15

808 98 40
                                    

_

Sağ kolundan tutulmuş ve çekiştirilmeye başlamıştı Taehyung. Nereye götürüldüğünü bilmiyordu ama uzun zaman önce sandalyeden çözülmüş ve bir çadırda bekletilmeye başlamıştı elleri ve bacakları bağlı bir şekilde.

Uzun süre bağlı ve hareketsiz kalmaktan ağrıyan bedeni onun kendisini zorla hareket ettirmesiyle keskin bir acı girerken Taehyunng yüzünü buruşturup çadırdan çıkarıldığında koyu gökyüzü içini karartmış ve toplu alana götürülmeye başlamıştı.

O sırada bakışları etraftaki kişilerde gezdirmeye başladığında, onların nasıl farklı olduğunu birden fazla beden gördüğünde farkedebilmişti. Koyu ve açık yeşil ten renklerine sahiptiler. Hepsinin üzerinde eskimiş, yıpranmış kıyafetler vardı.

"Görüşmeyi kabul ettiler. Buraya geldiklerinde şartımızı sunacağız." O sırada duydukları ile kalbi hızlanan Taehyung ne kadar gün olduğunu sayamadığı zaman sonrasında Jeongguk'u görebileceğini öğrendiğinde heyecanlanmış, kalbi burkulmuştu.

Biliyordu çünkü, sevgilisi bu karşılaşmaya gelecek hatta bunun için elinden geleni yapacak kadar iyi tanıyordu onu. Belki kaybolduğunu öğrendiği zaman kendisi aramak için bile dışarı çıkmaya kalkışmıştı, Taehyung böyle düşünüyordu.

"Umarım takasımızı kabul ederler."

Duyduğu ses ile düşüncelerinden sıyrılan Taehyung kaşlarını çatarak kızıl saçlı adama doğru sormuştu. "Ne takasından bahsediyorsunuz siz? Neyi takas edeceksiniz?" Sorsuna karşı kızıl saçlı adam kısa bir an için güldüğünde ellerini açıp konuştu.

"Tabi ki seninle efendileri ile takas decekler. Bu iki ırk içinde mükemmel olacaktır!" Hoyratça gülerken etraftan duyduğu alkış sesler kulaklarını tırmalamış onların sayısının fazla olduğu şu gürültü tekrar yüzüne vururken Taehyung kısa bir süre için efendi derken kimden bahsettiğini anlamaya çalışmıştı.

"Hazırlanın, yola çıkıyoruz!"

Çadırlardan çıkarılan silahlara Taehyung şaşkınca baktıktan sonra içini saran endişe bu sabah gözlerini açtığından beri büyürken yutkunmuş ve tedirnginlikle buluşmayı beklemeye başlamıştı.


***


Büyük boş arazide toplanmış bekliyorlarken henüz hiçbir şey göremiyor veya duyamıyorlardı. Jeongguk, Taehyung'un kaçırılışından sonra sters ve endişeyi bedeninde o kadar çok fazla hissediyorken bu bir türlü ona uyku vermiyor ve iştahla yemek yemesine engel oluyordu.

Jeongguk parmaklarını bir türlü dudaklarından uzaklaştıramıyor, tırnaklarının kenarlarındaki etkleri ısırıp duruyordu. Jimin bunun güzel bir alışkanlık olmadığın bilirken sürekli elini ağzından çekerek ona engel olmaya çalışıyor fakat Jeongguk bir süre sonra buna geri devam ediyordu.

"Göründüler." Önde duran askerlerden bir tanesi gelip İngilizce konuştuğunda Jeongguk duyduğu sesle hızla askerlerin arasından sıyrılıp Jorden'ın yanına geçtiğinde uzaktan görünen kişilere bakmaya başlamıştı.

Aralarında Taehyung'un da olduğu ve hepsinin ilk defa gördüğü mutant zombi topluluğu on beş adımlık bir mesafede durduklarında Jeongguk'un gözleri hızla, ağzında atan kalbiyle mutant zombilerin nasıl göründüğünü umursamadan Taehyung'u aramaya başlamıştı.

"Oh, sizinle burada, bu şekilde karşılaşmak ne kadar hoş." Jeongguk kendi dilinde duyduğu cümleler sonrasında kaşlarını çatarak o bölgeye odaklanmış birkaç zombi kenara çekilince oldukça dikkat çeken kızıl saçlarıyla kolları göğsünde birleşili bir şekilde duran adama bakmıştı.

Battle Of Bangtan Z² × TaeKook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin