Didn't Happen / ZM

| DH - 28 | Soul Mates |

Merhaba! TEOG bitti ve ben geldim! Normalde bölüm yüklemezdim çünkü bir önceki bölüm 7 vote almış. Lütfen vote verin! Bu bölüm ve o bölüm 10 voteyi geçmeden bölüm yüklemiyeceğim. Bu arada tek bölümlük hikaye yazdım, Zayn hikayesi. Okumak isterseniz profilimde var. Ayrıca bir tane de Niall texting'i var, ona da göz atın lütfen. Yeni hikayelere de başlayacağım. Bu arada Cenk'in kim olacağına siz karar verin.

İyi okumalar!

#Mine'nin Ağzından#

Saçma sapan okulun, saçma sapan son tenefüsündeydik ve burası saçma sapan insanlarla doluydu. Okulun ikinci haftasıydı ve hiç arkadaşım yoktu. Nerede İngiliz insanı samimiyeti?! Nerede ha nerede?! İç sesimle kavgalara girerken kafamı sırama gömmüştüm. Kısa süre sonra ayağımda bir baskı hissettim. Gözümü açtığımda, pembe topuklu ayakkabı sahibi birinin ayağımı ölümüne dürttüğünü gördüm. Topuk bacağıma girmek üzereydi! Sabır dileyerek kafamı kaldırdığımda karşımda çete gibi duran beş kız gördüm. Onlara boş gözlerle bakarken en önde duran slikon kız ayağımı rahat bırakmış, sinirli bir ifadeyle bana bakıyordu. Slikon kızdı çünkü dudaklarında slikon olduğu besbelliydi! Canım öyle demek istedi çünkü!

''Küçük sürtük!'' diye bağırdığında kaşlarımı çattım.

''Ne diyorsun sen ya?!''

Onlar gibi ayağa kalktığımda slikon kız sinirle elini yanındaki kızlardan birine uzattı. Yanındaki kız gözleri benim üzerimdeyken slikon kızın eline bir gazete bıraktı ve slikon kız gazeteyi resmen üzerime attı. Cidden sinirlenmeye başlıyordum!

''Manşet haberine bak!''

Sakin olmaya çalışarak gazeteyi yüzümden çektim ve manşet haberine baktım. Harry ile benim fotoğrafımı gördükten sonra gözlerimi büyüterek manşeti okudum.

''Harry Styles ve kim olduğu bilinmeyen bir kız Selena Gomez'in stüdyosunun önünde öpüşürken görüntülendi!''

Gözlerimi habere karşı kocaman büyüttükten sonra karşımdaki kızlara baktım.

Sanırım boka batmıştım.

#Mira'nın Ağzından#

''Anlat bakalım.'' dedim yanımda oturan Cenk'e dönmeden karşımdaki denize bakmaya devam ederek.

''Neyi?'' diye yanıtladı o da. Ona sorduğum sorudan sonra sessizce yanıma oturmuş ve benimle beraber denizi izlemeye başlamıştı.

''Neden kışın ortasında buradasın?''

''Sen neden buradasın?''

''Önce ben sordum.'' Aynı anda birbirimize döndüğümüzde ikimiz de gülümsedik. Sonra ben aynı anda gülümsedik diye kaşlarımı kaldırdım ve aynı anda o da kaldırdı. Saniye farkı bile yoktu! Bir kaşımı yavaşça aşağı indirdiğim saniye o da indirdi.

''Hadi ama! Benimle aynı şeyleri yapma!'' İkimiz de bunu söylediğimizde bir süre birbirimize şaşkınca baktık ve kahkaha attık. Çocukla hareketlerimiz bile aynıydı!

''Pekala anlatıyım.'' dedi gözlerini benden çekip denize bakarak. Ben de bunu yaptım ve dinlemeye başladım.

''Platonik aşk. Burada olmamın sebebi, yıllardır deli gibi sevdiğim kızın bana umut verişlerini ve ardından sevgilisiyle önümde yiyişmelerini izlemek istememem. Bir nevi kaçıyorum. Seninki ne?''

Şaşırmış bir şekilde ona döndüm ve aynı şekilde yanıtladım.

''Platonik aşk. Burada olmamın sebebi, yıllardır deli gibi sevdiğim adamın bana umut verişlerini ve ardından nişanlısıyla yiyişmelerini izlemek istememem. Bir nevi kaçıyorum.''