Benim dediğim laftan sonra kahkahalara boğulduk,tam bu sırada 2 kişi okulun bahçesine giriyodu biz pek aldırmadık gülmeye devam ettik.Herkesin gözü ordaydı kafamı kaldırdığım an küçük çaplı bir şok geçirdim.Bunlar yunan meteorumu ya ?!?! Tab2 bizim kızlar daha görmedikleri için böğürmeye devam ediyolardı, evet evet gülmüyolar böğürüyolar.Kahretsin rezil olmuştuk,çocuklar halimize gülüyodu.Boğazımı temizlediğimde kızlar kafasını kaldırdı ve bam.Kıpkırmızı oldular.Ada'nın merakla bekliği çocuklar gelmişti.Pek takmamaya çalışsakta fena koymuştu.Şuan dikkatimi çekiyo da bunlar 2 kişilerdi ve sadece 1 kişi gülüyodu.Öbürü ise soğukluğunu koruyordu.Okula girene kadar hepimiz bönbön bakmıştık.Neyse ki olayın şokunu atlatınca okula girdik sınıflara dağıldık.Ada'yla ben aynı sınıftaydık,Begüm bizden ayrıydı.Ada'yla konuşa konuşa giderken ayağım bişeye takıldı ve BOM! Kahretsin ki yerle bir bütün olmuştum.Bugünkü kaçıncı rezilliğim bu böyle ?!?!? Aldırmamaya çalışsamda görenler olmuştu nys.Sınıfa girdik ve sıralara geçtik.Konuşmaya başladık, onun bunun dedikodusu derken birisi omzumu göçertti.Evet yanlış duymadınız bildiğimiz göçertti, dürtmüyoda.Arkama sinirle dönerken ağzımdan çıkan küfürle saçımın çekilmesi bir olmuştu.
"Kimsin be sen hem omzumu göçerttin hem saçımı çektin ?!" Hışımla arkamı dönünce gülen bir surat ve somurtan bir suratı görmüştüm.
"Aaa hemen terbiyesizleşiyosun ama." Piç smile yaptım.
"Karşımda bir orangutan yavrusu olunca böyle oluyo e naparsın ?" Tekrar piç smile yaptıktan sonra önüme döndüm. 3-4 dakika sonra yine aynı şekilde omzum dürtüklenmeye başladı.
"Ne var ne ne,ne istiyosun ?" Başımı çevirmemle o buz bakışlarla karşılaştım.
"Kaleminiz var mı ?" Seside suratı gibi soğuk çıkmıştı. Kalem kutumdan iki kalem çıkartıp uzattım.
"Al,geri de vermenize gerek yok." dedim direk artık rahat bıraksınlar diye.
"Sen söylemesende vermiycektik zaten." Şuna bak hem soğuk,hem ukala hemde çok bilmiş.
"Vermezsen verme." diye mırıldanıp önüme döndüm.Hoca listede farklı isim görünce isimleri okuyup kaldırmış,kendilerini tanıtmalarını istemişti.
"Can Öztunç."
"Ankara'dan İzmir'e babamın işi nedeniye taşındık.Eski okulumda bir kolejdi." Daha kendini bile doğru düzgün tanıtamıyodu bay çok bilmiş ego yığını.
"Egehan Çimen."
Hocanın bunu demesiyle benim "bende çalı" demem bir olmuştu ve sınıf büyük bir kahkaha patlatmıştı.
"Benim babamla Can'ın babası ortak oldukları için bizde buraya taşındık.Aynı okuldaydık eskiden de." Al işte çok bilgi vermiş gibi bide konuşup yerlerine oturuyolardı.Sinirlerimi bozmuşlardı.2 Tenefüs kantine inip bişeyler atıştırmıştık ve olanları Begüm'e anlatmıştık.Sınıfa geri döndüğümüzde ders İngilizce'ydi ve ders programından gördüğümüz kadarıyla hocamız değişmişti.Sabırsızlıkla onu beklemeye başladık ve birden sınıfın kapısı açıldı.Esmer,uzun boylu,kaslı ve oldukça yakışıklı biri içeri girdi.Kızlarda fısıldaşmalar ve kıkırdamalar da yükselmeye başlamıştı.
"Oha,sanırım bu bizim okulda bir ilk.Kaslı ve oldukça yakışıklı bir hoca ?!?" Bunu dedikten sonra Ada'da hemen konuşmaya başladı.
"Ay ne kadar yakışıklı ya ! İngilizce dersine ilgim bi anda arttı.!" Gülmeye başladık.Arkadan 2 tane kafa tam ortamızdan uzandı ve Can'ın benim kulağıma,Egehan'ın Ada'nın kulağına söylediği şeyle ikimizde birbirimize bakakaldık.
Oldukça uzun bir bölümdü ve kitap bügün yazılmaya başlandı aynı gün 3 bölüm geldi.Sizde votelerinizi ve yorumlarınızı yapmayı esirgemeyin.
Sizlere sorum olacak;
1-Su "Alisha Marie" mi yoksa "Mia Stammer" mi olsun ?
2-Can "Matthew Espinosa" mı yoksa "Brent Rivera" mı olsun ?
Yorumlarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Çığlığım
Genç Kız EdebiyatıNeden zor bu kadar seni sevmek ve bulamamak, dokunmak istedikçe uzaklaşmak, düşündükçe unutmak, neden bu kadar zor seni sevdiği halde söyleyememek, hep bir şeyler gizlemek,sana sahip olacağım yerde seni kaybetmek. Önceden zengin ve güzel bir hayat y...