| DH - 24 | Mortem Non Amoris Obice |

5.1K 271 87
                                    

Merhaba! Şuana kadar yazdığım en uzun bölüm! Umarım bekletmeme değer. Yazılı haftasındayız ve ben ciddi anlamda dersleri çok boşladım. TEOG'a hayvan gibi çalışmak yerine hikaye yazıyorum. Lütfen bu emeğimi karşılıksız bırakmayın. Voteler düştü, yorum neredeyse yok. Bunu istemiyorum. Kısa süre sonra final var zaten. Beğenmenizi umuyorum.

Öncelikle bir önceki bölümde amacım Justin Bieber'a hakaret etmek değildi. Ki zaten sadece ''Zedd, Justin'den daha tatlı'' diye bir cümle kurdum. Burada pek de hakaret göremiyorum açıkçası. Benim düşüncem bu ki bu hikayedeki Mine'nin de düşüncesi. Bu bölümde de söylenen hiçbir şey hakaret değildir. 

Multimedyada Zayn'in, Perrie'nin, Mira'nın ve Mine'nin giydikleri var. Mira o kız değil, ama kıyafetleri o. 

İsterseniz Ariana Grande- Just A Little Bit Of Your Heart şarkısı ile dinleyebilirsiniz.

İyi okumalar!

***

Zayn ile beraber şaşkınca ağlayan Mine ile, kapıya vuran Harry'i izliyorduk. Babamla konuşmamdan sonra, Zayn'i kesmeye devam etmiştim. Ama hala tek parça. Lan ahahha. Ya abi, çok komiğim lanet olsun. Mine'nin bağırışı beni espri dünyamdan çıkardı. Mine yaklaşık 10 dakika önce hızla anahtarla evi açmış, kapıyı çarpmış hatta kapının önüne eşyalar koyarak seslice ağlamıştı. Zayn seslerden uyanınca şirince etrafına bakmıştı. Tabii ben ağzımın suyu aka aka onu izlemiştim. Ardından kapı Harry tarafından yumruklanmaya başlamıştı. Zayn'i izleme seansımı mahfettikleri için onlara kızmam gerekiyordu. Kapının dışındaki Harry bağırdı.

"Ya Mine! Özür dilerim, aç şu kapıyı!"

"Defol Harry! Defol!" Diye bağırdıktan sonra yere çöktü Mine. Sesli bir biçimde ağlarken, ne tepki vereceğimi bilmiyordum.

"Tamam haklısın ama yapacak bir şey yok! Ben buyum!"

"Ama ben Nadine, Taylor ya da başkası değilim! Öptükten sonra bunu yapamazsın!"

Zayn ile şaşkınlığımız artarken birbirimize baktık. Bu ikisi öpüşmüş müydü? İkimiz de aynı anda ayağı kalkarken, ben ağlayan Mine'yı kaldırdım. Zayn kapının önündeki eşyaları çekerek, Harry ile konuşacağını belirten bir işaret yaptı.

"Arkadaşının yanına defol git Zayn! İkiniz de bok beyinlisiniz!" Mine'nin söylediğini duyduğunda, Zayn kıkırdadı. Abi çok tatlı ya. Dışarı çıktıktan sonra kapıyı arkasından kapattı. O sırada Mine kollarımda ağlamaya devam ediyordu.

"Neler oldu?"

"O tam bir piç!" Hey hey hey. Sakin ol dostum. O benim kahramanlarımdan biri.

"Beni öptü! Bana beni sevdiğini söyledi! Ve sonra ona sevgili olup olmadığımızı alttan alttan sorduğumda arkadaşız dedi! Arkadaş! Just Friends olayı yani! Sonrası da bu işte! Beyefendi kolay kolay aşık olamazmış! Öperken öyle değildi ama! Piç kurusu."

Yani şuan cidden ne diyim bilemedim. Bir an Mine'nin yerine kendimi, Harry'nin yerine Zayn'i koydum zihnimde. Ama bizim olayımızda Zayn beni öpeceğinde bayılacağım için bir kavga olayı olmazdı.

Burası Londra'ydı. Bazı insanlar öpüşürek bile selamlaşabiliyordu. Harry de Mine'yi öyle sandı galiba. Bizim Türk olduğumuzu unutmuş olmalı.

"Kullanılmış gibi hissediyorum." Diye fısıldadı sımsıkı sarıldığım Mine burnunu çekerek.

"Mine, Harry'i az çok biliyorduk. O seni kullanmadı. Ama o aynı anda beş kızla takılabilen bir erkek. Şuan da biliyorsun, ismi Nadine ile anılıyor. Yani bu kullanmak değil. Harry'nin kişiliği."

Didn't Happen / ZMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin