Her kes şok olmuş gibi bir-birlerine bakıyorlardı. Selim amca bize işaret etdi ve "Hadi çocuklar benimle gelin. Buradaki işler karışmaya başladı." diye söyledi.
Biz Selim amcayla birlikte yeniden eve geldik. Eve girdik. Küçük odaya girdik. Selim amca halıyı kenara çekdi. Burada sanki bir kapı vardı. Galiba bodruma gidiyordu. Selim amcayla birlikte oraya indik. Selim amca işık yaktı. Burada bir sürü silah vardı. Ben merak ederek "Selim amca bu kadar silahı nereden buldun?" diye sordum.
Selim amca "Bu evi bulduğumdan beri var." diye cevapladı ve lafına devam ederek "Çocuklar, burası galiba sandığımız gibi olmayacak. Burada mücadele etmemiz gerekiyor.
Bu yüzden bir-birimizi hep kollayacağız. Silah kullanmayı bilen var mı?" diye söyledi. Hepimiz suratımızda hayır ifadesiyle Selim amcaya bakıyorduk. Selim amca "Tamam. Anlaşıldı. Hepiniz bir silah alıp yukarı kalkın." diye söyleyerek yukarı kalkdı.
Hepimiz elimize bir silah alıp yukarı kalktık. Benim silahım k-5 di. Yani silahın üzerinde öyle yazıyor. Selim amca bize silah kullanmayı öğretdi. Hiç de zor olmadı. Çok kolaydı.
Selim amca mutfağa gitdi. Bir kaç bir şeyler getirdi. Bir şeyler yedikten sonra Selim amca "Çocuklar yarın yine erkenden kalkıp ormana gidicez. Hem silahla bir az çalışırsınız, hem de bir az erzak bulmalıyız.
Yemeğimiz azalıyor. Aslında size bir kaç bir şeyler de söylemeliyim. Yani buna ihtiyacınız olacak." diye söyledi. Hepimiz merakla onu dinliyorduk. Selim amca "Ben aslında buraya gelmeden önce, bir döğüş ustasıydım.
Ama gerçekten ustaydım. Bir az yaşlandıktan sonra artık o işi bıraktım. Ama size bir şeyler öğrete bilirim." diye lafına devam etdi. Hiç kimse bunu inkar etmedi. Aksine her kes buna sevindi. Bu yüzden her kes akşam iyi uyudu. Yine erkenden kalktık.
Selim amca her zaman ki gibi hepimizden erken kalkıp kahvaltılık bir şeyler hazırlamıştı. Kahvaltı etdikten sonra ormana gitdik. Selim amcanın elinde pusulası vardı. Sanki nereye gitdiğini biliyor gibiydi.
Sonunda ormanın tam ortalarında bir yere geldik. Burası bir az genişdi. Sanki döğüş sahnesi gibiydi. Selim amca bizi burada uzun zaman çalıştırdı. Üstünden 3 hafta geçmişti. Geçte olsa hepimiz bir şeyler öğrenmiştik.
Tapanca kullanmıyorduk. Yalnız uzun bıcaklar kullanıyorduk. Ormanın yollarını öğrenmiştik. Ormanın kuzeyinden terk edilmiş klube vardı. Oradan bir kaç erzak bulmuştuk. Her gün ormanda keşfe çıkıyorduk.
Bazen burada acayip kuş sesleri geliyordu. Akşamlar tam onun aksi oluyordu. Anlaşılmaz sesler geliyordu. Burada uzun zaman kalsamda buranın sesleri beni hala ürpertiyordu. Bir gece uyurken mutfakta yere bir şey düştü. Her kes yavaştan gözlerin açıp mutfağa doğru baktı. Selim amca da tüfeğiyle birlikte mutfağa taraf gitdi.
Bizde arkasından yavaşca yürüyorduk. Bir anlık mutfağa hızlıca girdik. Ama etrafta giç kimse yoktu. Kapının yanına baktığımda orada siyah bir kedi duruyordu. Her kes şaşırmıştı. Bu kedi nasıl içeri girdi? Selim amca kedini dışarı çıkardı ve hepimiz gidip uyuduk. Ama bu olaylar beni tedirgin ediyordu.
Yine sabah oldu. Selim amcayla birlikte barınağa doğru gitdik. Buraya geldiğimizde her kesin bir yere toplandığını gördük. Hemen oraya gitdiğimizde çok şaşırdık. Ama bu olamazdı. Neden şimdi? diye sorular oluştu aklımda.
Notda yazılan garip kıyafetli ve sonuncu adamdı bu. Adamın tipi hiç hoşuma gitmemişdi. Adamlardan biri ona adını sordu. "Adım Cem. Burasının neresi olduğu hakkında hiç bir fikrim yok. Buraya gelmek için bazı korkunç yollardan geçtim. Korkudan hala elim titriyor." diye söyledi.
Tam o sırada gök yüzünde sarı renk bir şey parladı ve ormanın diğer tarafında düştü. Sesi o kadar yüksekdi ki kulaklarım çınladı. Bir çoğumuz ormanın o kısmına doğru gitdik. Cem arkamızdan geliyordu. Bu çocuk bir az tuhaftı.
Sonunda gelip çatdık. Buraya bir küçük kutu düşmüştü. Selim amca kutuyu açtı ve...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kampda Bir Gece
Mystery / ThrillerBu hikayede olanlar tamamen hayal ürünüdür. Hiç bir filmden ve ya kitaptan alıntı değildir. Birinci bölüm bir az kısa ama diğer bölümlerle devam ederseniz hikaye güzel. Her bölüm için yorum yaparsanız sevinirim. Eğer hikayeyi beyenmezseniz lütfen bi...