Herkes salonda yerlerini almış Haşmet'in gelmesini bekliyordu.
Birkaç dakika sonra Haşmet ciddi bir ifadeyle salondan içeriye girdi. Hızır'ın tam karşısındaki tekli koltuğa oturdu.
Haşmet üzerindeki bakışlara aldırmadan Hayriye Anaya dönüp "Hoşgeldiniz Valide Hanım." Dedi.
"Hoşbulduk uşağum."
Meryem Emine'ye döndü.
"Abla kusura bakmayın böyle damdan düşer gibi habersiz oldu ama..."
"Ne demek Meryemciğim biz bir aileyiz."
"Evet Haşmet böyle habersiz oldu ama..."
Haşmet ciddi bir ses tonuyla konuştu.
"Olan olmuş zaten Hızır."
Hızır ortamı yumuşatmak için Didem'e bakarak konuştu.
"Didem kızım sen bizlere birer orta şekerli kahve yap da ağzımız tatlansın."
Didem çekinerek babasına baktı. Haşmet göz ucuyla kızına onay verip Hızır'a bakarak ciddi bir şekilde konuştu.
"Zeynep kızımız da yardım etsin sana Didem."
Zeynep tebessüm ederek Didem ile birlikte mutfağa doğru gitti. Henüz hiç kimse Haşmet'in niyetini bilmiyordu.
"Haşmet sebebi ziyaretimiz mağlum. Bu şekilde olsun istemezdik tabi orası ayrı. Ama bizim oğlanın niyeti ciddi. Olanı biteni bizlere anlattı. Hatta Ferman Behzat ve Tipi'de her şeyi Hızır Ali'nin ağzından dinledi. Ee Haşmet iş buralara kadar gelmişken olayın üstünü kapamak da olmaz. Her ne kadar Hızır Ali oğlum da olsa sabah ki tepkinde haklıydın. Beni bilirsin bende gizli iş sevmem. Ama ben derim ki birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Az önce de ablamın dediği gibi biz bir aileyiz. Tıpkı İlyas ve Ömür gibi Hızır Ali ve Didem'in de mutlu bir yuva kurmasını istediğimiz için ailecek evinize geldik."
"Haşmet uşağum benum evlatlarum neyse sende benum içun öylesun."
"Sağolun valide hanım eksik olmayın."
"Didem'de Zeynep gibi bizum kizumuzdur. Bu işun adunu koyalum derum. Sen ne dersun?"
Haşmet bir şey demeden başını önüne eğmiş aklındakileri son kez etraflıca düşünürken Emine diken üstünde oturmuş kocasına bakıyor tatsızlık çıkmasın diye içinden dualar ediyordu.
Bir süre sonra Didem ve Zeynep ellerindeki kahve tepsileri ile salondan içeriye girdi. Herkese kahve ikram ettikten sonra ikiside yerlerine oturdu.
Hiç kimse konuşmuyor Haşmet'in cevabını merakla bekliyordu.
Haşmet sakin bir şekilde kahvesini yudumlayınca herkesin içi bir nebze olsun rahatlamış kahvelerini içmeye başlamışlardı.
Birkaç dakika sonra Haşmet kahvesini bitirip fincanı sehpanın üzerine koydu. Yerinde doğrulup arkasına yaslandı.
"Haşmet Abi ben amcası olarak Hızır Ali'ye bizzat kefilim. Eğer senin değerlini üzerse gerekeni yaparım abi."
"Ee Haşmet anamı duydun oluru var mı bu işin?"
"..."
"Senin değerlin bizim değerlimiz Haşmet. Zeynep benim için neyse Didem'de öyle. Bunca yıldır birbirimizi tanıyoruz. Madem gençlerde birbirlerini tanımışlar. Bu saatten sonra bize düşen onların yanında olmaktır."
Haşmet donuk bir ifadeyle başını salladı. Hızır Haşmet'in yumuşadığını sanıp şakayla karışık konuştu.
"Hem bir Çakırbeyli dururken ne gerek var dışarıya kız vermeye hasmım?"