Pazartesi.
Devrim: Eray. (19.35)
Eray: Efendim? (23.02)
Devrim: Zaten sabah oldu amk hiç yazmasaydın.
Eray: Ne diyorsun Devrim?
Devrim: Yok bir şey anasını satayım.
Devrim: Not isteyecektim ama bu saatten sonra gerek yok.
Eray: İyi, sen bilirsin.
Devrim: İyi.
Eray: Tamam.
(Görüldü.)
| Devrim çevrimdışı.
Eray: Ulan bok herif
Eray: Tutayım kendimi dedim ama sendeki bu gavatlık bana bile fazla geldi.
Eray: Susarsam sinirden duvara kafa atacağım.
| Devrim çevrimiçi.
Eray: Bir haftadır yüzüme bakmıyorsun.
Eray: Vebalıymışım gibi nerede görsen götünü dönüp uzaklaşıyorsun.
Eray: Şimdi de gelmiş not diyorsun. Sen hayırdır ulan?
Devrim: Kes sesini Eray. Kalbini kırarım.
Eray: Allah'ın iti hiç yapmadığın şey sanki.
Eray: *fotoğraf*
Eray: * fotoğraf*
Eray: * fotoğraf*
Eray: * fotoğraf*
Eray: * fotoğraf*
Eray: * fotoğraf*Eray: Bütün notum bu. Siktir git şimdi.
Devrim: Oğlum beni sınama.
Devrim: Bak Allah belamı versin çok kötü olur.
Eray: Ne oldu oğlum, ne oldu?!
Eray: Başından beri Utku'yu sikine takmıyordun
Eray: Bir anda ne oldu da bir lafıyla bana sırtını döndün?
Eray: Söyle arkadaşız, böyle dostuz diye döşüyordun mesajları. Benimle adın çıkacak diye korkudan ne bok yiyeceğini şaşırdın.
Eray: Ulan senin beni öptüğünü söylese bile kim inanır buna?
Eray: Kimse de inanmadı zaten tüm okul götüyle gülüp geçti.
Devrim: Eray sus.
Eray: Susuyorum zaten merak etme.
Eray: Hadi eyv.
Devrim: Of amk of!
(Görüldü.)
| Eray çevrimdışı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sınır çizgisi
Novela JuvenilVenüs'ün kitabıdır, o dönene kadar bu hesapta geçici olarak bulunmaktadır.