Haşmet şöminenin başında oturmuş sinirli bir şekilde ateşle oynuyordu.
Eve yeni gelen Ferman odasına gitmek için merdivenlere yönelmişti ki babasının "Ferman!" Diye sert bir şekilde bağırmasıyla duraksadı.
Salona doğru yürüdü ve "İyi geceler baba." Dedi.
Haşmet'in öfkeden burnundan soluyan suratına dik dik baktı. Haşmet oturduğu yerden kalkarak elindeki demiri sert bir şekilde yere bıraktı.
"Nereden geliyorsun?" Diye sordu.
"Arkadaşlarla takıldık öyle." Diye cevapladı babasını.
Haşmet, Ferman'a doğru yürüdü ve ensesinden sert bir şekilde tuttu, alnını oğlunun alnına yasladı.
"Çakırbeyliler dostumuz mu, düşmanımız mı?" Diye sordu.
Ferman "Biz bir aileyiz baba." Dedi.
"Hızır Ali'de bu ailenin bir parçası." Diyerek Ferman'ın ensesini bıraktı ve birkaç adım geriye giderek sırtını oğluna döndü.
"Hızır Ali ile benim bir geçmişim yok. Zaten hayatımıza yeni girdi. Öyle hemen aile olunmaz baba." Dedi.
Oğlunun bu cevabına karşılık "Sana mı kaldı lan!" Diye bağırarak oğluna tokat attı.
Ferman tokatın etkisiyle sendeleyerek yere düşerken arkasındaki vazoyu kırdı.
Sesleri duyan Emine ve Ömür koşarak merdivenlerden indiler.
Emine salona girip, oğlunu o şekilde görünce "Ferman!" diye acı bir sesle oğlunun yanına gitti.
Oğlunun ellerinden tutup onu yerden kaldırmak isterken kırılan vazonun parçalarının elini kestiğini gördü.
"Ömür yeğenini al ve yukarı çıkın." Dedi.
Ömür yengesine kafa salladı ve Ferman'ın koluna girerek salondan çıktılar.
Emine arkasında duran kocasına dönerek ona doğru birkaç adım ilerledi.
"Bir daha oğluma el kaldırmayacaksın. Sen böyle yaptıkça daha çok hırçınlaşıyor. Görmüyor musun?" Dedi.
Haşmet bir şey demeden camdan dışarıya bakmaya devam etti.
Emine son zamanlarda Ferman'ın babasını sinirlendirdiğini ve hata yaptığını biliyordu ancak Haşmet'e hak verdiğinde oğlunun zarar görmesinden korktuğu için onu savunmaktan başka çaresi olmadığını da biliyordu.
"Yıllar önce karşıma geçip, ben kara sevdaya düştüm. Ölüm olsa ucunda yinede senden vazgeçmem Emine dedin. Herkesi karşıma alırım yeter ki elimden tut diye yalvardın. Ben Tipiye rağmen o eli tuttum Haşmet ama sana ne dedim?"
Haşmet yüzünü karısına dönüp, göz göze geldiklerinde "Bir ömür elini tutarım ama benim evimde Façalı Dayı olmaya kalkıp, evlatlarıma zarar verecek olursan seninle bozuşuruz dedin."
Emine Haşmet'e karşı bir adım atarak sert bir ses tonuyla "O halde aklını başına al yoksa senden boşanırım Haşmet." Diyerek arkasını döndü.
Haşmet, Emine'nin gitmesine izin vermeyerek kolundan tuttu ve kendisine çekti. Ellerini karısının beline koyarak vücutlarını birbirine kenetledi. Yaşarmış gözleriyle karısına bakmaya başladı.