Elini dolabın kapısına uzatdı ve kapıyı tam açıcakken birden kimde aşağıdan kısık bir sesle "Murat. Murat" diye söyledi.
Sanırım kapıyı açmak isteyen adamın adı Muratdı. Bunlar kim böyle? Dolbın kapısını açmadım ve bir az bekledim. Burada 2 tane adam vardı. Onlar kısık sesle konuşuyorlardı.
Biri "Odada bir şey buldunmu?" diye sordu. Öteki "hayır diye cevaplayarak aşağı indiler. Gitdiklerinden emin değildim. Yavaşca dolabı açtım ve dışarı çıktım. Ses yoktu. Sanırım gitmişlerdi. Kenana elimle işare ederek "Gelin" diye söyledim.
Onlar dolapdan çıktılar. Pencereye doğru yaklaştık. Onlar diğer evlere bakıyorlardı. Yüzlerinde kar maskesi vardı ve sonunda gitdiler. Kafamda bir sürü soru oluşmuştu. Kafamdaki soruları aklımdan sildim ve burdan çıkmanın yollarını aramaya başladım. Hepimiz birlikte haraket ediyorduk.
Diğer evleri dolaşmaya başlamadan önce yiyecek bir şeyler bulduk. Açlığımızı giderdik ve aşağı indik. Yanan evler tamamen kül olup gitmişti. Biz diğer evleri dolaştık. Bir şey bulamamıştık. O sırada aklıma bir şey geldi. Ayağım takıldığı evde bir oda vardı ama kilitliydi. "Belkide orda bir şeyler var" diye düşünüyordum. Ama kilit oraya nasıl çıkıcaz?
O sırada Kenan "Evde bulduğumuz, gereksiz diye düşündümüz anahtar belkide oranın" diye söyledi. Haklıydı. Belkide oranın. Anahtar cebimdeydi. Biz hemen o eve gitdik. Yine etraf karanlıktı. Bir şeyler görünmüyordu. Yukarıya kalktık. Anahtarı salıp kapıyı açmak istedim. Ama ne tuhaf ki kapı açıktı. Bu da ne böyle? Kapı kapalı olması gerekiyordu.
Kafam karışmıştı. Bu olaylar çok tuhaftı. En önemliside çok korkuncdu. Bu olaylar neden oluyor? Hiç akla sığmıyordu. Kendimi toparladım.
Kapıyı araladım ve içeriye göz atdım. İçerisi sanki boştu. Ama içeri girdiğimde yanıldım. Burada üzeri beyaz çarşaflarla örtülmüş eşyalar ve kitaplar vardı. Ev çok eskiydi. Burası çoktan terkedilmişti.
İkizlerden Can "Arkadaşlar buraya gelin" diye seslendi. Hemen yanına gitdik. Burada büyük bir çarşaf vardı. Sanki içinde bir şey vardı. Biz çarşafı hemen açtık. Sanki birden çarşaf kımıldadı. Korkudan yere atdık. Bir geçtikten sonra yine baktık ama bir şey yoktu. Çarşafı açtık ve içinden bir kutu çıktı. Kutu siyah bir iple bağlanmıştı.
İpi açtım ve kutudan bir kitap çıktı. Kitapın üzerinde bir not vardı. Notda "Yolun bitmesine daha çok var. Sizin zekanız buna ne kadar dayanabilecek bakalım" diye bir şey yazılmıştı.
Bu anlamsız kelimeler bitmiyordu. Kitapı açtım. Kitapı açtığımda sanki serin bir hava geldi. Kitapın adı "KASTERA" ydı. Bu ne biçim ad diye düşündüm. Kitapda korkunç olaylar hakkında yazılar vardı. Burada odaların büyülü ve lanetli olduğu söyleniyor. Kitapda yazılana göre burası geçmişte bir kralın yer altı madeniymiş. Kral can dostu varmış. Ama ona ihanet etmiş ve kralı gece uyuduğu yerde öldürmüş. Bu yüzden kralın ruhu buralarda dolaşıyormuş. Hava karaldığında garip-garip sesler geliyormuş ve burası büyülü yer adlandırılmış. Bu sebepten buraya bir daha hiç kimse gelmemiş. Bir geçtikten sonra bunun bir uydurulma bir söylenti olduğunu duyan maceraçılar buraya gelmiş ve geri dönmemişler . Yıllarca onlardan bir haber alamamışlar.
Bu kitapı okuduğumda tüylerim diken-diken oldu. Bu olaylar çok gizemliydi. Bu yüzden bir-birimizden ayrılmıyorduk. Hava karalmıştı ve hava gitdikce daha da soğuyordu.
Birden odanın kapısı kapanmasıyla pencerenin kapanması bir oldu. Korkudan az daha ölüyorduk. Yavaşca kapıya taraf baktım. Kapı kapanmıştı. Oraya yavaşca gitdik.
Ama kapı kilitliydi. Elimi cebime atarak anahtarı çıkardım. Ama anahtar açmadı. Burada mahsur kalmıştık. Pencereyi açmayı denedim ama açılmadı. Pencereden yavaşca bir adım geri çekildim.
Yine maskeli adam aşağıda durmuş bana bakıyordu ve elinde bir şey vardı. O da ne? Maskeli adam elindekini bize taraf fırlatdı. Ben hemen "Eğilin!" diye bağırdım. Maskeli adamın elindeki bir taşdı.
Taş pencereyi kırarak yanıma düştü. Yer cam kırıntıları ile doluydu. Yanıma düşen taşın üstüne not bağlanmıştı. Korkarak notu elime aldım. Notda "Artık tanışma vakti geldi.
Ben Kastera. Sanırım bir yerden duymuştunuz. Bu not sizinle hem tanışmamız, hem de vaktimizin bolca olduğunu söylemek içindi.
Yolun birinci kısmının bitmesine daha çok var. Siz korkuyu hiss edeceksiniz" diye bir şey yazılmıştı. Bu adam kim böyle? Neden bizimle oyun oynuyor? Psikopatmı? Onun adı kitapdakı adla aynıydı. Belkide o gerçek biri değil. Belkide o bir ruh.
Şimdi acayip tırsmaya başlamıştım. Buradan çıkmak için hiç bir fikrim yoktu. Pencereye tekrar yaklaştığımda Maakeli adam yoktu. Pencereden aşağı inemezdim. Çok yüksekdi. Bir yerimizi kır bilirdik.
Odada birden acayip sesler geldi. Sanırım kitapda söylenenler gibi oluyor. Akşam olduğunda sesler geliyor. Çok korkuncdu. Odaları dolaşıyorduk. Birden yatağın altından sandık bulduk. Sandık bir az sıcaktı. Açıktı. İçinde anahtar vardı.
Belki kapının anahtarı diye düşündüm. Ama bu da kapıyı açmadı. Gerekli olur diye cebime koydum. Birden etrafı dolaşırken bir anda elektrik gelip gitdi. Korkudan gebericektim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kampda Bir Gece
Mystery / ThrillerBu hikayede olanlar tamamen hayal ürünüdür. Hiç bir filmden ve ya kitaptan alıntı değildir. Birinci bölüm bir az kısa ama diğer bölümlerle devam ederseniz hikaye güzel. Her bölüm için yorum yaparsanız sevinirim. Eğer hikayeyi beyenmezseniz lütfen bi...