03

1.1K 140 64
                                    

Medya: Harry Styles - Falling

_

Kulaklarımda uğulduyan kapı çalma sesiyle kaşlarımı çatarak ayağa kalktığımda yarı kapalı gözlerimle yerdeki iç çamaşırımı giymiş, sonrada sabahlığımı kollarımdan geçirip önümü kapattığımda Jeongguk'a kısa bir bakış atmıştım.

O da sesten uyanmış olmalı ki, buruşan yüzünü yastığa bastırıyor huysuz mırıltılar çıkarıyordu. Kapıya doğru yaklaştığımda daha sert vurulmuş bunu kim olduğunu bilmediğim için merakla açmıştım. Karşımda dağınık bir Yoongi ile Jimin ikilisi çıktığında kaşlarımı çatmış, onları süzmeye başlamıştım. Yoongi'nin üzerinde beyaz, hafif kırışmış bir gömlek ve kot pantolon vardı. Jimin ise eşofmanı, üzerindeki beyaz tişörtü ile, bir de üşümemek için omuzlarına aldığı hırkayla telaşlı bir şekilde bana bakıyordu.

"Siz..?" Şaşkınca onlara bakarken Yoongi valizlerle birlikte hızla içeri girdi. Kapayı kapatıp kilitlerin hepsini taktı. Kaşlarım daha da çok çatılırken onu izlemeye devam ettim. İlk önce salona koştu. Pencerelerin hepsini kapatıp demir panjurları indirdi. Mutfağa geçti sonra, bütün her yeri kapatırken bizim odamıza girdi.

Ona ne yaptığını sormak için peşinden gittiğimde Jeongguk'un şaşkın bakışları bana döndü. Şişmiş gözleriyle, boğazına kadar çektiği örtü ile şaşkınca bir bana birde Yoongi'ye bakıyordu. Yoongi bizi takmadan kalan her yeri örttüğünde salona geri döndü.

O sırada Jeongguk da giyindiğinde salona ilerlemiş, gözlerim koltuğun bir köşesine küçülerek oturmuş, gözlerini yere dikmiş olan Jimin'de kalırken yutkunarak kafamı Yoongi çevirdim.

"Neler oluyor?"

Yoongi oldukça gergin bir şekilde elini dağınık saçlarına geçirdiğinde Jimin'den bir hıçkırık sesi duyulmuş, bedenim daha da çok gerilmiş, aklım daha da çok karışmıştı. Bakışlarım tekrar Jimin'e giderken akmış sarı saçlarına parmaklarını geçirip sertçe çekiştirdiğini gördüm. Minik parmakları saçlarını karıştırıp dudaklarına bastırıyordu avuç içini sertçe.

Bu haline en son Yoongi'nin ısırıldığı zaman şahit olmuştum. Derince yutkundum tekrar. Yoongi konuşmak için dudaklarını aralıyor ama asla dilinin ucundaki o lanet kelimeleri söyleyemeden geri kapatıyordu.

"Yoongi, neler oluyor?" Bu sefer Jeongguk öne çıkarak sorduğunda aklımda oluşan tahminler tüylerimi ürpertmiş, kollarımı birbirine sarmamı sağlamıştı. Bu tahminlerin ise dünden beri aklımda dolaşması tüylerimi daha ürpertiyordu.

"Biz Seul'deydik. Biliyorsunuz zaten, oradaki yeniden faaliyete geçen bir otelde kalıyorduk, merkezdeydi. Bir de çok yüksekteydi. Dün sabah, sürekli çalan araba kornaları ve alarmları ile uyandık. Ben cama baktığımda.. onları gördüm. Ondan.. belkide yüzden fazlaydılar. Bulunduğumuz sokaktan koşarak geçiyorlardı. Taehyung.." Dolan gözleri bana döndü.

"Onlar..- onlar çok güçlüydü. Çok hızlıydı. Ben çok şaşırdım ne yapacağımı bilemedim. Oda da bir yere saklandık. Sesler çok fazlaydı. Onlar, bağırıp duruyorlardı. Hiç kimse evinden çıkamadı. Sadece sokağı yıkarak, arabalara zarar vererek geçip gitmelerini izledik. Ama bizim arabamız otoparktaydı. Hızla buraya gelmeye başladık. Taehyung hiçbir radyo çalışmıyordu, kimse konuşmuyordu. İnternet kullanılamıyor, hatlarmız çekmiyordu. Çok..- çok korkutucuydu."

Dehşete düşmüş bir şekilde ona bakarken, kulaklarımda Jimin'in artan hıçkırıkları yankılanıyordu. Yanımdaki Jeongguk kaybolduğunda odaya gitmiş, elindeki telefonlarımız ile geri gelmişti. İkisini de bakarken dudaklarını birbirine bastırdı.

"Çekmiyor." Ayakta durmakta zorlanıyordum. Bacaklarım titremeye başlamışken kulaklarıma başka bir ses daha ulaştı. Çok kısıktı ama yine de duyabilmiştim, daha çok uzaktan gelen ıslık sesi gibi bir şeydi. Dolan gözlerimi sağ tarafa doğru çevirdiğimde bir sallantı hissettik.

Bu sanki binden fazla insanın aynı anda koşması, zıplaması ile oluşan bir sarsıntı gibiydi. Çok geçmeden cam kırılma sesleri, alarmları çalan birden fazla arabanın sesi duyulduğunda etrafımdan kollar hissetmiş, koltuğa oturtulmuştum.

Dolu gözlerimi asla kırpamazken Jeongguk, kollarını sıkıca etrafıma dolamış görüş alanımı kapatmıştı. Yaşadığımız mahalleden çığlık ve silah sesleri de yükseldiğinde Jimin daha çok ağlamaya başlamış, bende ellerimle kulaklarımı kapatırken Jeongguk'a daha çok yaslamıştım bedenimi çaresizce.

Yine aynı şeyleri hissediyordum.

Yine aynı korku bedenimi sarıyordu.

Neden böyle olmak zorundaydı?



_

_

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Battle Of Bangtan Z² × TaeKook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin