_
"Oh, Kim Taehyung.. Uyandın sonunda demek."
Güvenli bölgede çok kez gördüğüm kızıl saçlı, asker kıyafetli adam tam karşımda durduğunda onun başından beri planlarımızı sabote eden kişinin olduğunu ve mutasyona uğramış zombilere yardım edenin de o olduğunu benim açımdan anlamak hiç zor olmazken neden şimdi burada bağlı olduğumda kafam oturmuştu.
Çünkü onları iş üstünde yakalamıştım.
Onları görmüştüm, ve ellerinden de kaçamamıştım.
İşte bu yüzden tam olarak bu sandalyede sevgilimden uzak bir şekilde sımsıkı bağlanmıştım.
"Eğer biri bizi anlarsa bunun sen olacağını başından beri biliyorum Taehyung. Merak ve zekâ sende bir arada." Farklı bir havası vardı başından beri bana tuhaf gelen kızıl saçlı adamın.
Mimiklerini kullanıyordu, bir asker olarak güvenli bölgeye girmişti ve tam olarak ilk defa gördüğüm mutasyona uğramış zombiye 'kardeşim' diyordu bu adam.
"Ama üzgünüm. Cezasını da çekmek zorundasın. Hepimiz elbet bir gün tanrının bize verdiği nimetlere karşı bir bedel öderiz."
Tek kaşım havaya kalkarken yüzümdeki tiksint ifadeyle konuştum. "Eğer bir bedel ödeyeceksem bana bu nimeti veren kişiye öderim. Senin gibi birisine değil." Tavrıma karşı dudakları abartlı bir şekilde şaşkınca aralanmış sonrada gülmüştü.
"Nasıl biriyim ki ben? Ya da sen nasıl birisin? Bizler nasıl bir insanız Taehyung? Amaçlarımız ne ki bizlerin?" Ne anlamı olduğunu bilmediğim soruları peş peşe bir filozof edâsıyla sıraladığında kaşlarımı çatıp dikleştirdim.
"Senin ve diğer insanların amacını bilmem ama ben, sevgilim için yaşamayı amaçlamış birisiyim. Yani anlayacağın, benim amacımın değeri çok yükseklerde." Kaşlarını kaldırıp vücudunu dikeştirdiğinde elini çenesine koymuş, düşünür gibi yapmış sonrada işaret parmağını havaya doğrultmuştu.
"Ah, şimdi hatırladım. Güvenli bölgemizin biricik çifti Jeongguk ve Taehyung. Jorden'ın silahlı kuvvetlere yardımcı olarak aldığı Jeongguk, evet evet hatırladım."
Kaşlarımı çatarak ona bakmaya devam ettiğimde adımlarını çadıra çevirip saniyelik yok olmuştu bakış açımdan. O sırada keskin bakışlarımı hemen başından beri biraz ileride duran ve bakışlarını benden ayırmamış kadına çevirdim.
Birbirimizin üzerinde üstünlük kurmaya çalışan bakışlarımız kızıl saçlı adamın biraz ileride önüme sesli bir şekilde koyduğu sandalye ile dağılırken bakışlarımı geri ona çevirdim. "Bak şimdi Taehyung. İşte şimdi ciddileşme zamanı." İfadesiz bakışlarımla onu izlemeye devam ettim.
"Aranıza girdim kıdemli biri gibi, amacım karşımızdaki kişilerin nasıl biri olduklarını anlamaktı. Son savaşta geriye hiçbir zombi kalmadı. Rusya yaptı yine yapacağını. Yeonjun'un kanıyla oynadılar ve ısırılan kişilere enjekte ettiler, amaçları neydi, deney yapmak mıydı ya da ileri zamanlarda çıkacak virüsler için önlem almak mıydı bilmiyorum ama o yaptıkları deneyler," İşaret parmağı ile arkadaki kadını gösterdi.
"Ablamı, kocasını ve nicesini bu hâle getirdi. Amacımız ikinci bir savaş çıkarmak değil. Ama emin ol ki, eğer bir savaş çıkarsa, iki nesilden biri dünyada hayat sürmeye devam edecek. Ya siz insanlar, ya da zombiler."
Şaşıralacak çok konu var gibiydi. Ki bunların başında da zombilere 'nesil' diyecek kadar sayılarının çok olması yer alırken asla ama asla şaşırmadığım bir konu ise Rusya'nın sonucunun kötü bittiği anlamak bilmeyen lanet olası deneyleriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Battle Of Bangtan Z² × TaeKook✔
Fanfic-Battle Of Bangtan Z İkinci Kitap- "Bu sefer bebeğim.. Bu sefer farklı olacak." Kafasını oynattı ve huzursuz sesi kulağıma ilişti. "Nasıl?" Derin bir nefes aldım. "Bu sefer birimiz ölürse.. diğeri onun için yaşayacak." 🥇#hwanwoong 🥇#youngjo 🥈#mu...