"Ya beyler hadi ama ya!" Pamir ve arkadaşları sigara içmek için arka bahçeye gelmişlerdi, kameranın kilit noktalarından birindeydiler. Oktan ve Pamir sigaralarını içerken Oktar söyleniyor, Barın ise onlar hariç her yere bakarak başka şeylerle uğraşıyordu.
"Oktar kafayı yedireceksin bana, hayır dedik ya." Pamir sigarasını dudaklarının arasında tutmaya devam ederken boğukça konuşmuştu. Dokuzuncu sınıfta bu yarışma amacı ile tanışmışlardı. Oktan klasik gitar çalardı, ikizi Oktar ise elektro gitarla ilgilenirdi. İkizler ilk yıl yana yakıla grup kurmak için okulda tur atıp durmuştu. Dokuz oldukları için büyükler onları kabul etmiyor, yaşıtları ise kazanamayacaklarına emin olduklarından denemeye bile gerek duymadıklarını belirterek reddediyordu. Oktar şans eseri Pamir ile tanışıp elektro gitar çaldığını öğrenince ikizi ile bu arayışını ona anlatmıştı. Pamir ise ne kaybederim diyerek kabul etmiş ve arkadaşı Barın'ın da bateri ile ilgilendiğini belirtmişti. Oktar bir taşla iki kuş vurmuştu bu sayede ve başvurulara bir hafta kala artık tek eksikleri bir vokaldi. Ancak bulamamışlardı.
Bu sebeple ilk yıl başvuramadılar, ikinci yıl Pamir'in içindeki istek biraz sönmüş de olsa arkadaşı istiyor diye yeniden denemeye karar verdi ve okulun her köşesinde vokal olacak birini aradı ama Pamir ve arkadaşları okulda tanınır olmuştu ve bir kısmı onlardan çekinirdi bu yüzden vokal falan bulamadılar.
Bu yıl ise Pamir'in içindeki istek tamamen sönmüş Oktan ve Barın'da da umut kalmamıştı. Oktar ama hâlâ çok umutluydu. Ona göre başarabilirlerdi.
"Ben uzun zamandır elektro gitarı elime bile almıyorum." Pamir sigara izmaritini duvara bastırıp söndürdü ve az ilerdeki küçük çöp kutusuna fırlattı. Odasındaki duvara asılı gitarı hatırladı. "Üstü toz bağladı amına koyim." Barın ilk kez onlara doğru döndü ve kahkaha attı. O hâlâ baterisi ile iki aşık gibi takılırdı. Küçüklüğünden merakı olduğu için asla vazgeçmemişti ama yalnız kendine çalıyordu.
"Ben sana yardım ederim." Oktar'ın hâlâ hevesli oluşuna iç çekti ikizi. Onun en büyük isteği buydu, ilk gitar dersleri almaya başladıklarında -orta okulun başlarındaydılar- gelecekte bir grup kurmaktan bahsedip duruyordu. Oktan hep ikizine ayak uydurup o ne isterse yapardı bu sebeple bu yıl başvurmak istiyorsa o daima ikizinin arkasında olacaktı. Gerekirse yeniden tüm okula vokal için soracaktı ama kardeşini yalnız bırakamazdı.
"Bilmiyorum Oktar," Dedi Barın, o da Pamir gibi isteğinin çoğunu kaybetmişti. Kendine çalmak ona yetip de artıyordu. "Ne gerek var, zaten geçen yıllarda denedik." Oktar dudak büzdü. Okulun hepsi onu severdi ama kimseyi bulamaması da trajikomikti. Oktar üniversite için arkadaş grubu dağılmadan -başka yerlere gitmeden- onlarla böyle bir anı biriktirmeyi o kadar çok istiyordu ki. Biliyordu Oktar, diğer üçü mükemmel okullara gidebilecek potansiyelleri olan çocuklardı ama Oktar'da yoktu o potansiyel bu sebeple de aynı okulu geçsin hiçbiri ile aynı şehri bile tutturamayacağını düşünüyordu.
"Son kez." Dedi Oktar çaresiz sesi ile. Seneye ne yaparsa yapsın ikna edemezdi, sınav senesinde üçü de derslere asılacaklardı biliyordu ki ikizi Oktan çoktan derslere yönelmişti.
Oktan sigarasının izmaritini çöpe atarken Pamir'e baktı, dalgınca yere bakıp kafasında tartıp ölçüyor gibiydi. Oktan, Pamir'in asla bunu istemediğini biliyordu ama onları bir şekilde ikna da etmeliydi, ikizi için ölüme bile giderdi.
"Seneye her şey bitecek ve tüm haytalıklarımız geride kalacak." Barın ve Pamir dönüp Oktan'a baktı, onlar da biliyordu bu çocuk ikizi mutlu olsun diye ölüme bile giderdi. "Son anılarımız, neden sorgulamadan eğlenmeye bakmıyoruz?" Zaten dördü de sorgulamadan birçok şey yapar ve eğlenirdi hepsi biliyordu.
"Hey gitme!" Üçünün de Oktan'da olan dikkatini başka noktaya çeken şey bu cümle olmuştu. Az sonra köşeden pembe saçlı çocuk dönmüştü, önünde okulun kedilerinden biri vardı ve çocuk elinde mama paketi ile onu takipteydi. Köşeyi döndüğünde ise öylece kalmıştı. Gözleri arkadaş grubunu bir süre turladı. "Pardon amacım bölmek değildi, o kaçınca." Eli ile kediyi göstermişti, köşenin ardındaki diğer kedileri beslerken birçok şeyi duymuştu. Yaşlı kediye mama vermeye kalkınca ve o da kaçınca bir anda takip etmeye başlamış bu yüzden de konuşmayı bölmüştü.
"Yok pembiş ne önemi var?" Kocaman gülümseyerek sordu Oktar, içinde hüzün vardı ama o asla hüznünü yüzüne veya sesine yansıtmazdı. Ada Kutay gülümsedi, bu arkadaş grubundaki tek ve en sevdiği kişi Oktar'dı. Çok sevecen ve iyi kalpliydi. Evet kavgacı ve sorunlu olduğunu da biliyordu pembe saçlı çocuk ama ne önemi vardı ki onun yaşındaki çoğu genç bu tarz davranışlar sergilerdi bu dönemlerde.
"Siz katılacak mısınız yarışa?" Ada Kutay bu okula onuncu sınıfın ikinci dönemi geldiği için yarış işinden pek anlamıyordu ama okulun bir geleneği olduğunu biliyordu. Her yıl bu tarz yarışlar olurmuş. "Çok isterdik ama vokal bulamıyoruz iki yıldır." Pembe saçlı çocuk dudak büzüp gözlerini çekti Oktar'dan yere bakmaya başlamıştı, Pamir ise dolgun ve pembe dudaklara odaklandı bir an.
"Çok üzüldüm." Ada Kutay çok konuşmazdı ama gözleri çok şey anlatırdı. Oktar gözlerinden anlamıştı cidden üzgün olduğunu. Çocuğun kaçmış tadını yerine getirmek için şaka ile konuştu.
"O zaman sen yap vokalliğimizi!" Gülerek demişti ama Ada Kutay'da mimik oynamamıştı, tam şaka yaptığını söyleyerek devam edecekken konuştu Pembe Prens.
"Ben vokalliği bırakalı birkaç yıl oldu." Dörtlü bir anda hızla birbirine döndü, Ada Kutay vokal miydi? On dakikalık teneffüsün bitiş zili çaldığında veda etmek için yeniden gözlerine bakmaya karar verdi pembeli ve başını kaldırdı ama karşısında ona umutla bakan dörtlüye baktı.
"Sen şarkı söylüyor musun?" Oktar'ın dediği ile şaşırdı, bilmiyor muydu? Bildiği için öyle sorduğunu sanmıştı halbuki.
"Ben Yusuf Can'ın grubunun eski vokaliyim. Bıraktım ama onuncu sınıfa geçtiğimde." Oktar hızla uzanıp onun omuzlarını yakaladı. Bu çocuk vokalleri olmayı kabul ederse Pamir'de yeniden kabul ederdi ve bu sayede bu yıl başvurabilirlerdi. Pamir ise buna benzer bir şey düşünüyordu, eğer kabul ederse Prens'i ile bol bol zaman geçirecekti. Buna neredeyse benzer bir şey düşünüyormuş demek daha doğru olurdu demek ki.
"Bizim için yapar mısın bu yıl?" Oktar ona duygu dolu gözlerle baktığında Ada Kutay başlamış dersi düşünmekle meşguldü, az sonra öğretmen zili çalacaktı.
"Ben artık yapmıyorum," Dedi kısık bir sesle. Oktar'ın ellerinden kurtulmaya çalıştı. "Şey ders." Dediğinde Oktan ikizini geriye çekti.
"Düşün lütfen biraz." Ada Kutay bu kez Barın'a baktı. Düşünecek bir şeyi yoktu, o artık vokallik yapmıyor ve bu konu ile ilgilenmiyordu. Eski grubunda tüm hevesini almıştı.
Arkasını dönüp köşeyi aştı, gözden kaybolduğunda arkadaş grubu dönüp birbirine bakmıştı. Pamir kabul ederse başlığı altında hayallere dalarken Oktar ve Oktan onu ikna etmenin yollarını düşünüyordu, Barın ise buranın biraz pis olduğunu düşünmüştü. Bu köşeyi temizlemeyi unutmuş olmalılardı ve bu iğrençti.
-
Yusuf Can, Gediz ve Antosha üç farklı yayımlanmamış kurgumun ana karakterleriler ve Yusuf ile Gediz cidden müzikle ilgileniyorlar. Onları dahil ettim çünkü Yusuf tam olarak Ada Kutay'ın kriterlerine uyan bir çocuk ama endişelenmeyin o Pamir'i endişelendirmek için burada şimdilik.
Buna ek olarak Oktan bebeğime aşığım (': Söyleyeyim istedim :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pembe Prens|BxB
Teen FictionKötü Büyücü, Pembe Prens'e tamamen aşık olduğunu ve onsuz yapamayacağını anladığında ona mesaj atmaya karar verdi. 053+: Pişt Pembe Prens Baksana bi Pembe Prens: Kimsiniz? Pembe Prens mi? 053+: Ben Kötü Büyücüyüm ∴Yazışma (texting) ve metin karmasıd...