Orman Yolculuğu

230 10 1
                                    

Selim amca kutuyu açtı ve içinden bir siyah bir not çıktı. Notda "Hayatda kalma oyununuz şuandan itibaren başlamıştır.

Size bir kaç ipucu vericem. Buradan çıkmak o kadar kolay olmayacak ve her 2-3 günden bir ormanın yolları değişecek. Akşam olduğu zaman aklınıza gelmeyecek kadar garip olaylar olacak.

İlk olarak KARANLIK ORMAN yolunda SESSİZ EVi bulmalısınız. Bir şey daha buradan şuana kadar hiç kimse çıkamadı." diye yazılmıştı. Her kes korku içindeydi. Selim amcanın elindeki not bir anda kül olup yere düştü. Selim amca "Her kes kendi kaldığı yere gitsin." diye söyledi.

Bir çoğu barınağa, bir çoğuda ormanda yaptıkları ağaç eve saklandı. Bizde Selim amcayla birlikte eve gitdik. Selim amca tüm pencereyi kapıları, perdeyi kapatdı. Hepimiz elimize bir silah aldık.

Sonra oturup Selim amcanın talimatlarını dinledik. Selim amca "Çocuklar bakın. Şimdilik güvende olduğumuzdan emin değiliz. Gece uyumalıyız.

Biri nöbet tutmalı olacak. O da benim. Evde bile olsak tehlikeli. Çocuklar, unutmayın. Burası tehlikeli olacak. Çok dikkatli olun." diye söyledi. Ben Kenana baktım. Kenanda çocuklara bakarak "Arkadaşlar korkmayın.

Bir yerde olursak hiç bir şey olmaz" diye söyledi. Her kes uyudu. Selim amca geceni uyumadı. Nöbet tutdu. Ben çok yorgundum. Uyumuşdum. Sabah erkenden kalkdık. Kapıyı açıp yavaşca dışarı çıktık. Bir gariplik vardı. Burada bir farklılık vardı.

Sanki bir şeyler değişmişti. Selim amca etrafa iyice baktı. "Çocuklar bir sorunumuz var. Ormanın yolları değişilmiş." diye söyledi. Selim amca pusulanı eline aldı ve ormana doğru yürüdü.

Pusulanın da yönü değişmişti. Selim amca "Barınağın yolunu bulup adamların yanına gitmeliyiz. Bu yüzden ormanda dolanmalıyız." diye söyleyerek ormanın içine doğru yürüdü. Biz Selim amcayı takip etdik.

Fazla ileri gitdikten sonra Selim amca durdu ve "Barınağın yolu bu kadar uzak değildi. Geri dönmeliyiz." diye söyledi. Tam geri döneceklen çalılar kıpırdamaya başladı. Selim amca beline bağladığı bıcağı eline alarak çalılara taraf gitdi ve tam o anda çalıların üzerine atladı.

Selim amca "Yakaladım! Yakaladım!" diye bağırdı. Hemen koşup yardım etdik. Bu bizim yaşlarda bir çocukdu. Ama çocuğu çalılıklardan çıkarırken şok olduk. Kenanla birlikte ona sarıldık.

Bu Ömerdi. Ömer bizi hemen itdi. "Siz kimsiniz bee! Neden bana sarılıyorsunuz!" diye bağırmaya başladı. Ağzım açık kalmıştı. Ömer neden böyle davranıyordu? Selim amca "Burada neler oluyor?" diye sordu. Kenan olanları anlatdı.

Selim amca Ömere taraf gitdi. Ömer ilk önce geri gitdi. Daha sonra Selim amca "Sana zarar vermiyicem" diyerek ona yaklaştı. Ömeri incelemeye başladı. Sonra Selim amca "Çocuklar arkadaşınız sanırım kafasını bir yere çarpmış. Hafızasını kaybetmiş. Bu yüzden sizi hatırlamıyor" diye söyledi ve lafına devam ederek "Hadi onu eve götürelim" diye bir daha söyledi.

Ömeri eve götürdük. Ömerin bize soğuk davranışı beni ve Kenanı çok üzüyordu ve garip geliyordu. Ömer buraya kadar gelirken yaşadığı garip olayları bize anlatdı. Ama bana en garip olanı yolda garip kıyafetli adamın biriyle konuştuğunu söylemesiydi.

Selim amca "Çocuklar siz evde oturun. Ben ormana bir daha göz atıp gelicem." diye söyledi ve kapıdan çıktı. Pencereden Selim amcanın gitdiyi yola baktım. Selim amca bir az uzaklaştıktan sonra dışarı çıktım.

Selim amcanın gitdiği yola bir yazılı kağıt koydum ve eve döndüm. Hava yavaş-yavaş karalmaya başlamıştı. Oturup Selim amcayı bekliyorduk. Ömer acıktığını söyledi. Mutfaktan bir şeyler getirirken pencereden dışarıda birilerini gördüm.

Ağacların arkasından birileri bizi gözetliyordu. Pencereni açıp "Hey, sen kimsin?" diye söyleyemeden adam ortalıktan kayboldu. Pencereyi iyice kapadım. Bir az tırsmıştım.

Ömere yiyecek bir şeyler götürdükten sonra kapıyı iyice kilitledim. Ömer "Ne oldu?" diye sordu. Ben "Birileri bizi gözetliyor. Dikkatli olmalıyız. Selim amca dönene kadar dışarı hiç kimse çıkmasın." diye cevapladım.

Hava artık karalmıştı. Selim amca için endişelenmiştim. Selim amcadan hala bir işaret yoktu. Artık sabrım kalmadı. Acaba başına bir şey mi geldi diye endişeleniyordum. Sonunda dayanamayıp Kenana "Hadi gidip Selim amcayı bulalım" diye söyledim. Kenan "Şimdi orman çok tehlikeli. Selim amca burda olsa bize izin vermezdi." diye söyledi. Ben bir daha "Şimdi Selim amca burada yok. Ona yardım etmeliyiz. İkimiz ormana gidelim. Kaanla Can burada Ömerle kalsın. Selim amcanın bize öğretdiklerini unutdunmu? Bize dövüş sanatı öpretdi. Neden korkuyorsun ki? İkimiz bir-birimizi kollarız." diye söyledim.

Kenan bir az düşündü ve "Tamam o zaman. Hadi gidelim." diye söyledi. Biz çocuklara olayı anlatdık ve odadan bir iki silah alıp ormana gitdik. Evden çıkarken kendimle ip götürmüştüm ve yolu kaybetmemek için ipi yola atıyordum.

Bir az gitdik. Selim amcadan bir iz yoktu. Bir az daha ileriledik. Burada garip olay olacağından tamamen emindim. Tam onu düşünürken önde bir işık vardı.

Hemen yere yatdık. Kenan "O da kimdi öyle?" diye sordu. Ben "Bilmiyorum" diye cevaplayarak yerle ileri doğru süründüm. Sürünerek öne doğru gidiyorduk. Kafamı kaldırdım, ama hiç bir işık görünmüyordu. Etrafa iyice baktım. Hiç kimse ortalarda görünmüyordu.

Sakinlik çökmüştü etrafa. Tam o sırada ağacların yapraklarının ayakla ezilme sesi geldi. Sanki bize doğru yaklaşıyordu. Tam o sırada bir el omuzuma kondu. Tam bağıracaktım ki, bunun Selim amca olduğunu gödüm.

Eliyle ağzımı bağırmamam için kapamıştı ve yavaşca elini çekti. "Çocuklar buraya gelmemeliydiniz. Size söylemiştim. Burası tehlikeli olmaya başladı. Az önce canımı zor kurtardım. Hadi geri dönüşü bulalım" diye nefes-nefese söyledi. Ben "Sorun değil. Gelirken ipi arkamla getirdim. Geri döne biliriz." diye söyledim.

Selim amcayla birlikte ipi takip ederek geri dönerken fazla gitmeden ipin bitdiğini gördük. Bu nasıl ola bilirdi. Sanırım birileri ipi kesmiş. Ormanda mahsur kalmıştık. Selim amca "Çocuklar korkmayın. Ama sizin için uzun bir gece olacak." diye söyledi...

Kampda Bir GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin