Haşmet'in öfkesi yüzünden okunuyordu. Ne Ferman ne de Hızır Ali bir şey diyememiş şaşkınlıkla öylece duruyorlardı.
Haşmet yumruklarını sıkarak Hızır Ali'nin üstüne doğru yürüdü. Hızır Ali'nin yakasından tuttuğu gibi kafa atması bir oldu.
Hızır Ali geriye sendeleyerek kanamaya başlayan burnunu tuttu.
Ferman babasına engel olmak için Hızır Ali'nin önüne geçmişti ki Haşmet'in Hızır Ali'ye kalkan yumruğu kaşına çarptı.
Haşmet Ferman'ı kenara ittirip Hızır Ali'nin yakasına yapışıp bağırdı.
"Ulan şerefsiz sen nasıl benim kızımla..."
"Haşmet!"
Hızır uzaktan olanları görünce bağırarak yanlarına doğru koşmaya başladı. Hızır'ın peşinden diğerleri de neler olduğunu anlamadan koşmaya başlamıştı.
"Baba dur!"
"Sen karışma!"
Haşmet Ferman'a ters ters baktıktan sonra Hızır Ali'nin boğazına yapıştı.
"Seni öldürürüm!"
Haşmet'in öfkesinden gözü dönmüştü. Hızır Ali'nin yüzüne peş peşe yumruklar atıyor onu öldüresiye dövüyordu.
Hızır ve diğerleri araya girerek Haşmet'i tutmaya çalışıyordu. Haşmet onları umursamadan Hızır Ali'nin boğazını sıktı.
Hızır bağırarak Haşmet'i kolundan tutup çekmeye çalıştı.
"Ulan öldüreceksin! Bıraksana!"
Kısa bir süre sonra güç bela Haşmet'i Hızır Ali'den ayırmışlardı.
Haşmet öfkeli bir şekilde Hızır'ın üstüne doğru yürüdü.
"Sen biliyor muydun?"
"Ne diyorsun Haşmet?"
"Oğlunun benim kızımla görüştüğünü biliyor muydun?"
Hızır ve diğerleri şaşırarak Hızır Ali'ye baktı.
Hızır Ali onları umursamadan yere çökmüş bir yandan nefesini düzeltmeye çalışıyor bir yandan kanayan burnunu tutuyordu.
Haşmet öfkeli bir şekilde belindeki silahı çıkartıp Hızır Ali'ye doğrultmuştu ki Hızır silahı havaya doğru kaldırdı.
"Bırak Hızır!"
"Kendine gel Haşmet! Ne yapıyorsun?"
Behzat ve Tipi'de öfkeli bir şekilde Hızır Ali'ye bakıyordu. Ancak Haşmet'in öfkesinin sonucundan korktukları için Hızır'a yardım edip silahı Haşmet'in elinden aldılar.
"Benim bir şeyden haberim yok! Bu böyle ayaküstü konuşulacak bir konu da değil. Geç şöyle bekle toplantıdan sonra konuşur olayın aslını anlarız."
"Konuşulacak bir konu yok Hızır! Ya oğlunla konuşur gereken neyse yaparsın ya da ben onun anlayacağı dilden konuşmasını bilirim!"
Haşmet silahını Behzat'ın elinden aldıktan sonra bir hışımla arabasına doğru yürümeye başladı.
Ferman'da Haşmet'i peşinden koşarak gitti.
"Baba!"
Haşmet onu umursamadan arabanın kapısını açmıştı ki Ferman kapıyı geri kapattı.