Sorunsuz bir hafta geçirmiştim. Şimdi ise Nova'yı okuldan alıp eve götürüyordum.
"Omma biliyor musun?" Diye başladığında gülerek ona döndüm.
"Neyi biliyor muyum?" Dediğimde somurttu. Son zamanlarda konuşmasına hep 'biliyor musun' diyerek başlıyordu ve bırakması için sürekli hatırlatıyordum. Konuşmaya başlaması için öyle bir başlangıç yapmasına gerek yoktu.
"Tanışmak istediğim birisi var, beni onun konserine götürür müsün?" Bana aldırış etmeden devam edince onunla gurur duydum. Güçlü bir kızdı.
"Elbetteki götürürüm kimmiş bu?" Elimi bırakıp önümde durarak gözlerime baktı. Cevabım onu oldukça mutlu etmişti anlaşılan.
"Anneciğim seni çok seviyorum." Gülümsedim. Sadece evet cevabım bile yetmişti.
"Bende seni seviyorum bebeğim, hadi bakalım kimmiş bu şanslı kişi?" Elini uzatınca telefonumu istediğimi anlayarak avucuna bıraktım. İstediği sanatçıyı açıp bana verdiğinde güldüm.
"Jimin mi tanışmak istediğin kişi?" Kafasını sallayarak konuşmaya başladı.
"Grupmuş bunlar anneciğim ama ben onunla tanışmak istiyorum. En çok onu seviyorum."
"En çok onu seviyorsun demek. Nesini seviyorsun onun?" Düşünerek yanıma geçti. Elimi tutarak yürümemi istediğinde ona ayak uydurarak yürümeye başladım.
"Pamuk şeker gibi, pamuk şekerleri severim." Kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. Yakından tanımıyordum Jimin'i ama görünüş olarak pamuk şekeri andırıyordu.
"Seni onunla tanıştıracağım ama konser için bi altı yedi sene beklemesin." Yüzü düşerek bana baktı.
"Neden?"
"Yaş sınırı olduğuna eminim bebeğim . Sen daha altı yaşındasın."
"Peki fan buluşmasına gidebilir miyiz?" Bunları nereden biliyordu acaba. Elimi kafasına çıkartarak saçlarını okşadım.
"Ona gerek kalmayacağına eminim ama çok istersen Lia teyzen ile gidebilirsin." Onu oraya ben götüremezdim. O yüzden görev Lia'ya düşüyordu. Sonunda eve girdiğimiz de Lia yemek hazırlamış bizi bekliyordu. Lia gibi bir arkadaşa sahip olduğum için çok şanslıydım.
"Hadi bakalım ellerinizi yıkayıp masaya gelin, harika yemekler yaptım sizin için." İkimizde sevinerek banyoya ilerledik. Ellerimizi yıkayıp masaya oturduk ve lezzetli yemeklerin keyfini çıkarttık. Yemek yerken hepimiz obur olduğumuzdan konuşmayı olabildiğince az tutup yemeğe odaklanıyorduk. Benim yemeğim bittiğinden ilk konuşan ben oldum.
"Bu akşam erken çıkacağım, siz iki güzel kız idare eder misiniz?" Nova'nın suratı düşsede bişey demeden onayladı.
"Tabi ki idare ederiz, zaten Nova ile fransızca çalışacağız." Gülümseyerek masadan kalktım. Yediklerimin bulaşığını alarak makineye attım. Nova şimdiden dört dil konuşuyordu, hepsi ana dili gibi olmasada iyiydi. Nasıl başarmıştık emin değildim ama her dili konuşmamızdan kaynaklı öğrenmişti sanırım. Çünkü ben ingilizceyi annemle babamın kavgaları yüzünden öğrenmiştim.
"Ben gidiyorum o zaman." Eğilip önce kızımı sonra Lia'yı öpüp doğruldum. Odama ilerledim ve birkaç kıyafet alıp evden ayrıldım. Planım bara erken gitmek ve Jimin'i bulmaktı.
~~
Barın kapısında Sammy beni karşıladı. Epeydir görüşmüyorduk o yüzden görünce boynuna sarılıp öptüm.
"Çok uzun zaman oldu neden aramadın?" Gülerek benden uzaklaştı.
"Sen neden aramadın?" Güzel soruydu ama cevabım yoktu. Aklıma gelmemişti. Kötü bir arkadaş olduğumu kabul ediyordum.