18-Sima

22 8 0
                                    

Medya'da Sima var.

Hepinize kocaman selamlar..

Uzun bir aradan sonra sizlerle sürpriz bir şekilde buluşmak istedim. Bomba gibi bir bölüm bence sizi bekliyor. Artık akışa girmek üzereyiz. Hikayemiz ana karakterlerimizin dışındaki yan başrolleri de bize tanıttırdıktan sonra artık yeni karakterleri tanımanın zamanı gelmedi mi sizce de. Eda ve Mete'nin eski ve tozlu sayfalarının içinden açığa çıkan karakterleri tanıyalım mı o zaman. Bugün size sürpriz birini daha getirdim. Bakalım o kişi sizde nasıl izlenimler bırakacak.

Başta da dediğim gibi bölüm bomba gibi çünkü Sima'yı bir kenara bırakıp ondan önce olanlara odaklanacağınıza eminim. Bu bölüm aynı zamanda baş karakterlerimiz Eda ve Mete için de bir kırılma noktası. En azından artık birbirlerine az da olsa iki yabancıymış gibi değil de daha tanıdık kokan şekilde konuşacaklar.

Yani ilk bölümden beridir her konuşmalarında hissettiğiniz o soğuk duvarların kokusu biraz da olsa keskinliğini yitirecek.

Evet bu bilgilendirmeler olduktan sonra hepinizden ufak bir ricam olacak. Bölüm hakkındaki bilgilendirmelere bakıp bu bölüm için her birinizden birer şarkı istiyorum. Bu bölümün şarkısı da sizden gelsin. Her zaman yapmam bunu hee bilirsiniz.

Hadi sizi önce Allah'a sonra Mete'ye ve Eda'ya emanet edip köşeme çekilem ben.
_________________

"Yaren nefes al." demeye devam ediyordu. Zorlansam da sonunda düzgün ritmime geçebilmiştim. "Mete Mete sakinleş iyiyim ben." dedim Mete'ye sakin bir şekilde, ellerini sıkarak.

Ellerini yüzümün iki tarafına koyarak "iyi misin?" diye sordu. "İyiyim Mete sakin ol." dedim. Daha önce astım krizleri üzerine bir makale okumuştum. Bu krizlerin geçmesi bu kadar basit olmayabiliyordu hatta daha ağır geçiyordu. Hele ki yanında ilaçların yoksa çok daha kötü. Ama neyse ki ilk sefer beklediğim kadar kötü olmamıştı. Koşmaya başlamadan önce de koşarken de aklımda böyle bir şey yoktu.

"Şanslıyız ki bir şey olmadı." dedi Mete gülümseyip yüzümün iki yanındaki elleriyle yanaklarımı okşayarak.

"Evet." dedim gülümseyerek. "Yine de bu hiç iyi olmadı." dedim yüzümü ekşitip pervasız gözükmeye çalışarak. "İyi olmadığını biliyoruz Yaren." dedi Mete gülerken ortamı dağıtmaya çalışarak.

Gülüşüne eşlik edip "onu mu diyorum ben? Yarış diyorum yarım kaldı senle bir daha ne zaman yarışırız kim bilir, neyse zaten ben yeniyordum seni benim engeller bitmişti seninkiler yeni başlıyordu hesaplamalara göre ben kazandım. Yani sanırım." Pervasız görünmeye devam etmeye çalışıyordum. Fakat Mete gerçekten içimde bir yerlerdeki üzüntümü anlamış olacak ki oyunumu devam ettirmeye karar verdi. "Hiç de bile ben daha tam hızlanamamıştım bile." dedi çocukmuşçasına.

"Tamam. Sen kazandın. Bir dahakine artık." dedim Yüzüme zoraki de olsa bir gülümseme yerleştirmeye çalışarak.

İkimiz de bir daha yarışamayacağımızı biliyorduk. "Düşündüm de Yaren hesaplayınca önüme çıkacak engelleri de sayarsak sen baya baya kazanıyordun. Bu sefer mızıkçılık yapmayacağım." deyip güldü.

Son sefer olduğunu biliyordu. Heralde o yüzden son kazanan ben olayım istedi.

Gülüşüne gülümseyerek karşılık verip yürümeye devam ettim.

"Seni Çiçeklere bırakıyorum. Sonra da ilaçlarını almaya gidiyorum. Tamam mısın?" dedi beni ayağa kaldırırken.

"Hayır." dedim tek kelimeyle.

Buzul Kalp - AURORA:1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin