Görev Notu

194 7 0
                                    

Ben "Arkadaşlar dikkatli olun. Ne olur ne olmaz" diyerek eve girdim. Selim amca etrafa iyice bakıp kapı kapadı. Ondan sonra elektrikler gitdi. "Ne oldu?" diye sordum.

Selim amca "Burada elektriğin kaynağı yok. Bazen gelir, bazen gider. Şimdi siz burada oturun ben mum bulup geliyorum" diye cevapladı.

Selim amca karanlıkta mutfağa doğru gitdi. Bizde bir yere oturduk. Sakin-sakin otururken birden ormandan acayip bir ses geldi. Pencereye taraf gidip ormana bakdık.

Ama hiç bir şey yoktu. Selim amca elinde mumlarla birlikte gelip yanımıza oturdu. "Çocuklar. Burası hakkında size bir iki bir şeyler söyliyeyim. Burası şanetli bir yer. Ama şimdiye kadar buradan hiç kimse çıkamadı.

Burası gerçek hayat değil. Burası gerçek hayatda olamayan paranormal aktivitelerle dolu. Burada hiç kimseye zarar gelmiyor. Ama bir az et ürpertici burası.

Yarın olur olmaz sizi bir kaç kişiyle tanışdırıcam. Onlar da sizin gibi burada mahsur kalan kişiler. Aslında buraya düşmemizin sebepleri var. Söylenene göre ailelerine saygı vermeyen insanlar burada mahsur kalır." diye söyledi.

Ben "Peki buradan çıkma yolu yokmu?" diye sordum. Selim amca "Var. Ama çok tehlikeli ve çok karışık bir yol. Burası ipucularla dolu. Yolun sonunu yalnız ipucularla buluna bilir.

Buradan çıktıktan sonra hiç bir şey olmamış gibi hayatına devam ede biliyorsun." Diye söyledi ve ayağa kalktı. "Yiyecek bir şey getireğim" diyerek mutfağa gitdi. Ama eli boş döndü. Çünki buzdolabında olan yiyeceklerin tümünü çantaya koymuştuk.

Ayağa kalkıp çantanı masaya boşaltdım. "Şimdilik rahatlayın ve iyi dinlenin. Yarın bir az zor ola bilir. Yarın ipucu avına çıkacağız.

Bunları şimdi düşünüp kendinizi yormayın." diyerek yan odaya girdi ve bir kaç yorgan getirip üzerimize atdı. Ondan sonra perdeyi örtdü ve gidip uyudu.

Her kes uyudu. Ben de. Ama çok geçmeden uyandım. En doğrusu ormandan gelen garip seslerden uyuyamıyordum. Kenan da uyuyamamıştı. Ayağa kalkıp pencereye doğru gitdim. Çol tamamen karanlıktı.

Hiç bir şey görünmüyordu. Yalnız çok uzakta küçük bir sarı ışık vardı. Tam o sırada çalılıklar kıpırdamaya başladı. Pencereye daha da yakınlaşıp dikkatlice baktım. Birden pencerenin önünden siyah bir şey geçti. Çok korkdum. O an arka-arka giderek Kenanın ayağına takılıp düştüm.

Kenan ayağa kalkıp "Ne oldu?" diye sordu. Ayağa kalkıp sessizce "Acayip şeylerden biri oldu yine" diye cevapladım. Kenan "Sanırım bu gece iyi uyuyamıyacağız." diye söyledi. "Tamam hadi uyuyalım.

Yarın Selim amca dediyi gibi yorucu bir gün ola bilir. O yüzden uyu." diye söyledim ve uyudum. Sabah olur olmaz ayağa kalktım. Selim amca evde yoktu. Susamıştım. Mutfaktan bir bardak su içip Kenanı ve arkadaşları uyandırdım. Sanki 5 günün yükü belimdeydi.

Tam o sırada çöl kapısı açıldı ve selim amca belinde odun diğer elinde baltayla birlikte eve girdi. "Uyandınızmı?" diye sordu. "Evet" diye cevapladım. Selim amca odunları bacaya koyarak "Oturun şimdi kahvaltı ederiz" diyerek mutfağa gitdi.

Bir kaç bir şey getirdi. Yemek yedikten sonra Selim amca sırt çantasını beline atdı ve "Hadi çıkalım. Tanışacak ve görecek çok şey var" diyerek dışarı çıktı. Bizde Selim amcanı takip etdik.

Ormanın içiyle giderken Selim amca "Bakın çocuklar. Geceleri burada dolaşmak çok da kolay değil. Bazen zehirli yılanlar olur buralarda." diye söyledi. Mert "Gidiceğimiz yere ne zaman varırız?" diye sordu. Selim amca "Geldik bile" diye söyledi ve açık bir ortama geldik. Burada fazla adam vardı.

Selim amca ileri giderek "Burası bizim depomuz. İhtiyaç olunan şeyleri burada biriktiriyoruz. Bazıları burayı kabullenip burada yaşamayı düşünüyor. Burası da geceler tehlikeli oluyor. Ne yalan söyliyeyim geceler her tehlikeli.

Bu yüzden çok dikkatli olun. Çünki bu yüzden bir kaç kişi hayatını kaybetdi." diye söyledi. Kaan ve Can bir az ürperdi. Selim amca bizi adamlara tanıtmak isterken yakınlıktan bir çığlık sesi duyuldu. Her kes ses olan tarafa koştu.

Adamlardan biri "Zeynep! Zeynep!" diye bağırdı. Biri ne olduğunu sordu. Adam "Zeynep yok" diye söyledi. Bir az ileride bir not buldular.

Notda "Bu bir oyun değil. Her şeyi anlayacaksınız. Burdan çıkmak o kadar kolay olmayacak. Bir kaç ay sonra buraya sonuncu kişi gelecek. Garip şapkalı biri. O adamdan başka artık hiç kimse gelmiyecek ve hayatda kalma görevi başlayacak. Zamanınız varken buradan kaçış yolunu bulun. Bura sandığınız gibi olmaya bilir." diye bir not yazılmıştı.

Her kes şok olmuş gibi bir-birlerine bakıyorlardı...

Kampda Bir GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin