10|Bölüm

623 42 6
                                    

"Evladım," Müdüre sakince koltuğundan kalktı ama seslenme biçiminden anlamıştı karşısındakiler, bağırsa daha iyiydi. "Kaç kez daha uyaracağım ben sizi?" Barın üstüne baktı, her yeri tozdu ve bu onu çok sinirlendiriyordu. Müdüre onları bir an önce gönderse iyiydi.

"Hocam!" Alkan konuşmaya başlamaya çalıştı. Ona göre her seferinde olduğu gibi bu kez de onun suçu yoktu olanlarda. Müdüre sinirli gözlerini konuşma cesaretini gösteren Alkan'a çevirdi.

"Sus!" Oktar hocanın bağırması ile yüzünü buruşturdu. Hem soru soruyor hem cevap verilmeye çalışılınca kızıyordu. Bu kadının psikolojik sorunları olduğunu düşündü Oktar, neydi bilmiyordu ama normal olmadığına emindi.

"Bıkmadınız mı siz uyarı almaktan, cezalandırılmaktan, uzaklaştırılmaktan?" Yeniden sakince konuşmaya başlamıştı kadın. Yeniden soru yöneltmişti ama az önceki kıyametten sonra kimse cevap vermemesi gerektiğini anlamıştı. Hepsi elini önünde birleştirmiş, ipe dizilir gibi dizilmiş, başlarını eğerek azarlarını çekiyorlardı. Artık dokuzu da alışmıştı buna. "Cevap versenize!" Oktar'ın kaşları çatıldı.

"Valla deli bu kadın!" Oktar'ın sağındaki Barın dudaklarını birbirine bastırdı gülmemek için, solundaki Pamir ise dirseği ile dürttü onu. Eğer gerzekçe davranmaya devam ederse herkesten daha fazla ceza alacaktı. Aslında bunu Oktar'da biliyordu ama pek umurunda değildi, ailesi de alışmıştı ceza alıp durmasına.

Odanın kapısı tıklandı. Müdüre derince bir soluk aldı, koltuğuna oturdu sakince. "Gir." Verdiği komut ile kapı yavaş ve sakince açıldı. Pembe bir kafa içeri uzandı, müdüreyi aramak istemiş ama izbandut gibi dokuz sırtla karşılaşmıştı. Odanın içine girip kapıyı kapadı ve odanın sol tarafından geçerek dokuzluyu aştı. Henüz Pamir ve arkadaşları fark etmemişti onu. Müdüre gördüğü kişi ile gülümsedi.

"Sen miydin Ada Kutay?" Hızla başını kaldırdı Pamir. Pembe saçlara baktı. "Ver bakayım dilekçeni." Ada Kutay dilekçesini uzattı müdüresine. Kulüp değişim dilekçesiydi bu, pek memnun değildi kulübünden bu yüzden ricada bulunmuş ve müdürenin komutları doğrultusunda bir dilekçe yazmıştı.

"Ben hemen işlemleri yapıp listeleri güncelleyeceğim yavrum, seni bilgilendiririz." Ada Kutay başı ile onayladı karşısındaki hanımefendiyi. Yutkundu ve ona bakan dokuz kişi yokmuş gibi düşünmeye çalıştı.

"Hocam sonraki toplantı gününde yeni kulübümde olabilirim değil mi?" Başı ile onayladı müdüre onu.

"Evet, evet endişen olmasın Ada'cığım." Ada Kutay zorla gülümsedi, adının ayrılarak kullanılmasından nefret ederdi. Adı çok özeldi ve çok severdi, adını yaşatmaya çalışırdı. Çünkü adı Türk mitolojisindeki önemli bir karakter olan Ülgen'in bir diğer adıydı ve Ülgen'de iyilik tanrısıydı. Yani onun ismin bir ağırlığı vardı ne Ada'ydı ne Kutay'dı.

"Sağ olasınız hocam." Müdüre sevecence gülümsedi, öğretim görevlisi olduğu süreç boyunca karşılaştığı en kibar öğrenciydi bu çocuk. Ve başarılıydı. Ders notları orta düzey de olsa birçok kültürel bilgi yarışmasında okula birincilikler getirmişti. Tüm bu güzel yanları sebebiyle müdüre onu güzelce kayırırdı. Mesela okuldaki tek renkli saçlı kişi oydu ve kimse ona bir şey demezdi.

"Ne demek." Dedi kadın aynı kibarlıkla cevap verirken, az önce sinirli olan o değilmiş gibiydi. Ada Kutay böyle bir insandı işte, girdiği yere biraz bile olsa sakinlik ve pozitiflik dağıtırdı.

"İzninizle." Dedi pembe saçlı çocuk, müdürenin karşısındaki dokuzluya bakmamaya çalışmıştı kapıya doğru dönerken.

"Okul çıkışı cezasına kalıyorsunuz, çıkın şimdi." Ada Kutay çıkmıştı ve kapıyı kapatacakken hocanın dediği ile duraksadı. Çocuklar ona döndüğü için kapıyı kapamamaya karar verdi ve sağına dönüp yürümeye başladı.

Pembe Prens|BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin