Pazartesi.
09.26Devrim: Yüzüme bak.
Eray: Sende numaram var mıydı?
Devrim: Ne?
Eray: Yok bir şey amk.
Devrim: Sanırım laf soktun?
Eray: Voaa algılama hızın müthiş.
Devrim: Cezalıydım amına koyayım. Babam telefonuma el koymuştu.
Eray: Peki.
Devrim: Surat asacağına neden beni görmeye gelmediğini açıkla.
Eray: Seni görmeye mi gelmem gerekiyordu?
Devrim: EVET DÖL İSRAFI?
Eray: Kardeşlerinden mesaj atıp haber verseydin gelirdim.
Eray: Yani alınma ama bence istesen mesaj atardın, telefonum yoktu bahanesi acayip saçma.
Devrim: Babamı tanıyor musun?
Devrim: İflahımı sikti bir haftadır. Ayrıca kardeşlerimden hangi bahaneyle isteyecektim telefonu?
Eray: Doğru amk Eray'a çaktım mesaj atmam lazım diyemezdin. Sen de haklısın.
Devrim: Yüzüme bak.
Eray: Arkandan ibne demesinler?
Devrim: Sen bana laf soktukça ağzını sikesim geliyor.
Eray: Aynı anda hem sikine hem yüzüne bakamam. Birini seç.
Devrim: Tuvalete gidiyoruz.
Devrim: Hemen.
Eray: Neden?
Devrim: Çünkü bir haftadır otuz bir çekmekten elim aşındı.
Eray: Yuh amk. OKULDAYIZ!
Devrim: Bak bakalım sikimde mi?
Eray: Saat sabahın 9 buçuğu?
Devrim: Önden buyur.
Eray: Siktir git.
Devrim: Peki sen bilirsin.
(Görüldü.)
| Devrim çevrimdışı.
Eray: İyi amk. Çıkıyorum.
| Devrim çevrimiçi.
(Görüldü.)
Eray: Gülme oç.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sınır çizgisi
Teen FictionVenüs'ün kitabıdır, o dönene kadar bu hesapta geçici olarak bulunmaktadır.