Aynanın karşısında kendime bakıyordum. Kakülüm komik görünüyordu. Depresyona girmekten beni Yoongi'nin kestiği şu komik kakül kurtarmıştı. ilginç bir durumdu ama olan buydu işte. Kendimi ne zaman kötü hissetsem aynaya bakar ve hayatımı sorgulardım böyle olunca da sonrası uzun süren bir depresyon olurdu ama şimdi aynadaki komik yansımama gülüyordum. Ruh halim mükemmel sayılmazdı ama çokta kötü değildim. Sadece yapmam gereken bazı değişiklikler vardı o yüzden banyodaydım.
Eve gelmeden önce Lia'ya Nova'yı alıp kendi evine geçmesini ve birkaç gün orada kalmasını söylemiştim. Yaşadığım durumu biliyordu ve bu durumu atlatana kadar Nova'ya acil iş seyahatine çıktığımı söyleyecekti. Küçük kızım buna ne kadar inanacaktı emin değildim ama Lia üstesinden gelecekti emindim. Ona her zaman çok güvenirdim.
Aynadaki yansımama bakıp ne yapmam gerektiğine karar vermeye çalıştım. Yoongi'nin kestiği saçı düzeltebilirdim ancak bunu yapmayacaktım onun yerine elimi banyo çekmecesine atıp karıştırmaya başladım. İşe yarar herhangi bir şey bulabilirsem değişikliğe başlayacaktım. İlk iki çekmecede bir şey bulamayınca sinirlenip çekmeceyi hızla ittiğimde gürültü ile kapandı.
"Bir kere de aradığımı bulabilsem şaşırırdım." Elimi üçüncü çekmeceye attığımda cebimdeki telefonun titremesi ile duraksadım. Cebimden telefonumu çıkartıp ekrana baktığımda numara tanıdık geldi. Kaydetmemiştim ama bir yerden hatırlıyor gibiydim ve bu saatte tanımadığım birinin aramayacağına emin olduğumdan telefonu açıp kulağıma götürdüm.
"Efendim?" Karşıdaki ses hafif uykulu bir şekilde konuşmaya başlayınca ilk şaşırdım.
"Eve gidince haber verirsin diye bekledim ama uyumuşum, daha iyi misin?"
"Yoongi?"
"Evet benim." Cevap vermek istedim ama veremedim. Gerçekten haber vermemi mi beklemişti yani?
"Luna?"
"E-evet iyiyim sorun yok, ben sadece ciddi olduğunu düşünmediğim için haber vermeyi unutmuşum." Derin bir nefes aldığını işittim.
"Herneyse iyi olduğunu duyduğuma göre uyumaya dönüyorum. Yarın dinlenmene bak. İyi geceler."
"Gerek yo-" cümlemi bitiremeden telefon yüzüme kapanınca telefonu kulağımdan çekip ekrana boş boş baktım. Bana karşı neden böyle ince düşünceli davrandığını anlayamıyordum. Bana garip bir kibarlık sergilemesindense, sözleri ile midemi bulandırmasını tercih ederdim.
Elimdeki telefona daha uzun süre bomboş bakmak yerine köşeye bırakıp elimi tekrar aynı çekmeceye attım. İçesini kurcalamaya başladığımda sonunda işe yarar bir şey bulduğum için mutluydum.
~~
Yoongi~
Bir süredir bara uğramıyordum. Sebebim yoktu aslında. Yoğun değildim, herhangi üzerinde çalıştığım bir şeyde yoktu ama gelmemeyi tercih etmiştim. İçeri girip bir masaya oturduğumda barmen çocuğun döndüğünü görmüştüm. Elimi kaldırıp onun yanıma gelmesini sağladım. Fazla kalabalık olmadığı için hemen görmüştü.
"Bana bira getirir misin?" Cevap vermeden yanımdan uzaklaştı. Luna'ya dinlenmesini söylediğim için buralarda yoktu. Belki de burada olmadığını bildiğimden gelmemiştim.
"Buyrun." Bira bardağını masaya bıraktığında kafamı kaldırıp ona baktım.
"Luna ne zamandır gelmiyor?" Barmen çocuk gülümsedi.
"Ben döneli üç gün oldu ve o geldiğimden beri burada ve olmadığı kadar aktif." kafasını sallayıp devam ettiğinde ona bakıyordum. "Herneyse, afiyet olsun." Eliyle birayı göstererek bişey söylememi beklemeden gittiğinde ne olduğunu çoktan merak etmiştim. Aktiften kastı neydi merak ediyordum.