•
Jimin bugün kahvaltıda epey bir rezil olmuştu. Hem kendi açısından hem de ailesi açısından. Çünkü Jungkook bunu sürekli dile getirecekti. Zaten en önemlisi de buydu ya! Jungkook'un diline düşmek.
Okula da Jungkook ile beraber geldiği için Jungkook Jimin ile dalga geçmişti. Bu yüzden Jimin içinden hem kendini hemde Jungkook'u sövüp durmuştu.
Arabada olan dakikaları Jungkook için komik Jimin için ise sıkıcı geçmişti. Aslında sıkıcı değildi. Sadece doğru zamanda Jungkook'a bakması gerekirdi.
Okula gelmiş ve derslerine girmişlerdi. Dünkü olaylardan sonra zaten Taemin oturduğu yerden kalkıp başka sıraya geçmişti.
Bu yüzden Jungkook ve Jimin hala yan yanalardı. Jimin bunu istemiyor çünkü kalbi gereksizce hızlı atıyordu. Tanrı aşkına, Jimin'in kalbi sadece Rabbit JJ'nin pornolarında hızlı atardı!
Tamam Jungkook'dan etkilendiğini kabul ediyordu, ama sadece hafif bir etkilenme(?).
Ya biliyordu bilmemezlikten geliyordu. Ya da gerçekten bimiyordu.
Hemen hemen son derslerine yaklaşıyordu öğrenciler. Jimin hocanın dediğinden bir bok anlamamıştı. Bu yüzden Jimin hocayı suçlayıp durdu.
Sorun hoca da değildi. Sorun ta kendisiydi. Dersi dinleyeceğine boş boş tahtaya bakıp rezil olduğunu düşünül duruyordu, hem yanlış anlaşılmıştı!
Düşüncelerine Ara koyan zil ile başını iki yana salladı.
"Bugünlük dersimiz bu kadar arkadaşlar. Yarın görüşürüz."
Demiş ve çantasını alıp kalçalarını kıvırta kıvırta sınıftan çıktı.
Bu kadın götünü siktirmeye meraklı mı?
Diye düşündü Jimin.
Gözlerini devirerek, kantine gitmek için yana döndü. Biraz soğuk içecek içmeye ihtiyacı vardı.
Ama karşılaştığı görüntü ise telefonu ile oynayan Jungkook'du. Telefona öyle bir bakıyordu ki, neye bakıyor diye merak etti Jimin.
Ama sonra da bunun önemli olmadığını ve acilen sınıfı terk etmesi gerektiğini düşündü. Bu yüzden sabır dilercesine Jungkook ile konuştu.
"Jungkook, kalkar mısın?"
Cevap yok. Kesinlikle sakin kalmalıydı.
"Jungkook, canım kardeşim, kalkar mısın?"
Sert bir şekilde söylemişti, ama Jungkook hala telefonuna bakmakta ısrar ediyordu.
"Geç işte, Jimin ya. İşim var"
Jungkook ise Jimin'i bilmem kaçıncı kez sinir etmek istiyordu. Jimin ise 'Hala sakin kalmalıyım, sakin' diyip kendini sakinleştiriyordu.
"Jungkookie, lütfen~"
NE?! Park Jimin az önce aegyo mu yaptı? Şuan gerçekten de inanmıyordu. Çünkü o sadece sevgi gösterdiği kişilere yapardı.
Jungkook ise derince yutkundu. Kesinlikle Jimin'e bakmaması gerekiyordu. Neden diye sormayın o da bilmiyordu.
"Geç işte Jimin, uzatma"
"Peki"
Dedi küçük olan. Anlaşılan zor kullanmak istiyordu. Peki o zaman zor kullanırdı. Jungkook'un elindeki telefonu çekip sıraya koydu ve Jungkook tam itiraz edecekken Jimin onun kucağına oturdu.
Jungkook'un gözleri anında açılırken, Jimin o an yapmaması gereken en büyük şeyi yaptı. Jungkook'un penisine kalçasını bastırarak sürttü ve ayağa kalktı.
O an ikisi de sadece
'İyi ki sınıfta kimse yok' Diye düşündüler.
Jungkook
Jimin penisime sürtündükten sonra ona bakmadan ayaga kalkıp hızlı adımlarla tuvalete girdim.
Içeri girdiğimde bir kaç öğrenci vardı ve hepsine ters bakış atığımda anında tuvaletten çıkmışlardı.
Tuvalet kapısını kilitleyip aletime baktım. Ah! Nasıl bu kadar şiştin, lanet penis!
Ben sadece kamera önünde bu kadar şişerdim. Daha önce kaç kız ve erkekle sevmiştim ama hiç biri beni bu kadar şişirmemişti.
Bu küçük adam ise bir sürtünmeyle beni bu hale getirdi. Neyse birazdan zil çalar. Acele etmem lazım.
Dün videoda kendimi nasıl tatmin ettiysem, yine aynı şekilde yapacaktım.
Gözlerimi kapattım ve hayal ettim.
Jimin kucağımda ve kalçaları penisimle dans ediyordu.
"Ağhmm, Jimin-ah"
.
.
.
🥵
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rabbit Daddy | Jikook
Fanfiction"Unutma, biz kardeş değiliz." --- Top: Jeon Jungkook Bottom: Park Jimin