İyi okumalar 💜
Oylarınız ve yorumlarınız benim için değerli^^
Jisung elinde tuttuğu bilekliği havaya kaldırdı. Salondaki tekli koltuğa uzanmıştı, bacaklarını koltuktan sarkıtmış bilekliği inceliyordu.
" O ne? " dedi Minho havlusunu boynuna asarak. Banyodan yeni çıkmıştı, ıslak saçları ve yorgun gözleriyle bile çok güzel görünüyordu.
Jisung bilekliği karnının üzerine bıraktı.
" Minik öğrencilerimden birinin bana ettiği hediye. "
Minho'nun yüzünden bir gülümseme geçti. " Öğrencilerden aldığın her şeyi saklıyor musun? "
" Hepsini saklamaya çalışıyorum. "
Minho karşı koltuğa oturup sordu. " Ne tarz hediyelerden hoşlanırsın? "
Jisung duyduğu soru karşısında nedenini anlamadığı bir şekilde utanmıştı. Minho'nun onunla ilgilenmesi genel olarak onu utandırıyordu sanırsa.
" Özel hediyelerden. "
" Mesela? "
Jisung düşünür bir ifadeyle bakışlarını Minho'ya çevirdi.
" Mmm...mesela bu bileklik öğrencimin kendi elleriyle yaptığı bir şey. Bu yüzden benim için özel. İnce düşünülmüş ve özel. Maliyetinden veya büyüklüğünden çok ilgimi çeken şey bu sanırım. "
Jisung bacaklarını kendine doğru çekti.
" Sen? "" Doğru dürüst hediye aldığımı hatırlamıyorum. Bir kere Samantha benim için bir kravat seçmişti. Belki bu olabilir. "
Jisung acıyla gülümsedi. Minho'nun hayatı boyunca yalnız olması canını acıtıyordu.
" Peki, sevdiğin şeyler neler? Sana bir hediye almak istesem ne olmasını isterdin?"
Minho gözlerini yukarı dikerek düşündü. " Hmm. " dedi. " Senden bir şey almanı istemem, buna gerek yok. "
Jisung ellerini salladı. " Öyle değil, sadece zevkini anlamaya çalışıyorum. "
Jisung mutfakta duran fincan takımlarını düşündü. " Aslına bakarsan fincanlara ilgili görünüyorsun. "
" Ah. " Minho mırıldandı. " Aslında onlar Samantha'nın ilgisini çekiyor. "
Jisung yüzünü buruşturdu. " Anladım. Sen bahset o zaman. "
" Arabaları seviyorum. Oyuncaklarını da gerçeklerini de. İlgimi çekiyorlar. "
" Seninle bu konuda tamamen zıtız. Ben araba sürmek bir zorunluluğum olmasa hayatta sürmem. Beni panikletiyor. "
" Buna rağmen sürüyorsun? Jisung sen gerçekten.."
" Alıştım biraz. " dedi yaramazca gülerek.
" Piyanoyu seviyorum. Çalmayı öğrenmek isterdim. " dedi Minho düşünceli bir şekilde.
" Ben biraz biliyorum. "
" Gerçekten mi? "
" Evet, çocukken kısa süreli bir kursa gitmiştim. "
" Neden kısa sürdü? " dedi Minho yüzünü koluna yaslayarak.
" Babam. " Minho kafasını kaldırdı hızla. " Her konuda olduğu gibi bu konuda da beni desteklemedi. "
Minho gözlerini açıp kapadı ağırca.
" Ne dedi? "
" Boşa paranı harcama dedi anneme. " Jisung güldü. " Hep böyle derdi, liseye geçerken de.. üniversiteye geçerken de.. Sınav senelerinde annem beni kurslara yollamak istediğinde hep bunu derdi 'boşa paranı harcama, bundan adam olmaz.' "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Me, Mr. Lee and His Puppets || Minsung
FanfictionMinho yalnız değildi, onun duygularını sakladığı kuklaları vardı. Bedenini ele geçiren, Minho'yu mahveden kişilikleri. Jisung onunla başa çıkabilecek biri değildi, Jisung'un ruhuna kazınmış yaraları vardı. Bu ikisi nasıl bir araya gelecekti? Bu fict...