"Ah be oğlum, ah be!" Mesajları okuyan Oktan iç çekip, söylenip, kara kara düşünüp duruyordu. Arkadaşı cidden bu mesaj işini batıracak gibiydi ve batırmadan el atmak şart olmuştu. Oktan'ın ikizi Oktar ise kardeşinin tersine Pamir'in bu haline gülüp duruyordu. Pamir pek dalga geçilecek açıklar veren bir tip değildi ve arkadaş grubundaki en ciddi kişiydi ama demiştik ya sevince alığa dönüşürdü diye...
Oyun kolunu sinirle koltuğa bırakan Barın dönüp arkadaşlarına baktı, bilgisayar zekasına karşı o golü nasıl yemişti anlayamamıştı. "Bu iş mesajla olmaz!" Evet Barın haklıydı ama zaten bunu diğer ikili de biliyor sadece Pamir'i gerçekte Ada Kutay'a yaklaştırmaya kimse ikna edemiyordu.
"Tamam, şöyle yapacağız." Dedi Oktan oturduğu koltuğun sırtlığına yaslanmayı kesip dirseklerini dizine koyarak eğilirken. "Nazife Sultan'dan rica edeceğiz ki kek kurabiye bir şey yapsın." Barın'ın kaşları çatıldı, annesi neden bir şey hazırlıyordu. Tabii hazırlasındı ama acıkmış mıydı arkadaşları? Bu düşünce ile hızlıca yerinden kalktı.
"Acıktınız mı beyler? İsterseniz annemi beklemeyip dışardan söyleyelim!" Daha cümlesini bitirememiş Oktan kaşlarını çatarak arkadaşına baktı. Daha yarım saat önce toplanmıştı herkes, kahvaltılarını yapıp gelmişlerdi ve grupta bunu konuşmuşlardı.
"Sen de mi aşık oldun amına koyayım?" Oktar ikizinin düşüncesini ondan daha kabaca dile getirdi. Barın kaşlarını çattı, yok aşık hissetmiyordu.
"Yoo, ne oldu ki? Bir tane de yenge mi istiyorsun?" Oktar gözlerini devirdi. Oktan bölünmüş konuşmasına dönüp saçma bir yere kaymış konuyu kapamak için yeniden Pamir'e döndü. Pamir ise hâlâ dikkatle Oktan'ı dinliyordu.
"Nazife Sultan yapacak, biz de onu Ada Kutay'ın kurabiye getirdiği kaba koyup vereceğiz. Adettendir kap boş geri gitmez!" Barın gözlerini devirdi, Oktan kesinlikle Barın'ın annesinin sahip olmak istediği oğlandı. Saygılı, kibar, gelenek görenek bilip dikkat eden, zeki bir çocuktu ama tabii arkadaşlarının yanında bu yanlarının belirginliği en aza iner kavga varsa kavgaya girerdi. "Bu bahane ile Pamir kabı götürecek, Ada Kutay işkillenirse de Barın'ı hoca çağırdı falan der yırtar." Pamir sırıttı, işte şimdi oluyordu. Planı sevmişti hem belki konuşmaya fırsatı olurdu. Onunla konuşmayı öyle çok istiyordu ki Ada Kutay'ın sesine bile aşıktı Pamir...
"Haa anladım şimdi!" Barın yeniden yerine otururken konuşmuştu. "Ama aç olmadığınıza eminsiniz değil mi?" Oktan dönüp arkadaşına baktı. Ne kadar boş bir adam olsa da arkadaşlarına karşı çok düşünceliydi.
"Evet Barın'cım, acıkırsak söyleriz." Oktan bunu böyle dile getirse de söylemezdi, ne kadar samimi de olsalar kendi açlığını başkalarının evinde dile getirmekten tamamen çekinen bir tipti ama onun tersine Oktar kimseye aç olduğunu söylemez kalkıp gider mutfakta tıkınırdı, Pamir ise zaten evin ikinci oğlu gibiydi onun annesi ile Barın'ın annesi arkadaşlardı ve bu sebeple tanışmışlardı küçükken.
"Bok söylersin, acından ölsen dile getirmezsin sen." Barın, Oktan'ı çok iyi bilirdi. Bir kitabı ezberlemek gibiydi Oktan'ı bilmek ve Barın aşırı zeki olmasa bile ezber konusunda muhteşem bir kabiliyete sahipti.
"Tamam," Dedi Oktan sesinde bir uyarı vardı. "Konu bu değil." Kafasını yeniden Pamir'e çevirdi. "Anlaştık mı plan konusunda?" Pamir başını bir kez aşağı doğru salladı, o bu plana kesinlikle vardı. Ada Kutay'ı yakından görmek fikri çok güzeldi işte bu yüzden o bu plana tamamıyla vardı. "Bana bak, verirken dümdüz bir yüze sahip olmamalısın. Ayrıca konuşmaya çalış, bir iki gülümse!" Oktan bu gibi bir dünya uyarı vererek arkadaşını gaza getirmişti. Pamir her şeye başı ile coşkulu şekilde onay veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pembe Prens|BxB
Teen FictionKötü Büyücü, Pembe Prens'e tamamen aşık olduğunu ve onsuz yapamayacağını anladığında ona mesaj atmaya karar verdi. 053+: Pişt Pembe Prens Baksana bi Pembe Prens: Kimsiniz? Pembe Prens mi? 053+: Ben Kötü Büyücüyüm ∴Yazışma (texting) ve metin karmasıd...