| DH - 52 | Treatment |

2.9K 254 44
                                    

Merhaba! Sanırım biraz geç geldi ama ilham yoktu maalesef. Biliyorsunuz, bir noktadan sonra yazacak bir şey kalmaz. O zamana yaklaştık gibi. Yani hiç beklemediğiniz bir anda final yazısını görebilirsiniz. Öncelikle Didn't Happen için yaptığı videodan dolayı @whatacutiepie adlı okuyucuma teşekkür ederim. İzlemek isterseniz multide var. Multideki fotoğraf da justemixx kullanıcısından. Söyleyeceğim pek bir şey yok. Yorum ve voteleriniz için tekrar tekrar teşekkür ederim. All Of Me bu hikaye ile bağlantılı biliyorsunuz, okursanız inanın pişman olmazsınız.

Sınır 80 vote 25 yorum!

Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar!

"Saçmalıyorsun."

"Ben bu iliği sana vermek istiyorum tanımadığım o kıza değil!"

"Ne demek iki kişiye veremeyiz? Bakın Bay Martin bunun bir yolunu bulun bence."

"Salaklaşma. Ölmek mi istiyorsun?"

"Ya sana ilik bulunmazsa? Aylardır bunu bekliyoruz!"

Odadaki sesler birbirine karışırken gözlerimi kapattım ve var gücümle bağırdım.

"Yeter!"

Bay Martin'e bağıran Cenk, bana homurdanan Mine, bana bir şeyler anlatmaya çalışan Louis, çocuğun da benim de ölmemi istemeyerek bir saattir konuşan Harry ve diğerleri aynı anda susarak bana döndüler. İliğin kıza verilmesini istediğim saniyeden beri, yani yaklaşık beş dakikadır herkes birbirine bağırıyordu. Zayn sadece susuyordu ve hiçbir tepkide bulunmuyordu.

"Sessiz olun ve beni dinleyin lütfen. Cenk, o kız ölürse ben nasıl iyi hissederek yaşıyım? İki kişiye ilik vermen de mümkün değilmiş zaten. Hem benim vaktim var onun yok! Çocuklar o kızı tanıyorum, o küçük bir ben gibi. Ben bu yaşta bunları zor kaldırdım, o sadece beş yaşında ve bununla savaşıyor. Bırakın da kazansın bu savaşı! Bırakın da hayatın güzelliklerini görmeye vakti yetsin! Ben gördüm, hayallerimi gerçekleştirdim. Ölürsem mutlu ölürüm en azından. Anlıyor musunuz? Yaşarsam mutlu olmam ama öldüğümde o yaşıyor diye mutlu olurum! Cenk sende birazcık değerim varsa kabul et şunu! O küçük kıza yaşam ver Cenk!"

Şuan şu odada gözü dolu olmayan bir Bay Martin vardı sanırım. Cenk'in gözlerinde o kadar duygu vardı ki. Gözümden bir yaş akarken fısıldadım.

"Lütfen Cenk."

Bakışları biraz daha benim üstümde kaldıktan sonra yutkunarak Bay Martin'e döndü.

"Tamam. İliğimi o kıza vereceğim. Ne gerekiyorsa yapın."

***

Zayn gelip kablolara dolanmadan şekilden şekile girerek yanıma uzandığında gülümseyerek kafamı göğsüne koydum. Saçlarımda gezinen elleri bütün yorgunluğumu atmamı sağlıyordu. Derin bir nefes aldım ve gözlerimi ona çevirdim.

''Cenk ile Bella iyi mi?''

Dün Cenk onları söyledikten sonra bugün için ilik nakline hazırlanmıştı. Benim gitmeme ve Cenk'i görmeme izin vermemişlerdi ama Mine'ye zorla nasıl olduğunu söyletmiştim. Cenk de Bella da aynı anda ameliyata alınmış, ikisi de uyutulmuştu. Cenk'den alınan ilik bekletilmeden Bella'ya verilmişti ve sanırım uyum olmuştu. Şuan ikisi de uyuyordu, ben de Zayn'i onlara bakması için yollamıştım.

''İkisi de iyi. Aynı odadalar ve sohbet ediyorlar. Yanlarında Crys ile Bella'nın babası var.''

Crys mi? Şaşırsam da bir şey demedim ve gözlerimi kapattım. Dünden bu yana yalnız kaldığımız ilk andı ve konuşmamız gereken şeyler olduğunu biliyordum.

Didn't Happen / ZMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin