Arkamızda bir kapı açıldı. Yavaşca kapıya doğru yaklaştık.
Kapı bir anda kapandı ve bizi içeri doğru itdi. Kapı öyle çarptı ki, kendimizi yerde bulduk. Ayağa kalktım. Burası mumlarla dolu bir odaydı. Kenan mumlardan bir kaçını yaktı.
Oda aydınlandı. Burası kitaplarla doluydu. Birden kitaplardan biri yere düştü. Ödümüz patladı.
Kitapın tam ortasından sayfa açılmıştı. Ben kitabı elime aldım. Burada bir not vardı. Notda "Sonraki Yolculuk Sırrlar Odası" diye bir şey yazılmıştı. Galiba burada bir gizem yatıyordu.
Odada bir az dolaştık. Buradan çıkmak için bir kapı vardı. Ama kapının ne kolu vardı, ne de anahtar yeri. "Bu nasıl kapı lan?" diye kendi-kendime söylendim.
Kapının arkasından soğuk bir hava geliyordu. Birden Ömer beni yanına çağırdı. Yanına gitdim.
Ömer "Yusuf! Burada ayak izleri var. Ama duvara taraf gidiyor ve ayak izleri kayboluyor" diye söyledi. Elimle kafamı kaşıyarak bir az düşündüm.
Belkide çıkış hep duvardı. Ama yollarını bulmak o kadar kolay değildi. Odayı iyice bi dolaştım. Ama bir şey bulamadım.
Çok yorulmuştuk. Bir az yorgunluğumuzu giderdik. Sonra ben bir daha odayı dolaştım.
Sonunda kitabların arkasından bir şey buldum. Küçük bir sandık. Sandığı açtım. İçinden kağıtla kaplanmış kırmızı renkte toz vardı.
Kağıtada "Anahtar" yazılmıştı. "Bu ne biçim anahtar lan?" diye kendi-kendime sordum. Kafam çok karışmıştı. Kağıtla kaplanmış tozu yere koydum ve bir şey bulana kadar ona dokunmadım.
Ben bir az kitablara baktım. Hepsinin kapağında yıldız resmi vardı. Ama yıldızın içinde acayip bir yazı vardı. Kitapları okumaya başladım.
Kitaplar bizim çıkış yolumuz ola bilirdi. Kitap okumayı hiç sevmezdim. Kitapları tek-tek okumaya başladık. Ben 1-ci kitapı okuyordum ki, Ömer bir şey buldu.
Hemen yanına gelip yere oturdum. Elinde kitapı aldım ve okumaya başladım. Kitapda söylenene göre burası lanetli bir yermiş. Ama çıkış yolu varmış.
Bu mağaraya girenler için zaman duruyormuş. Ölen kalır, mücadele ede bilen çıka biliyormuş. Kitapı bir az daha okudum. Kitapın sonunda bir resim vardı.
Burada bir insan elinde bir şeyi duvara döküyordu. Belkide o tozu duvara dökücektim. Ben hemen tozu elime aldım.
Yavaşca duvara döktüm. Duvarda aydınlanma oldu. Hepsini döktüm. Duvarda öyle bir aydınlanma oldu ki, az daha kör oluyordum. Aydınlanma azaldı.
Burada taşdan bir kapı oluşmuştu. Açıktı. Hemen bu odadan çıktık ve arkamızda kapı bağlandı. Biz bir odaya gelmiştik ki, burada diğer odadaki gibi kitaplar vardı.
Masanın üzerindede açık kitaplar vardı. Sanki masallarda olan cadının evine gelmiştik.
Odadan garip-garip sesler geliyordu. Notda yazdığı gibi sanırım burası Sırrlar Odasıydı.
Burada bir kazan vardı. İçinde yeşimsil bir karışım vardı. Çok kötü kokuyordu. Burası büyülü bir yerdi. "Çok merak ediyordum.
Acaba bu gizemin altında ne yatıyordu?" derken Ömerle Kenan beni yanlarına çağırdı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kampda Bir Gece
Mystery / ThrillerBu hikayede olanlar tamamen hayal ürünüdür. Hiç bir filmden ve ya kitaptan alıntı değildir. Birinci bölüm bir az kısa ama diğer bölümlerle devam ederseniz hikaye güzel. Her bölüm için yorum yaparsanız sevinirim. Eğer hikayeyi beyenmezseniz lütfen bi...