1.1

1.5K 107 29
                                    

hoş geldiniz, umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur.

hep söylediğim halde pek dikkate alınmıyor ama satır arası yorumları lütfen unutmayalım, yorumlar beni şevklendiriyor.

keyifli okumalar dilerim...

**

Artık korkmuyordum ve daha iyiydim. O gün o ofisten çıktıktan sonra ormanlık alandaki küçük bir mekana gitmiş ve bir şeyler içmiştik. Oranın otantik ortamı ise beni iyice gevşetmiş daha iyi hissettirmişti.

Şimdi ise ajansta yeni işe alınan bir modelin fotoğraflarını seçiyordum. Düzenlenecekleri düzenliyor, kullanmayacağımız fotoğrafları eliyordum.

Modelin yarı çıplak bir fotoğrafına denk geldiğimde şöyle bir baktım. Evet iyiydi... Fakat Henry kadar iyi miydi? Bir anda yaptığım şeyi fark ederek kafamı sağa sola salladığımda, "Aptal," dedim kendi kendime. "Neden kıyaslama yapıyorsun ki?"

Tam o sırada telefonumun titremesiyle gözlerim ekrana kaydı. Ekranda Henry'nin ismini görmemle dudaklarım gülümser gibi titredi. Birkaç kez öksürüp sesimi bulduğumda telefonu açtım ve sesini duyar duymaz istemsizce gözlerim kapandı. "Darla, ne yapıyorsun?" Suratımda kocaman bir sırıtış olduğunda dudağımı ısırdım. "Çalışıyorum, sen ne yapıyorsun?" Saçma sapan tepkiler verdiğimi fark ederek kendimi sakinleştirdiğimde birkaç saniye durdu. "Senin yanına gelmeyi düşünüyordum." dediğinde masamdaki işlere şöyle bir göz attım.

"Sadece düşünüyor musun?" dedim sesimdeki albeniye karşı koyamayarak. Seksi bir şekilde hafifçe güldüğünde, "Geliyorum," dedi. "On beş dakikaya orada olurum."

Bir şey söylemeden görüşürüz deyip telefonu kapattığımızda masamın üzerini topladım ve odadan çıkarak lavaboya doğru yürüdüm. Saçlarımı düzeltip makyajımı tazelediğimde gayet güzel göründüğüme kanaat getirerek lavabodan çıktım ve tekrar odaya döndüm. Çok geçmedi ki Henry geldi.

Oturduğum koltukta kalkarak onu karşıladığımda üzerindeki siyah ceket, gri spor kesim gömlek ve siyah pantolonla oldukça can yakıcı görünüyordu. Tıpkı benim yaptığım gibi gözleri vücudumu süzdüğünde dudağının bir tarafı yukarı doğru kıvrıldı. Sonunda karşımda durup elini belime attığında bu dokunuşu özlediğimi fark ederek yavaşça ona yaklaştım. Vücudunun sıcaklığını hissetmek hoşuma gidiyordu.

Yanağıma küçük bir öpücük kondurarak geri çekildiğinde gülümsedim. "Çok naziksin..." diyerek kısık bir sesle konuştum. İltifatım hoşuna gitti, bunu belli eder gibi belimdeki eliyle belimi okşadı ve başını biraz daha dikleştirerek güldü. "Sana layık olmaya çalışıyorum." deyip gözlerini dudaklarıma düşürdüğünde dudağımı kısaca öperek çekildi.

Gözleri masamdaki işlere kaydığında benden ayrılarak bugünkü çekimlerin fotoğraf çıktıklarından birini eline aldı. Hangi fotoğraf diye merakla baktığımdaysa çıplak bir fotoğraf olduğunu görerek gülmemi bastırmaya çalışıp öksürdüm. "Yeni modelimiz, bugünkü çekimden fotoğraflar bunlar da..."

Henry bir anlığına kaşlarını çatsa da kendini toparlayarak sanki hiç kaşlarını çatmamış gibi tepki verdi. "Mükemmel çekimler." Daha sonra ise dilini dudaklarında gezdirip gözlerini kıstı ve yine aynı masum tutmaya çalıştığı ifadesiyle sordu: "Senin çekimlerin mi?"

"Hıhım," dedim yavaşça mırıldanarak, "Ben çektim." Kaşları kalktığında şakağını yavaşça kaşıyarak dudaklarını birbirine bastırdı. Bu ifade tuhafıma giderken eğilerek ona baktım. Neden yüzünde "dünyanın en kıskanç erkeği benim!" ifadesi vardı bilmiyordum ancak o kadar komiğime gitmişti ki her an kıkırdayabilir ve dikkati üzerime çekebilirdim.

light him up • henry cavillHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin