0.3

2.7K 164 30
                                    

öncelikle merhaba, umarım çook iyisinizdir. sizi bu kadar beklettiğim için üzgünüm ancak iki haftalık uzun bir tatildeydim ve inanın yazmaya neredeyse hiç fırsatım olmadı, bu bölümü zorla çıkarabildim bu yüzden kusura bakmayın.

bölüme geçmeden önce bölümü lütfen oylamadan geçmeyelim ve tabii ki satır arası yorumlara yüklenebilir miyiz? onları okumayı gerçekten çok seviyorum...

keyifli okumalar dilerim canlarım.

**

Susuzlukla uyandığımda bakış açıma direkt olarak pencere düşmüştü. Başımı ovuşturarak doğrulduğumda anlık olarak hatırladığım şeyle birlikte hızlıca gözlerimi yatağımın kenarındaki koltuğa çevirdim. Henry koltukta değildi ve onun olması gereken yerde küçük bir not kağıdı vardı.

Hızlıca yerimden kalkarak notu elime aldım. Güzel el yazısıyla yazdığı notu okuduğumda neden bilmiyordum ancak içimde bir hayal kırıklığı hissi oluşmuştu.

Her şey için teşekkür ederim, ofiste görüşmek üzere.

Oflayıp puflayarak dağınık yatağımı düzeltmeye başladım. Akşamdan kalma anılarım aklıma geldikçe utançla yüzümü buruşturuyor, kendime küfrediyorum. Henry Cavill gibi bir adama rezil olmuştum, dahası yoktu.

Ayrıca bana teşekkür ediyordu, ki asıl teşekkür etmesi gereken kişi bendim. Sarhoş halimle uğraşmış ve hatta yine üstüne üstlük benim yüzümden bütün kıyafetleri ıslanmıştı. Bunların yanında tek iyi olan şey hissettiğim güven duygusuyla güzel bir uyku çekmiş olmaktı. Yine aklıma gelen şeyle artık dayanamayarak yastığı yüzüme bastırıp çığlık attım.

"ADAM BORNOZLA UYUDU SENİN AKSİNE APTAL!"

Sızlanmalarımın ardı arkası bu gidişle kesilmeyecekti ve kendimi yeyip bitirecektim. Elimdeki yastığı yerine koyduğumda mutfağıma yönelerek hızlıca bir şeyler atıştırdım. Odadan çıkmadan cebime attığım telefonu çıkardığımda gelen bildirimlere şöyle bir baktım. Bugün bir çekim olacağı bilgisi mailime düşmüştü ve öğleden sonraydı. Yani çok rahat bir şekilde sporumu yapıp kendime bakım yapabilirdim.

Bu düşünceyle çekime kadar olan vaktimi  değerlendirdiğimde duş alıp çekime uygun rahat bir şeyler giyerek hazırlandım. Saçlarımın uçlarını maşalayıp ufak tefek işlerimi de hallettiğimde arabama bindim ve ajansa doğru yola koyuldum.

Evden çıkmadan önce hiçbir şeyim yoktu ancak ajansa yaklaştıkça içimi garip bir heyecan sarmaya başladı. Bu rahatsızlık veren bir his değildi, aksine beni diri tutan bir şeydi.

Ajansa geldiğimde arabamı otoparka park ettikten sonra asansöre binerek en üst kata, Rachel'ın odasına çıkmaya başladım. Biraz süre sonra asansörün kapıları kayarak açıldığında sakin adımlarla Rachel'ın odasına yürümüş kapıyı çaldıktan sonra beklemeyerek odasına girmiştim.

Odada kimse olmadığını görmemle kapıyı hızlıca kapatarak kendimi koltukların üstüne attım. "Hâlâ gelmediler mi?" Rachel sorumla birlikte kafasını olumsuz anlamda sallamıştı ki masasının üstündeki telefon çalmaya başladı. Karşı tarafı birkaç dakika dinledikten sonra, "Tabii ki gelsinler, çabuk yukarı kata alın!" diyerek hafif gergin bir şekilde konuştu. Galiba gelmişlerdi ve yeni asistanı işleri biraz ağırdan alıyordu, bunun sebebi ise işe yeni başlamasıydı.

Çok bir vakit geçmedi ki kapı açıldı, Henry ve asistanı içeri girdiklerinde Rachel'la birlikte ayaklandık. "Merhaba, hoş geldiniz..." Selamlaşmak adına el sıkışmaya başladığımız sırada Henry'le göz göze gelmemeye çalışıyordum ancak bu biraz zordu.

light him up • henry cavillHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin