Sonunda sandık açıldı. İçinden bir not çıkdı. Not ışıldıyordu. "Bu nasıl not lan?" diye kendi-kendime söylendim.
Belkide çıkış yolumuz bu ola bilirdi. Notda "Yol karşında, anahtar elinde" diye bir şey yazılmıştı.
Ama çok garipdi. Yol karşımdaydı (yani kapı karşımdaydı) ama anahtar yoktu. Not hala ışıldıyordu. Kafam karıştı. Notda yazılanı anlamadım. Kenanda Ömerde ne kadar uğraştılar ama onlarda bir şey anlamadılar.
Ben notu elime aldım. Nota çok dikkatlice bakıyordum. Kapıya taraf gitdiğimde not daha da ışıldamaya başladı.
Ömerle Kenanı yanıma çağırdım. Onlarda bunun farkına vardı. Kapıya yaklaşdıkca ışıltı artıyordu. Yine anlamadım.
Tam kapının yanına geldim ki, birden not elimde aydınlandı ve bir anahtar oldu. Ağzım açık kalmıştı.
Ömerle Kenanda dona kalmıştılar. Sanırım bu anahtar önümüzde olan kapının anahtarıydı. Anahtarı yavaşca kapıya saldım ve kapıyı açtım.
Kapı açıldığında büyük bir aydınlanma oldu. Aydınlanmadan hiç bir şey görmüyordum. Gitdikce aydınlanma azaldı.
Ömerle Kenan yanımdaydı. Biz etraf göründüğü zaman şok olduk. "Biz bir odadan çıkıb nasıl buraya geldik? " diye ben yalnız Kenana baktım.
Çünki o zaman Ömer bizimle değildi. Biz önceden geldiğimiz mağaraya dönmüştük. "Peki neden bu bizi geri getirdi?" diye kafamda sorular oluştu.
Yere oturdum. Düşünüyordum. Ömer bizden buranın neresi olduğunu sordu. Ben tüm hikayeyi anlatdım.
Birden mağaranın karanlık yolundan bir ses geldi. Biz hemen oraya baktık. Orada yine elinde meşale tutan bir adam vardı.
Ömer korkarak arkaya çekildi. Birden elinde meşale olan adam yerden ne ise götürdü ve duvara bir şeyler çizmeye başladı.
Çizib bitirdikden sonra meşaleyi yere bırakıb gitdi. Bu gizemli yolculuğun sonu nereye çıkacaktı acaba.
Biz oraya gitmeden önce düşdüğümüz yere gidib bakdık. Ama ne tuhaf ki, hava hala karanlıktı. Sanki zaman durmuştu.
Ordan çıkamayacağımızı anlamıştık. Yeniden karanlık yola baktık. Bu kadar yol kat etmiştik. Ömeri bulmuştuk. Şimdide devam etmeliydik.
Her şey çok tuhaftı. Uzun zamandır yol kat ediyorduk ama bir kere bile acıkmadık ve susamadık.
İçimden "neyse" diyib yola devam etdik. Meşalenin yanına geldik. Meşaleyi yere koyan adam duvarda "Bilinmeyen Yola Hoş Geldiniz" diye bir şey yazılmıştı.
"Bu da ne demek?" diye düşündüm. Yola devam etdik. Yola devam ediyorduk ki, birden 30 metre ileri de insan formasında kap-kara bir şey vardı.
Sanki bir insanın gölgesi bize doğru geliyordu. Korkudan ne yapıcağımızı bilmiyorduk.
Birden kara gölge ellerini kaldırarak sağdaki duvarı işare etdi ve bir anda yok oldu. Her şey çok tuhafdı ama biraz da korkuncdu.
Biz yavaş-yavaş yola devam etdik ve işare etdiyi duvarın yanına geldik. Sanki duvarın üzerine karanlık çökmüştü.
Kenan parmağıyla duvara dokundu ve bir anda yer kıpırdadı. Arkamızda bir kapı açıldı...
Devam Edecek...
Yorumlarınızı bekliyorum ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kampda Bir Gece
Mystery / ThrillerBu hikayede olanlar tamamen hayal ürünüdür. Hiç bir filmden ve ya kitaptan alıntı değildir. Birinci bölüm bir az kısa ama diğer bölümlerle devam ederseniz hikaye güzel. Her bölüm için yorum yaparsanız sevinirim. Eğer hikayeyi beyenmezseniz lütfen bi...