erkeklere siz dahil değilsiniz, gülümsememin sebebi birine benzetmemdi. Hepsi bu" cevabımı beklemeden gittiğinde güldüm. Yanlış anlamıştım ama çokta umurumda değildi. Kadın erkek fark etmeksizin herkes bir süre sonra bana gelirdi. Barmen çocuk ikinci kadehi getirip önüme bıraktığında ona bakmadım. Odak noktam kapıdan giren kişiydi. Üzerine giydiği siyah elbisesi iddialıydı. Kore standartının dışında dolgun kalçaları ve göğüsleri vardı. Ve giydiği elbisede tam bunlara vurgu yapıyordu. Saçlarını bugün sıkı bir şekilde toplamıştı. Ve o saçlar ile ilgili güzel düşüncelerim vardı ama şimdilik kendime saklıyordum. Ortaya çıkan yüzü güzeldi. Onun göz alıcı bir kadın olduğunu itiraf ediyordum. İlk etapta da dikkatimi güzelliği çekmişti yalan söyleyemezdim.
Beni görmeden adımlarını arkadaki ofislere ilerlettiğinde bende yerimden kalkarak sahneye çıktım. O gece öylece gittiği için gitarı buradaydı o yüzden akordunu düzeltecektim. Gereksizde olsa öğrendiğim bir bilgi sayesinde akorda takıntısı vardı. Gitarı elime alarak işimi hallettim ve aldığım yere geri bıraktım. Kısa bir işlemdi bana göre. Sahneden inerek yakındaki bir masaya oturdum ve gelmesini bekledim. Benimle konuşması için bahane üretiyordum. Normalde bir kadının peşinden koşacak tipte biri değildim ama gururuma dokunmuştu. İstediğimi alacak ve bırakacaktım.
Bir süre sonra sahneye doğru geldiğini gördüm. Basamakları çıkıp sandalyeye oturduğunda yerimden kalkarak yanına çıktım. Sağ ayağı sandalyesinin basamağındaydı ve bu elbise ile görsel şölen sunuyordu.
"Akordu senin için hallettim." Bakışlarını bile kaldırmadan elindeki gitarın ayarlarını bozarak tekrardan yapmaya başladı.
"Boşuna uğraşıyorsun, bozmasaydın en iyi ayarı yapmıştım." Bana yine cevap vermeden işine devam etti. Arkamı dönüp sahneden inmeye yelteniyordum ki, sahnenin önünde birkaç kişiyi onu izlerken gördüm. Bakışları asla hoş değildi. Benim barımda kimse çalışanıma öyle bakamazdı. Ama huzursuzluk çıkartmayacaktım. Geri dönüp üzerimdeki ceketi çıkarttım ve Luna'nın bacaklarının üzerine attım. Kafasını kaldırıp bana baktı. Geldiğinden beri kurduğumuz ilk temas buydu. Gözlerini üzerimde sabitleyerek ayağını hafifçe kaldırıp topuklu ayakkabısına ceketi takarak yere attı. Hayatı boyunca çalışsa alamayacağı ceketi yere atmıştı. Hemde ayağının ucuyla. Güldüm.