●
Jungkook Jimin'i görmeyeli hemen hemen iki hafta olmuştu. Babasına birden evlenmesinin ve yaşadığı şeylerin ona ağır geldiğini bu yüzden bir süre eski evlerinde kalmak istedigini söylemişti. Tabi Jungkook da salı günü geldiğinde yayınını yapmıştı.
Hatta Jungkook Jimin evden gittiğinden beri her gün seks yapıyordu ve bunları kamerası ile çekmeyi de ihmal etmiyordu. Fakat bir değişiklik vardı yaptığı seksler de altına giren kızlara arkalarını dönmelerini ve yüzlerini asla görmek istemediğini söylüyordu.
Eğer seks sırasında ona bakan biri olursa saçlarından çekip o boğuk sesiyle azarlıyordu. Şuan bize ne kadar saçma gelse de altındakiler Jungkook'un bu tavrına daha çok tatmin oluyor yani zevk alıyorlardı.
Onlara bunu yapmalarını söylüyordu çünkü Jimin'i hayal ediyordu.
O her ne kadar da bunu inkar etsede olan durum buydu. Zaten Jungkook sadece inkar ediyordu.
Duygularını, düşüncelerini, pişmanlıklarını...
Her gün seks yaparak bir nevi Jimin'i aklından silmenin tek yolunun bu olduğunu düşünüyordu. Hatta dün seks yapmak bile istememişti Jimin'i istemişti sadece.
Jungkook ölü gibi hissediyordu. Niye böyle hissediyordu o da bilmiyordu ama hissediyordu işte.
Pişmanlık duygusu onu artık fazlasıyla ele geçirmişti ama hala inkar etmeye devam ediyordu.
Ama öyle bir pişman olacaktı ki onun bundan haberi yoktu.
Araba kullanırken düşündüğü şeylerle sesli bir şekilde küfür edip arabasını biraz yavaşlattı. Bu düşünceler kafasını öyle bir esir altına almıştı ki gaza fazla bastığının farkında bile değildi.
Arabasını okulun otoparkına park ettikten sonra arabadan indi ve okula girdi. Okulun koridoruna vardığında arkadaşlarını gördü ve o her zamanki yüz ifadesine takınıp hepsine selam verdi.
"Oo Jungkook erkencisin."
Jungkook alaycı ifadesiyle konuştu. Çünkü geç kalmıştı her zamanki gibi ve arkadasları onunla dalga geçiyordu.
"O zaman erkenden derse girelim, ha?"
Hepsi sesli şekilde gülüp sınıflarına girdiler ki Jungkook bir andan bacaklarının bağının çözüldüğünü hissetti. Elleri terlemeye başladı ve bir kaç saniye boyunca nefesini tuttu. Eğer hocası"Jungkook hala geç kalmaya nasıl utanmıyorsun?" Demeseydi bunu da fark etmeyecekti.
Karşısında Jimin vardı. Gelmişti. O, buradaydı. Jungkook çok pis bir şekilde sırıtmaya başladı. Onu özlemişti hemde çok özlemişti. Şuan ikisinin gözleri birbirine bakıyordu. Sınıftaki herkes Jungkook'un neden hala orda dikilip Jimin'e baktığını anlamaya çalışıyordu.
Jungkook, Jimin'den gözlerini alıp hareket edemiyordu bile fakat derin bir nefes alıp başını hızlı bir şekilde sağa sola salladı. Gözlerini biraz yumduktan sonra gözlerini Jimin'in yanındaki Taemin'e dikti.
O neden Jimin'in yanındaydı hatta dibinde?
"Yeter! Geç yerine artık."
Demişti hocası o da yumruklarını sıkıp Jimin'in sırasına ilerledi hatta koştu. Direkt bakışları Taemin'deydi.
"Sen ne arsızsın, it!"
Taemin sırıttı.
"Bence tek arsız ben değilim. Kendine haksızlık yapma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rabbit Daddy | Jikook
Fanfiction"Unutma, biz kardeş değiliz." --- Top: Jeon Jungkook Bottom: Park Jimin