Onüçüncü Bölüm:Kaos

2.1K 86 11
                                    

Deniz

Sanırım ilk üç derste okuldan bezmeyi başarmıştık. Sabahın köründe ilk iki derste koya koya biyolojiyi koymuşlardı. Allah'ım sana geliyorum bu uyuz kadını dinlemekten bıktım. Hayır yani normalde edebiyat dersinde milletin uykusu gelir, ben ise biyoloji dersinde ruhum emilmiş gibi hissediyorum. Benim gibi enerji dolu bir insanı bile iki saatte hayattan soğutabiliyorsunuz ya bravo cidden.. Zaten yol boyu oyun oynamak varken Leyayla birlikte Efe ve Naz'ı aramıştık. Bu da yetmezmiş gibi Yağız'ın insanlara sövmesine maruz kalmıştık. Okula geç kalmayacak olsak kesinlikle kavga çıkarırdı o marul.

Tabi Leya da olmasaydı onu sakinleştirmek imkansız bir hal alırdı.
Her neyse üç dersin sonunda Yağız iyice delirmişti. Leya da bunu fark etmiş olucak ki - zaten farketmemek mümkün değildi - bana kaş göz yaptı ikimiz de çekiştire çekiştire Yağız'ı bahçeye çıkardık.

Yaklaşık on dakikadır boş boş çardakta oturuyorduk. Yağız ise oldukça düşünceli görünüyordu. Tam ne düşündüğünü sormak için ağzımı açmıştım ki bahçede bir hareketlilik oldu. Bakışlarımız o tarafa çevrildiğinde okuldaki kızların yarısının üstlerini başlarını düzelterek okulun önüne dizildiklerini gördüm tam ne olduğuna bakmak için ayaklandığımızda oldukça iyi bir driftle okulun bahçesine lüks siyah bir spor araba giriş yaptı.Tüm gözler o tarafa çevrildiğinde arabadan siyahlar içinde tüm karizmasıyla Efe çıktı, güneş gözlüğünü hafif indirerek bize kısa bir bakış attı. Yanında da tam olarak kim olduğunu göremezsem de bir kız vardı.

Lan bu Efe Naz ortalarda yokken onu aldatıyor mu yoksa? Kendine mezar seç gerizekalı çocuk.

Pür dikkat arabanın içinden dışarı çıkan kıza odaklanıp Leya'ya kızı yolalım bakışımı attığımda başıyla onayladı. Tam arabaya doğru koşacakken arabadan siyah olmayan Naz'a göre oldukça soft bir kombinle söylenerek inen bir adet Naz'ı görmeyi beklemiyorduk doğrusu. Leyayla olduğumuz yere çivilenmiştik ki hızla onlara doğru koşan Yağız'ı görmemizle biz de onların yanına gittik.Etrafta "Efe'nin sevgilisi bu mu? " gibi garip garip söylentiler dolaşmaya başlamıştı. Yağız ise hızla Naz'ı kendine çekip sarılmıştı. Bu seferde" Kıza bak ikisini bir anda idare ediyor" gibi şeyler ve kızların ona nefret dolu bakışları...

Bunların hepsi canına susamış galiba Naz dediklerini bir duysa bunların hepsine teker teker saç baş girip analarından emdikleri sütü burunlarından getirir vallahi.

Naz

Sonunda okulun önüne gelebildiğimizde kemerimi çıkartmış, arabadan inmeye hazırlanıyordum ki Efe öküzü havalı bir giriş yapmak için -beni uyarmayıp- sert bir driftle okula girdiğinde arabanın camına yapışmıştım. O ise bana bakıp küçük bir kahkaha atmış, sonrasında hiçbir şey olmamış gibi güneş gözlüğünü takarak arabadan inmişti.

Egolu düşüncesiz ukala öküz.

En sonunda başımı ovuşturup söylenerek arabadan indiğimde etrafa bakmaya fırsatım olmadan aniden birinin bana sarılmasıyla irkildim ilk başta kurtulmaya çalışsamda sarılan kişinin Yağız olduğunu görmemle sarılmasına karşılık verdim.

Kısa bir anlığına Efeyle göz göze gelmiştik, bize garip garip bakıyordu sonrasında gözlerimi kaçıran taraf ben olmuştum.Yağız'ın endişesi geçmiş olacak ki bana sarılmayı bırakıp sorularını dıralamaya başladı. "Neredesin kızım sen?" Tam cevap vermek için ağzımı açtığım sırada "Hem bu itin yanında ne işin var?" Ah bu Yağız beni öldürecek yine tam cevap vermek üzereydim ki bu sefer de Efe'nin üzerine yürüyerek yakasına yapıştı."Yağız dur." dememle beni takmayıp Efe'nin yakasını daha da çok asılmaya başladı. Oflayarak etrafa baktığımda herkesin fısır fısır bir şeyler konuşarak bizi izlediğini gördüm. Tekrar Yağız ve Efe'ye baktığımda Efe'nin "Eh yeter be!" diyerek Yağız'ı sertçe itti. Böylelikle yakasını ondan kurtarmıştı. Müdahale etmezsek birbirlerine çok fena girişecekleri ortadaydı. Yanıma gelen Leya ve Deniz'e kısa bir bakış attım ve "Şimdi sırası değil." İkisine, bizi izleyen öğrencileri işaret ederek Yağız'ın koluna girdim, Leya da Efe'nin koluna girdiğinde Deniz de yolu açıyordu zar zor Efelerin basketbol takımının odasına girdiğimizde Leya kapıyı sertçe kapattı. "Ya siz, tüm okulun önünde ne yapmaya çalışıyordunuz acaba?" Yağız sinirle Efe ve beni işaret etti. "Bunun arabasında ne işin vardı Naz?"Efeyle göz göze geldik ne yapacağımı bilmiyordum.

Scaba her şeyi anlatsak Yağız Efe'ye dalarmıydı? Büyük ihtimalle dalardı ben de bi ara dalmayı düşünüyorum ya neyse.

En sonunda Yağız'ın ellerini çırptı. "Hadi açıklama bekliyorum , yoksa dalacağım ben buna." demesiyle kendime geldim ve anlatmaya başladım.

"Beni merak etmemen için aradıktan yaklaşık bir saat sonra Efeyle karşılaştık. Beni eve bıraktı. Sen az önceyi sormuştun o da şey... Biz şirkete gelmeden önce ufak bir trafik kazası yaptık. Arabam tamirhanede. O yüzden de evler yakın olunca okula beni bırakıverdi. Yani sinirleneceğin bir şey yok."

Aslında var ama söylersem ne kadar egolu bir öküz olsa da Efeyle kavga etmenden bıktım bir ceza kesilecekse ben keserim.

Yağız gözlerini kısarak bize bakmış sonrasında da "Nasıl kaza yapmayı becerdiniz acaba?" Bizi azarlar adına sorduğu soruyla birlikte Efe'yi işaret ettim.

Yağız "Nasıl oldu anlat hemen." Önce sırıtarak Efe'ye bakmış, sonrasında bizimkilere dönmüştüm. Leya ve Deniz'in de meraklandığı her hallerinden belli oluyordu. Deniz'e baktığımda bir eline çikolatalı süt, diğer eline de çekirdek almış koltuğa yayılmış dizi izlercesine bize bakıyordu, diğerlerinin de bakışları da Deniz'e döndü .Sarı kafamız rahatsız olmuş olacak ki "Ne bakıyosunuz abi uzaylı görmüş gibi? Naz sen de insanı çatlatma da şu malın yaptıklarını anlat." Bunun üzerine Efe Deniz'e öldürücü bir bakış atmıştı. Onlara bakmayı kestim ve ayrıntıları atlayarak olayı özetledim. Ayrıntıları anlatırsam olacakları düşünemiyordum katliam çıkardı kesin.

"Evet Denizcim çok doğru bir noktaya değindin bu çok zeki Efe arkadaşımız karşı şeride geçip, bana hava atmaya çalışırken az kalsın öteki dünyayı boyluyordu. Son anda arkama geçerek bana çarptı ve olan oldu işte sonra taksiye atlayıp şirkete geldik. Gerisini biliyorsunuz zaten Her neyse bunaltıcı sorularınız bittiyse bana müsade."

Bu söylediklerim üzerine Yağız gözlerini kısıp Efe'ye baktı. "Kardeşimden uzak dur da ne yaparsan yap."Kolumdan çekiştirerek beni odadan çıkardı.
Kapıyı çarpıp "Düş önüme sen kahvaltı da yapmamışsındır şimdi kantine gidiyoruz." demesinin ardından oflayarak yürümeye başlamıştım. Ah benim düşünceli üzümlü kekim. Keşke beni bu kadar düşünmesen.

Kantine girdiğimiz de herkes bize bir garip bakıyordu. Yağız eliyle boş bir masayı gösterdi. "Güzelim sen şuraya otur, ben de hemen geliyorum"

Sıraya girdiğinde etrafa kısa bir bakış attım. Öğle arası olduğu için kantin bayağı bir kalabalıktı. Bu normal bir şeydi.Fakat herkesin bana bakıp fısır fısır bir şeyler konuşması iyice sinirimi bozmaya başlamıştı.

Etrafı umursamamaya çalışıp elime telefonumu almamın ardından dedikoducu adında bir kullanıcı tarafından etiketlendiğim bir gönderinin bildirimi dikkatimi çekti. Tam açacağım sırada telefonumun elimden sertçe çekilip, başımı kaldırdığım anda başımdan aşağıya buz gibi kolanın dökülmesiyle sabrım tükenmişti. Elindeki boş kola şişesini yere atıp "Sen kimsin de Efe'ye yaklaşma cesaretini gösteriyorsun?"Kızı kısaca inceledim. Altında oldukça kısa mini bir etek üzerinde de kısa bir crop vardı. Formalar üzerinde oynadığı bariz bir şekilde belli oluyordu. Yüzüne baktığımda takma kirpikler, dolgun dudaklar, bir ton makyajıyla hazırlanmak için saatlerini verdiği belli oluyordu.Hafif dalgalı doğal olmayan sarı boyalı saçlarıyla yeterince sinir bozucu olan, bana küçümseyen bakışlarla bakan kıza bakıp "Bunu sen istedin çakma sarışın."

Kızın üstüne atladım. Saçlarını çekmeye başladığımda çığlık atarak o da boş durmayarak ellerini benim saçlarıma dolayıp asıldığında dudaklarımdan hafif bir inilti çıktı.Kız sinirimi bozduğu için tam karnına tekme atmayı düşündüğüm sırada belime dolanan iki elin beni havaya kaldırmasıyla havada debelenmeye başladım.

SiyalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin