18

671 72 25
                                    

_

Jeongguk..

Bazenleri gözümde o kadar farklılaşıyordu ki bu hissettiklerime, ve bu değişime bir türlü anlam verememiştim yıllar boyunca. Duygularım zaman geçtikte daha da çok kabarırken kendimi lise zamanlarımızdaymış gibi hissediyordum arada.

Ah, o akıl almaz çılgınlıklarımız.

Bitmiyordu ona sevgim, azalmıyordu da. Hayatım boyunca kendimi birçok konuda açıklamış, dile getirmiş bahsetmiştim kendimden. Ama kendimden bahsederken hep ağladığım bir şey vardı herkesten sakındığım.

Bu da Jeongguk'a olan sevgimdi.

Tanımlayamazdım ki. İmkânsızdı. Lanet, bazen o kadar duygusuz olur gözlerim kimseyi görmezken yalnızca kendimi umursarken bazen de her şeyimi, hemde her şeyimi vermeye hazır oluyordum. Duygu geçişleri tuhaftı, kimse kendi duygularını kolaylıkla anlayamazdı. Kontrol de edemezdi zaten.

Dün gece Jeongguk'un da benden çekinerek istemesi ile kulübenin tamda ortasında duran çift kişilik yatağımızın yerini değiştirme kararı almıştık.

Böyle konularda bende çekinirdi ki ben değişikliği seven bir insan değildim, benim için bir eşya olduğu yerde sonsuza kadar dursa sorun olmazdı ancak sürekli o eşya yer değiştirirse işte o zaman istemsizce huysuzlanabilirdim.

Bunu Jeongguk'la yaşadığım yıllar boyunca ona bunu fark ettirmiş, bu konularda dikkatli olmasına neden olmuştum. Yalnızca izin isterken takındığı o üslup ve yüz ifadesi kesinlikle beni her şeyden vazgeçirmeye yeterdi. Gecenin bir saatinde yatağı odanın en köşesine kadar sürükleyip duvara yaslamış, sonrasında elini beline koyup yüzünden o memnuniyet dolu ifadeyi izlemiştim.

Sabah ise güne, acılar ve kayıplarla dolu yeni bir hayata başlamış gibi hissetmiştim. Bugün, benim için o kadar özeldi ki, neden bilmem ya da nasıl oldu, ama bu sabah o kadar mükemmel hissetmeye hissetmiştim ki bunu asla tarif edemiyordum.

Hava soğuktu ve bizim ısınmamız için koyulan ısıtıcı, bulunduğumuz odayı tamamen ısıtmıyordu. Örtündüğümüz kalın yorganlar arasına birbirimize sıkıca sarılırken sabah aynen uyanmak, uyanır uyanmaz algılarımın açılmasıyla gördüğüm ilk yüz Jeongguk'un ki ve aldığım ilk koku yine Jeongguk'un ki olurken aslında bunca yıldır uyandığm günlerin ne kadar mükemmel olduğunu hatırlayıp duruyordum.

Hayatım mükemmeldi çünkü Jeongguk vardı, mutluydum çünkü bunun sebebi Jeongguk'tu. Jeongguk baştan aşağıya, duygularımla sahip olan kişi, her şeyimdi.

Omzumla boynum arasına yerleşen yüzü, üzerime atıp sıkıca bacaklarıyla ve kollarıyla sardığım kişiye; bedenim, her şeyiyle tamamen ona aittken ve o bunun farkındayken hayat o kadar güzeldi ki, yıllar önce yaşadığımız zorluklar acı dolu günleri hatırlayınca artık tenimize saniyeliğine yalnızca iğne batmış gibi hissetteksekte o benim dünya da sürdürdüğüm hayatı paylaştığım bir insandı.

"Jeon,"

Kafasını kaldırıp gözlerini gözlerime diktiğinde kullandığım hitaptan dolayı gelecek olan ciddi konuşmayı sezecek gibi oldu, bakışları donuklaştı ve sonrasında doğruldu. Jeongguk'u tanımak ve onu anlamak kolaydı, tabii hayatınızın yarısından çoğunu onunla geçirdiyseniz.

"Sana bir şey vereceğim." Ondan sonra bende doğrulup derin bir nefes verdiğimde elimi saçlarıma atıp düzeltmiş, sonrasında eğilip yerde duran pantolonumun cebinden siyah kutuyu çıkarmıştım.

Dün Yeonjun'la beraber güvenli bölge dışına çıkıp aldığım kutuda saklı olan alyansların varlığı beni olması gerekenden daha da çok heyecanlandırırken bir süre sessiz kalmış, bacaklarımı kendime çekip sürekli hareket ettirip pozisyon bulmaya çalışmıştım.

Battle Of Bangtan Z² × TaeKook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin