XXVIII - Journey In History |FİNAL|

1.2K 128 166
                                    

Günün heyecanıyla erken saatte uyanmış, saatin akşam yedi olmasını beklemiştim. Üzerimdeki heyecan zaman geçtikçe daha artıyordu. Günün henüz yarısındaydık fakat yine de ben fazla heyecanlıydım. İşin kötü tarafı buna engel olamayışımdı.

Elimin altında olan elbisenin tülüyle öylece uğraşıyor, gözlerimi bahçede gezdiriyordum. Bir ihtimal açık hava gerginliğimi alır diye düşünmüştüm fakat öyle olmamıştı.

Bakışlarımı bahçenin girişindeki hareketliliğe çevirdiğimde Leydi Ella'nın bahçeye girdiğini görmüştüm. Oturduğum yerden kalkıp ondan tarafı döndüğümde beni görmüş olacak ki adımlarını hızlandırmıştı. Beni arıyormuş gibi bir hâli vardı.

"Burada mıydın?"

"Evet, biraz hava almak istedim. Heyecanımı geçiremiyorum."

Gülümseyip üzerime doğru iki adım atıp tam önümde durmuştu. Ellerini kaldırıp kollarıma koyarken ela gözleri yüzümde geziniyordu.

"Bunlar tatlı heyecanlar."

Dudaklarımı birbirine bastırıp başımla onayladıktan sonra derin bir nefes aldım.

"Şatodan gidecek olmamız sorun olmayacak değil mi?"

Başını iki yana sallayıp ellerini indirerek önünde birleştirmişti. Yüzünde hâlâ silmediği samimi gülümseyişi vardı.

"Şatodan uzak kalmanız daha doğru olacak. Çok şeyle uğraştık. Bundan sonra bir hal çaresine bakacağım. Siz mutlu olun yeter."

Başımı aşağı eğip ellerimi Leydi Ella'nın ellerine doğru uzattım. Ilık ellerini sıkıca tutarken başımı kaldırıp yüzüne baktım. İnanıyordum bundan sonra her şey daha güzel olacaktı.

"Şatodan çok Jungkook'u düşündüğünüzü biliyorum. Söz veriyorum, onun mutluluğu için elimden geleni yapacağım."

"Bundan hiç şüphem yok."

Gülümseyip elimi sıkarken Leydi Ella'nın arkasında kalan Jungkook'u görmüştüm. Bize doğru geliyordu. "İyi insan lafının üzerine."

Leydi Ella yavaşça arkasını dönüp Jungkook'a bakarken yüz ifadesinin değiştiğini fark etmiştim. Aslında Jungkook'un buradan ayrılmasını istemiyordu. Bu bariz ortadaydı.

"Ne yapıyorsunuz burada?"

"Hiç, konuşuyorduk öyle."

Bakışlarını benden tarafı çevirip tek kaşını kaldırmıştı. Ardından Leydi Ella'dan tarafı bakmıştı.

"Sana göstermem gereken bir şey var. Gelir misin benimle?"

Leydi Ella meraklı bakışlarıyla başını aşağı yukarı sallayıp onaylamıştı onu. Leydi Ella'nın onayıyla hareketlenen Jungkook yanımızdan geçeceği sıra elimden tutmuştu. Annesiyle yalnız kalmak ister diye düşünüyordum fakat o elimden tutup ilerlemeye devam etmişti.

Gül bahçesinden çıkıp merdivenleri inerken birleşik olan ellerimize bakıyordum. Gideceğimiz yeri biliyordum sanırım. Merdivenleri bitirip direkt sağ tarafa döndüğümüzde düşündüklerimde yanılmadığımı anlamıştım.

En uca gelip sağ tarafımızda kalan kapıdan tarafı dönmüştük. Jungkook elini kapıya bastırıp açılmasını sağladıktan sonra aşağı inen merdivenlerden inmeye başlamıştık. O güzel kokuyu tekrardan solumak güzel hissettirmişti.

"Bu koku da ne böyle? Çok güzel kokuyor."

Geniş alana çıktığımızda görüşüme giren ağaçla gülümsedim. En son gördüğümden daha çok çiçek açmıştı.

Journey In History ᴶᴶᴷ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin