İyi okumalar 💜Oylarınız ve yorumlarınız benim için değerli^^
" M-minho. "
Minho duyduğu titrek ses ile Jisung'u tek bıraktığı için pişman olmuştu.
Jisung sabah uyandığında biraz yürüyüş yapmak istediğini söylemiş, sonrasında markete uğrayıp ona bir kahvaltı hazırlayacağını söylemişti. Minho beraber gitmeyi teklif etse de Jisung yalnız kalmak istemiş, Minho da onu onaylamak zorunda kalmıştı.
Şimdi telefonun karşı tarafından gelen ürkmüş ses Minho'nun yerinden kalkmasına sebep olmuştu.
" İyi misin Jisung? "
" B-biri beni takip ediyor sanırım. "
" Ne? " diye bağırdı Minho. " Nerdesin şu an? Telefonu kapatma. Yanına geleceğim."
" Eve dönmeli miyim bilmiyorum. Yerimizi öğrenirler. "
" Saçmalama. Eve doğru gel, ben yanına geliyorum. Gerekirse yerimizi değiştiririz tekrardan. "
" Minho ben çok...bıktım. "
Minho gözlerini yumdu.
" Jisung, kendini bırakma. Tamam mı? Gelip seni alacağım ve gideceğiz. "
" Tamam. "
Minho hızla hazırlanıp evden çıktı. Koşturarak Jisung'u bulmaya çalıştı.
Jisung'u gördüğünde hızla telefonu kapatıp yanına koştu. Kollarını tutup onu inceledi.
" İyi misin? " Gözleri baştan aşağıya onu süzdü.
Jisung kafasını salladı.
Minho nefes verip etrafa bakındı, kimse yoktu.
" Bir yerden sonra kayboldu. "
Minho Jisung'u bir koluyla sarmaladı, dudaklarını hafifçe saçlarına dokundurdu.
Jisung gün geçtikçe onun bu dokunuşlarına alıştığını hissediyordu.
" Gidelim. "
°°°
Minho yatağında uzanmış bir şekilde tavanı izliyordu.
Düşünüyordu. Kafasında koca bir karmaşa vardı.
Jisung zihninin her bir köşesinde dolaşıyordu. O, her şeyiyle. Her bir zerresiyle.
Minho Jisung'a karşı olan hislerini anlamaya çalışıyordu. Bunu her dakika düşünmek de onu yoruyordu. Jisung onun için değerliydi. Onu hayata bağlayan tek şey oymuş gibi hissediyordu. Onun için gözünü kırpmadan her şeyi yapıyordu, bu..bu Minho'ya göre inanılmazdı. Böyle bir insan gerçek olamaz gibi geliyordu. Hatta bazen onu da kendisi uydurmuş olabilir mi diye düşünüyordu. Minho Jisung'a onun gerçek olamayacağını düşünecek kadar hayranlık duyuyordu.
Ne zaman ona ilgiyle baksa Minho'nun içinde bir şeyler kopuyordu. Ona şevkat gösterdiği anlar, kızıp bağırıp çağırdığı anlar bile... Jisung kılını kıpırdatmasa Minho ona yine hayran olurdu gibi geliyordu.
Minho kabul etmek istemiyordu, daha doğrusu yansıtmak istemiyordu ama bir başka mevzu daha vardı.
Jisung Minho'ya aşırı çekici geliyordu.
Minho Jisung'u ilk zamanlar da beğeniyordu. Güzel bir yüzü ve fiziği vardı, çok zayıf değildi ama beli çok inceydi. Bacakları şirin görünüyordu. Hem şirin hem çekici olabilmeyi nasıl beceriyordu hiçbir fikri yoktu. Yüzü ciddiyetle ona yaklaştığında çok çekici oluyordu. Gülümsediğinde ise içini ısıtan türdendi. Gözleri kocamandı, dolu olduğu zaman Minho'nun içini yakıyordu. Dudakları-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Me, Mr. Lee and His Puppets || Minsung
FanfictionMinho yalnız değildi, onun duygularını sakladığı kuklaları vardı. Bedenini ele geçiren, Minho'yu mahveden kişilikleri. Jisung onunla başa çıkabilecek biri değildi, Jisung'un ruhuna kazınmış yaraları vardı. Bu ikisi nasıl bir araya gelecekti? Bu fict...