0.6

2K 126 47
                                    

herkese merhabaaa!

  darla için modelimizi seçtim kendisi crystal reed oluyor... bence gayet yakıştı ve tam olarak darla gibi tatlı, kafamdaki yüzle tam olarak uyuştu.

bence keyifle okuyacağınız bir bölüm oldu, buna karşılık siz de oy verip satır arası  yorumları bol tutarsanız beni çok mutlu edersiniz... ne kadar çok yorum okursam o kadar çok yazasım geliyor.

hadi bölüme geçelim 💦

**

Vücudum gerim gerim gerilirken stresle ellerimi ovuşturdum. Bunu öğrenen kimdi ve lanet olası neyin peşindeydi?!

Kırarcasına çaldığım kapı Henry'nin kapısıydı ve soluğu onun evinde almıştım. Gecenin bir vakti burada olmak tuhaf hissettirse de şu an çantamda duran ve el yazısıyla yazılmış olan not kağıdı burada olmam için gayet geçerli bir sebepti.

Tam kapı açılmıyor diye isyan edip arkamı dönüp gitmeyi düşünürken kapının açılması ise doğru zamanda doğru yerde olduğumun işaretiydi.

"Darla?" Henry şaşırmış bir vaziyette sorarcasına konuştuğunda sinirle içeri geçtim, "Darla ya, Darla..." Kapının kapanma sesini duyar duymaz çantamdan not kağıdını çıkardım ve Henry'e uzattım. "Bu el yazısı tanıdık geliyor mu?"

Henry kağıdı açıp okuduğunda ne yapacağını bilemezmiş gibi ilk önce kaşlarını çattı ardından ise kağıdı elinde top haline getirdi. "Bu kağıt sana ne zaman geldi?" Şöyle bir düşündüm, kağıdı alalı çok fazla da bi zaman  olmamıştı. "Daha bir saat bile olmamıştır. Kim böyle bir şey yapar aklım almıyor. Aklına gelen birileri var mı?"

Henry başını olumsuzca iki yana salladı. Derin bir nefes aldım ve sakinleşmeye çalıştım. Bunu yapan kişinin kanıtı var mıydı bilmiyordum fakat yaptığımız oyunu medya öğrenirse sonuçlar ikimiz için de iyi olmazdı.

"Sakin olmaya çalış, bir şekilde çözeceğim bunu. Önce düşünelim, herhangi birine karşı yanlışlıkla ağzımızdan bir şeyler kaçırmış olabilir miyiz? Sarhoşken veya anlık olarak olabilir..." Bu kadar sakince karşılayıp hemen çözüm bulmaya çalışması içimi az da olsa rahatlatsa da stresi hâlâ ve hâlâ damarlarımda bile hissedebiliyordum. "Bilmiyorum," dedim başımı ellerimin arasına alarak, "Kimseye bir şey söylemedim..."

İyice bunalmıştım ve Henry bunu fark etmiş gibi elini belime koyup oturmam için ilerlettiğinde ona zorluk çıkarmadan yürüyüp oturdum. Hemen yanıma oturduğunda elimi ellerinin arasına aldı. "Ben de kimseye bir şey söylediğimi hatırlamıyorum. Hem biri bu kağıdı yollamış olabilir evet her şeyden haberi de olabilir ancak kanıtı var mı bilmiyoruz."

Gözlerimi birleşen ellerimize sabitledim. Düşünüyordum ancak aklıma hiçbir şey gelmiyordu. Şu an bunu düşünmek zorunda mıydım peki? Aptallığımın sonuçlarını çekiyordum o kadar (!) daha ne olabilirdi ki?

"Bu işe bulaşmamalıydım, hayatımdaki en aptalca şeyi yaptım. Sahte sevgililikmiş... Şu ana kadar yarardan çok zararı dokundu, yararları zararlarını kapatmıyor bile." Kendi kendime üzgünce homurdandığımda Henry bir an donakaldı, hemen sonra ise, "Darla?" diyerek sorar gibi konuştu. "Pişman mısın?"

"Duruma bakılırsa..." Net bir cevap veremeyişim onu tepkisiz bırakırken dudakları aralandı, "Her şeyden pişmansın yani?" Ne duymak istiyordu bilmiyordum ancak az çok tahmin ediyordum.

"Ne demek istiyorsun?" Benimle açık konuşması gerektiğini ona bu şekilde belli ettiğimde baş parmağı elimin üstünü okşadı. Gözlerimiz tekrar buluştuğunda delici bir şekilde bakmaya başladı. "Yattığımız için pişman mısın?"

light him up • henry cavillHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin