Esen ılık rüzgar yüzümü okşayıp geçerken oturduğum yerde rahatsızca kıpırdandım. Hemen hemen bi' yirmi dakikadır elimde kitap, ağaca yaslanmış okuyordum. Fakat yaslandığım bu güzel söğüt ağacı artık sırtımı acıtmaya başlamıştı. Öne doğru çekilip elimi sırtıma götürmüştüm.
"Var say ki hiç karşılaşmadık."
Duyduğum sesle bakışlarımı kaldırıp aramızda birkaç adımlık mesafe olan Jungkook'a baktım. Burada olduğumu nereden biliyordu? Ayrıca, dediğinden hiç bir şey anlamamıştım.
"Hiç değmedi gözlerin gözlerime."
Üzerime doğru ilerlerken gözlerimi gözlerinden ayırmıyordum. Bu söyledikleri neydi böyle?
"Hiç buluşmadı kalplerimiz hasretle, ve hiç yanmadı kor ateşler içinde."
Tam karşıma gelip durduğunda elini kaldırıp elimdeki kitabı göstermişti işaret parmağıyla.
"Okuduğun kitabın son satırları."
Bakışlarımı elimde bulunan kitaba çevirip, parmağımı kaldığım yere sıkıştırarak merakıma yenilip en son sayfaya bakmıştım. Jungkook'un söylediği sözler gerçekten de en son satırda yer alıyordu. Bu kitabı okumuş olmalıydı.
"Mutsuz sonla bitiyor demek.."
Bakışlarımı kitaptan çekip hâlâ karşımda dikilen Jungkook'a çevirip sorar gözlerle bakmıştım.
"Sen kitap okur muydun?"
"Arada bir."
Önümden çekilip yanıma gelerek oturmuştu. Sırtını ağaca yaslayıp gözlerini kapatırken ne kadar kusursuz gözüktüğünü sorguluyordum. Derin bir nefes alıp gözlerimi üzerinden çektikten sonra onun gibi ağaca yaslanıp gözlerimi kapatmıştım.
"Burada olduğumu nerden biliyordun?"
"Seni takip ediyordum. Başına bir şey gelir diye endişelendim."
Gözlerimi açıp başımı ondan tarafı çevirdiğimde açık gözleriyle benden tarafı baktığını fark etmiştim. Aramızdaki mesafe o kadar azdı ki nefesini yüzümde hissediyordum.
"Buna gerek yoktu. Leydi Ella'nın tılsımını taşıyorum."
"Olsun."
Başımı çevirip derin bir nefes aldım. Benim adıma endişe duyması hoşuma gimişti.
"Rahatsız oldun değil mi? Yanına gelmemeliydim."
Ayağa kalktığında bakışlarımı ona çevirmiştim. Gidecek miydi? "Üzgünüm." Bana bakmadan gitmek adına harekete geçtiğinde elimi uzatıp ılık elinden tutmuştum. Astığı yüzü fazla masum duruyordu. Neden hislerime karşı gelip gitmesine izin veremiyordum?
"Kal."
Bakışları yüzüme döndüğünde elimi yavaşça elinden ayırmıştım. Kalktığı yere geri oturup bacaklarını kendine çekmişti. Kollarını dizlerine yaslayıp ellerini birleştirirken bakışlarını ellerinden ayırmıyordu. Benim aksime o daha kötü hissediyor olmalıydı.
"Kötü sonlardan hoşlanmıyorum, bana kitabı anlatır mısın?"
Bakışları benden tarafı dönmüş, gözlerini yüzümde gezdirdikten sonra gözlerimde sabit kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Journey In History ᴶᴶᴷ
FanfictionGeçmişe giden Lena, Jeon şatosunun geleceğini değiştirebilecek mi? 31.08.2020 20.09.2021