Naz
Bir kaç saniye sonra çabalarımın sonuç vermeyeceğini anlamış, o gıcık, ukala, kendini beğenmiş kızı dövmeme engel olan kişiyi görebilmek amacıyla sinirle arkama döndüm. Bilin bakalım kim? Tabi ki çok sevgili ikizim Yağız! Ah cidden bu kızı dövmeme engel olabileceğini mi sanıyordu, hal bu ki beni en iyi tanıyan kişi de oydu, benim sabrımı taşıran kişilere ne yaptığımı, yapacağımı en iyi o bilirdi.
Ona sen kaşındın dercesine bir bakış atıp iki ayağımı karnıma doğru çekip sonrasında ayaklarımı sertçe arkaya doğru iktirerek Yağız'ın karnına sert bir tekme geçirdim.
Bu yaptığımda geriye doğru sendeledi. Bunu fırsat bilerek kollarından kurtulduğumda ise çoktan yere yığılmıştı.Ardından saçı başı dağılmış kıza bittin sen bakışını atıp tekrar üstüne atlamıştım ki yine kendimi iki kol arasında bulmamla sinirle arkamı döndüm.
Efeyle burun burunaydık, birbirimize bir nefes kadar fazla yakındık, kahve gözlerim ela gözleriyle buluşup öylece kalakaldı. Sanki beni ona çeken bir şeyler vardı. Burnuma dolan yumuşak vanilya kokusuyla afalladım. Nedensizce sakinleşiverdim.
Bu koku bu koku bana tanıdık geliyordu ama nereden "Ah" gözlerimi kapatıp başımı ovuştururken güçsüz düşüp kafamı omzuna koydum. Efe'nin dudaklarından dökülen "İyi misin?" sözü, endişeli çıkan sesi kulaklarımla buluşmuştu. Nefesini ensemde hissediyordum.Bu yakınlık benim için fazla riskliydi ama fazla huzurluydu. Peki bu riski almalı mıydım? Yakmalı mıydım kanatlarımı?
-Aşka uçamam kanatlarım yanar...
-Aşka uçmayacaksan kanatlarının ne önemi var?
-Aşkı bulduktan sonra kanatları kim arar...
Aklıma gelen belli belirsiz sözler ile en son hatırladığım şey ela gözler, vanilya kokusu, onun kucağı ve onun koşmaya başlamasıydı. Sonrası ise karanlık...
Efe
Yağız, Naz'ı odadan çıkarttıktan kısa bir süre sonra telefonuma gelen bir bildirimle dikkatim dağıldı.
Instagram'a girdiğimde "dedikoducukız seni bir gönderide etiketledi" yazısını görmemle hemen bildirimin üstüne tıklayıp gönderiyi açtım, gönderide ben Naz ve Yağız vardı. Açıklamada ise "Kolejimize yeni gelen Naz, Efe ve adını henüz bilmediğimiz fakat ekranda gördüğünüz yakışıklı kıvırcıkla ikisini aynı anda idare ettiği ortaya çıkınca ortalık karıştı. Kim bilir belki de daha fazlası vardır." Ah hadi ama.
Naz ya da Yağız bu gönderiyi görürse ortalık fena karışır. Ayrıca Naz için neler ima etmişler. Edilen yakışıksız ima dişlerimi sıkmama sebep oldu. Deniz ve Leya'da gönderiyi görmüş olmalı ki odadan çıkıp kantine doğru koşmaya başladığımda, peşimdeydiler. Kantinden gelen bağırma seslerini duymamla daha da hızlı koşmaya başladım.Kantin kapısını açıp içeriye girdiğimde, bütün gözler bana çevrildi, derin bir sessizlik oluşmuştu. Sonrasında kantinin ortasında kavga eden Ecre ve Naz'ı gördüm. İçeriye girdiğimi fark bile etmemişlerdi. Onlara doğru koşarken bir an olduğum yerde öylece kalakaldım , Yağız benden önce davranıp kalabalığı yarıp geçerek Naz'ı kucaklayıp havaya kaldırdı. Naz da durur mu? Durmaz, debelenmeye başladı, kurtulmak için yapmaya hazırlandığı şeyi tahmin etmemle olduğum yerde öylece onlara bakmayı kesip yolu açarak koşmaya devam ettim.
Naz'ın yanına geldiğimde Yağız çoktan yere serilmiş Naz ise muhtemelen Ecre'nin üstüne atlamak için hafif geriye doğru gitmiş, sonrasında ise havaya sıçramıştı. Ellerini Ecre 'nin saçlarıyla buluşturmayı planlarken, ellerimle belini kavrayarak onu havada yakalamıştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyal
Roman pour Adolescents~Hayalleri siyah hayatlar içinde kaybolan bir grup genç. ~O geçmişten korkuyordu ama geçmişin derinliklerine dalmaktan da çekinmiyordu. Geçmişte yaşanan acıların geleceğinde verdiği güvensizlik içinde kaybolmak...Kimileri geçmişte hatalar yapıp bede...