Merhabalar. Bu bölüm biraz acıklı oldu galiba jkghugyg Ama geçmişten biraz bahsetmek istedim ve olayların neden o kadar hızlı geçtiğinden. Sonraki bölümlerde hikaye iyice coşacak diyebilirim jkugyu Gerekli bilgileri bu bölümde öğreneceğinizi düşünüyorum. Biraz sıkıcı oldu ama idare edin artık :D Voteler çok az ve ben hesaplarımda yayımlamadıkça okuyan olmuyor. Hep yayınladığımda da kendimi garip hissediyorum. 100 kişi okuyor ama 9 kişi falan beğeniyor. Lütfen gösterdiğim bu emeği karşılıksız bırakmayın. Ödevlerimi erteleyerek yazıyorum hikayeyi :D Her neyse umarım beğenirsiniz, iyi okumalar!
#Louis'in Ağzından# (Doğum gününden önce)
Arabada yorgunluktan ölüyorduk. Günlerdir durmadan ödül törenlerine gitmiş, programlara katılmıştık. Sanırım en yoğun haftamızdı. Diğer çocuklara göz gezdirdiğimde onların da yorgun olduğunu gördüm. Sesimi çıkarmadan telefonumu elime aldım ve dolanmaya başladım. Mira ismini görünce durdum. Tanıdık geliyordu, ama kim olduğunu hatırlayamıyordum. Şu bir haftada o kadar kişi görmüştük ki... Düşünmeye devam ederken yanımdaki Zayn'in bir hayvan gücüyle esnediğini gördüm. Ve bilin bakalım ne oldu? Tahmininizi bilmiyorum ama Niall hönkürdü diye tahmin ettiyseniz, cevap doğru. Ona gözlerimi devirdim ve Zayn sayesinde hatırladığım Mira ile gülümsedim. Zayn'in tanıştırdığı kızdı. Aklıma dolanlarla Zayn'e döndüm.
''Zayn'' dediğimde gözleri kapalıyken açmadan yanıtladı.
''Hım?''
''Mira diyorum, anlatmadın. Neden ona o kadar ilgi gösterdin?'' Gözleri kapalıyken kaşlarını çattı. Diğer çocukların da dikkatini çekmiştik.
''Neden bu kadar kurcalıyorsunuz?''
''Çünkü sen tanıştığın birini iyice tanımadan onunla kaynaşamazsın.'' Diye dördümüz aynı anda Zayn'i yanıtladık. Sıkıntıyla nefesini üfleyerek gözlerini açtı ve bize döndü.
''Hayran kaybettiğimizi söylediler.'' Oturuşunu dikleştirdi ve devam etti. ''Mira ile karşılaştığım gün, Modest çağırmıştı. Benim hayranlara önem vermediğim görüldüğünden dolayı, gittikçe hayran kaybettiğimizi söylediler. En kısa zamanda birkaç hayranla fotoğraf çekilmemi, birkaç tweet atmamı ve gerekirse bir hayranla özel ilgilenmemi söylediler. Dönerken Mira ile çarpıştığımda da benim için iyi bir fırsat olacağını düşündüm.'' Diyerek tekrar arkasına yaslandı. Hepimiz ona bakarken umursamıyordu bile.
''Sen onu kullandın mı?'' diye sordu Niall sinirlenmeden önce genellikle kullandığı ses tonuyla. O, hayranlarına hepimizden çok önem verirdi. Çünkü burada olmamızın onlardan başka kimse sayesinde olmadığının fazlasıyla farkındaydı. Zayn omuz silkti.
''Buna kullanmak denmez.''
Niall'ın mavilerinin koyulaştığını görmüştüm. Harry onun kolundan tuttu ve Zayn'e çatık kaşlarla bakmaya başladı. Ağzını konuşmak için aralamışken Liam ona fırsat vermeden konuştu.
''Evet, buna kullanmak denir. Bizim ünümüz zedelenmesin diye bunu yaptın. Ona hayallerini sırf ünümüz zedelenmesin diye yaşattın. Aklında bu vardı yani, öyle mi? Nasıl bu kadar umursamazsın Zayn? Bunu bilse ne kadar kalbi kırılırdı, düşündün mü? Bizle beraberken gözündeki parıltıyı görmedin mi? Ağlamamak için kendini zar zor sıktığını görmedin mi? Mutluluğunu görmedin mi? Sana inanamıyorum.''
Zayn sinirle kafasını kaldırdı.
''Kesin şunu! Nasıl olsa onu bir daha göremeyeceğiz. Kendi çıkarım için olsa da sonuçta hayalini gerçekleştirmedim mi? Gerisi önemli değil!''
Niall'ın yüzü sinirden kıpkırmızı olmuştu ve ben sessizce olanları izliyordum. Niall tam bağırmaya hazırlanacakken ona elimle durmasını işaret ettim. Telefonumdan Mira'nın ismine basarken herkes ne yaptığıma bakıyordu. Birkaç çalıştan sonra telefon açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Didn't Happen / ZM
FanfictionEla veya kahverengi. Gözlerinin rengi bunlardan biri işte,çözemiyorum. Tek bildiğim baktıkça daha bir aşık oluyorum, daha bir bağlanıyorum. Peki ya gülüşü? Gözlerinin kısılması, dilinin dişlerinin arasına yerleşmesi ve o muhteşem melodi. Sanki o gül...