8-Aptal

42 12 16
                                    

Bu eğlence yumağında ikinci bölüme geldik lafı uzatmıyorum ama siz de yorum yapınnnn.

Şarkıyı bölümün adına göre seçtim. Bölümle ilgisi yoktu demeyin ona göre. Bu sefer de şarkı olsun dedim hep görsel hep görsel sıkıldım. Başlık uyuyor zaten bir kereliğine de bölüme uymayıversin ne olacak şarkı güzel bu koymak için yeterli bir sebep bence.

Yıldızları PATLATMAYANLAR var geçen bölümlerde itinayla söylenir lütfen patlaTınız.

İyi okumalarrr..
_______________
Çiçek bana kıyafet ayarlamayı sona bırakmış Mete'ye bir şeyler vermişti.

Elinde bir tavşan kostümü ile içeriye girdi.

"O elindeki ne?" diye sordum yanına yaklaşıp kostümü incelerken.

"Tuğkan için getirdim ona uygun bir bu vardı." dedi Tuğkan'ın ismini duyar duymaz yanımıza doğru geldiğini gören Çiçek.

"Dalga geçme benimle." dedi Tuğkan.

"Dalga geçmiyorum babamın giysilerinden sana uygun bir şey bulamadım." dedi ciddi ciddi.

Tuğkan sadece sessiz kaldı. Sinirlerinin bozulduğunu gözlerinden okuyabiliyordum.

Cebimdeki titreşimle birlikte irkildim ve elimi cebime atıp telefonumu aldım. Arayan Berk'ti.

Biraz sonra burada büyük bir tartışma çıkacağını biliyordum. Bu yüzden Çiçek'i yapmak istediği şakadan dolayı uyarmam gerekiyordu.

Tuğkan böyle şeyleri komik bulmuyordu. Aynı olmamızdan sıkılmış olabilirsiniz ama ben de böyle şeyleri komik bulmuyordum. Bu yüzden Tuğkan'ın, biraz da tanıyor olmamdan dolayı, nasıl bir tepki vereceğini biliyordum.

Onlara Berk'in aradığını söylemeden durumu halletmem gerekiyordu. Eğer telefonu burada açarsam ve Çiçek bu şakayı devam ettirmek isterse Berk de bu şakaya katılacaktı ve işte o zaman durum gereksiz büyüyecekti.

O ikisi bizim bu tür şakaları büyütmemizin nedenini anlamıyordu bile, hatta gereksiz büyüttüğümüzü bile düşündükleri anlar vardı. Bu yüzden bazen yaptıkları şakaların bizi rahatsız ettiğinin farkına bile varmıyorlardı.

Üstelik şimdi burada Esmer de vardı. Onun bu tartışmadaki rolünün ne olacağını bile kestiremiyordum.

Berk'in telefonunu açmazsam yanlış anlayabilirdi. O çok alıngan biriydi. Kaç gündür yanımızda olmadığı halde hiç konuşmamıştık. Böyle bir durumda Berk'in yerinde ben olsam ve telefonum açılmazsa bahane kabul etmeden alınırdım. Bu yüzden Berk'in ne kadar alınabileceğini hesaba katmak bile istemiyordum.

En mantıklı seçenek telefonu açmaktı. Ama telefonu açmadan önce tansiyonu düşürebileceğini kadar düşürmem ve telefonla onların yanında konuşmamam gerekiyordu.

"Evet Çiçekçiğim bence Tuğkan'ın kıyafete ihtiyacı yok. Bizim onunla dışarıda işimiz vardı zaten giderken onların eve uğrar oradan da ona bir şeyler alırız." dedim onaylamaz bir biçimde. Konuyu en hızlı bu şekilde kapatabilirdim.

Çiçek konuşmaya başlayacaktı ki izin vermeden telefonumu onlara Berk'in isminin gözükmeyeceği şekilde havaya kaldırıp sallayarak "izninizle bu önemli açmam lazım." dedim ve hızlı davranarak Çiçek'in yanından geçerken "Yapma" diye uyarıcı bir ses tonuyla konuştum.

Telefon kapanmadan açmam gerekiyordu. Adımlarımın hızını düşürmeden mutfağa gittim. Tezgaha yaslanarak yüzüme de samimi bir gülümseme yerleştirmeyi unutmadan telefonu açtım.

Buzul Kalp - AURORA:1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin