10

1.2K 230 44
                                    

İyi okumalar 💜

Oylarınız ve yorumlarınız benim için değerli^^

Minho ertesi sabah uyandığında Jisung
yoktu. Jisung'un yatağında yatmıştı ama yanı boştu.

Ayağa kalkıp salona indi. Koltukta iki büklüm bir şekilde yatan Jisung'a baktı.

Minho için durumlar zordu ama Jisung için de öyleydi. Hiçbir şey kolay değildi.

Jisung Minho'yu iyileştirmeye odaklanmıştı ama gece onunla aynı yatakta yatamayacak kadar güven sorunu yaşıyordu.

Minho nefes vererek Jisung'un yanına yaklaştı. Hafifçe dürttü.

" Jisung.."

" Hmm "

" Hadi kalk kendi yatağında yat. "

Jisung gözlerini hafifçe araladı. Uykulu bir şekilde merdivenlerden çıktı.

Minho kıyafetlerini değiştirmek için odasına gittiğinde telefonu çaldı. Numara kayıtlı değildi. Kaşlarını çattı.

Telefonu açtı. " Alo? "

" Efendim, onu bulduk. "

Dongwoo sinsice gülümsedi.  " O, şu an elinizde mi? "

" Hayır ama nerede bulabileceğimizi biliyoruz. "

" Beni bekleyin, oraya geliyorum. "

Dongwoo hızla hazırlanıp evden çıktı.

Jisung öğleden sonra uyandığında ev boştu. Minho'nun markete gittiğini varsayıp ev ile oyalandı bir süre.

Ki markete gitse bile Jisung'a haber vermez miydi?

Jisung düşüncelerini bir yere kadar ittirdi. Telefonu eline alıp Minho'yu aradı.

Meşgul.

Meşgul?

Minho telefonunu meşgule atar mıydı ki? Jisung arıyordu, açmalıydı.

Tekrar aradı, tekrar meşgul.

Jisung sinirlendiğini yansıtmamaya çalışarak telefonunu koltuğa attı. Eve dönmesini bekleyecekti.

°°°

Dongwoo karşısında eli kolu bağlı bir şekilde oturan adama baktı.

" Doğruyu söyle bana, senin de anneni tehdit ediyor mu? Öldürmekle? "

Elleri bağlı gözleri kapalı bir şekilde oturan adam sinirle tükürür gibi konuştu.

" Neyden bahsediyorsun? Bana yüzünü göster piç kurusu! "

Dongwoo adamlarına gözlerini açmalarını işaret etti.

" Sen de kimsin? Benden ne istiyorsun? "

Dongwoo bu soruyu duymaktan nefret etmişti, sürekli olarak kim olduğu soruluyordu.

" Lee ailesinin karanlık tarafına hoş geldin, Lee Jinki. "

Jinki kafasını kaldırarak onu süzdü. Yüzü tanıdık gelmiyordu.

" Babamın tarafından mısın? Seni daha önce hiç görmedim. "

Dongwoo sırıttı acıyla. " Sana benden hiç bahsetmedi, öyle değil mi? "

" Seni tanımıyorum. "

Dongwoo kollarını sıyırdı, Jinki'ye yumruklarını geçirdi. Samantha çaresizce olanları görüyordu. Yapacak hiçbir şeyi yoktu, konuşamıyordu. Dongwoo tek bir kelime etmelerine izin vermiyordu.

Me, Mr. Lee and His Puppets || MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin