Herkese merhabalar bu bölüm Mete'nin konuştuğu ilk bölüm olacak geçen bölümden sonra biraz heyecanlı olmasını istedim keyifli okumalar.
_______________Bazı kelimeler vardır ve bazı sesler sanki o kelimeler sırf o seslerle telaffuz edilsin diye ortaya çıkarılmıştır o kelimeler sanki o seslere aittir o da öyle bir kelimeydi dünyanın en güzel ses bütünleşmesiydi.
Çalan alarmın sesini duyduktan sonra nasıl olsa daha bir sürü alarm kurduğum için kapattım çalan son alarmı duyduğumda yataktan fırlayıp saate baktım saat 07:15'i gösteriyordu 5 dakika içinde hazırlanmazsam servise kalacaktım .
08:00'da başlayan bir ders için saat 07:00'de uyanmanın gerekli olması çok saçma değil mi ya.
Okula yürüyerek gitmeye hiç niyetim yoktu yataktan kalkıp hemen elimi yüzümü yıkadım üstümü değiştirdiğimde geriye kalan tek şey saçımı yapmaktı ama servise geç kalmak üzereydim bu yüzden saçımın üzerinden hızlıca tarağı geçirip düzelttim.
Çantama tarağımı ve tokamı koydum artık saçımı da okula gidince toplardım aslında açık da kalabilirdi ama saçımı açık bırakmaktan nefret ediyordum.
Okula geldiğimizde kimseye görünmeden hızlıca lavaboya girip saçımı topladım başım çok ağrıyordu dün yorgun olmama rağmen çok geç uyumuştum ve sabah da geç kaldığımdan dolayı bir şeyler yiyememiştim.
Lavabodan çıkmak için eskimiş olan kapının kulbunu tutmam gerekiyordu ama pek de hijyenik değildi, peçete almak için arkamı döndüğümde bizim okulun tuvaletlerinde eksik olan bir şey daha buldum gösterişsel mimarisi bu kadar iyi olan bir okulun nasıl olurdu da en özenli olması gereken yerleri -tuvaletleri- bu kadar kötü oluyordu anlamıyordum neyse ki yanımda peçete vardı.
Çantamdan peçete çıkarıp kapıyı açtım hemen sağımda duran çöp kutusuna peçeteyi bıraktıktan sonra yürümek için iki adım attım ki başıma sarsıcı bir ağrı girdi ve dengemi kaybettim.
Gözüm karardığında artık yerle yüzleşmeye hazır olabileceğimi düşünüyordum ki beni tutan bir insan olduğunu fark ettim.
Sonra da bir ses "YAREN" dünyanın en güzel ahengi gibiydi bir kelime ve bir ses ancak bu kadar uyum sağlayabilirdi.
10 yıl önce...
Birinci sınıfa yeni başlamışlardı ailelerinin kendilerini okula bırakıp eve gitmesiyle kimi çocuk ağlıyor kimi ise heyecanlıydı onlar için yeni bir dönem başlıyordu.Yazın bitmesiyle değişen havanın güzel kokusunun yanı sıra çocukların üzerindeki o neşeli heyecan bunu izleyenleri daha çok keyiflendiriyordu.
Aileler yavaş yavaş sınıfı boşaltmışlar geri öğretmen ve öğrenciler kalmıştı tüm çocuklar yerlerine geçmiş sarı saçlı bu güzel ve hoş hanımefendi öğretmenlerinin kendileriyle konuşmasını bekliyorlardı.
Öğretmenleri de en az onlar kadar heyecanlıydı öğretmenliğinin ilk senesinde olması ve bu küçük meleklerle ilgilenmesi ona çok derin bir mutluluk veriyordu.
"Evet çocuklar hepinize merhaba ben sizin öğretmeninizim bundan sonra Allah'ın izin verdiği takdirde sizlerle birlikte 4.sınıfa kadar devam edeceğiz. Şimdi arkadaşlarınızla tanışın, birbirinizin isimlerini sorun hadi bakalım"deyip kaynaşmaları için serbest bırakmıştı çocukları.
Küçük kız ayağa kalkmış arkadaş arıyordu yanına birden minik bir oğlan çocuğu geldi ve "Merhaba ismin ne" diye sordu küçük kız yaptığının yanlış olmamasını umarak ama yaramazlık yapmanın eğlenceli olacağını düşünerek hemen cevap verdi,"Yaren"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buzul Kalp - AURORA:1
Teen FictionEğer hayat bir oyun kuruyorsa ve önüne kurallar koyuyorsa bu hile yapamayacağın anlamına gelmez oyunu hiç bir zaman kuralına göre oynamak zorunda değilsin kuralına göre oynayan başarır diye bir kural yoktur . Kopya çekmeyen herkes başarıya ulaşsaydı...