Ophelia'nın ağzından...
Gözlerimi hediyemden alamıyorum. O kadar güzel ki. Hemde pahalı bir şeye benziyor. Düğmesine bastım ve atlı karınca dönmeye başladı. Ve o huzur veren ses kulaklarıma doldu. Bu melodi ruhuma huzur veriyor. Ben melodi ile sarhoş olurken içeri slytherinden bir kız girdi.
"Sana vermem istendi."dedi kız gülümseyerek ama gülümsemesi biraz çıkarcı gibi ya da bana öyle geliyor.
"Kim istedi?"
"Tanımıyorum."dedi ve elindeki zarfı bana verip gitti.
Zarfı açtım ve içinden bir kartpostal düştü. Kartpostalın bir yüzünde karlı ve kapalı bir havada, siyah peleriniyle yürüyen biri var. Diğer yüzünde ise bana yazılmış bir not var: "Mutlu noeller Ophelia. Umarım hediyeni beğenmişsindir, seçerken çok zorlandım."Sirius'un ağzından...
Heyecandan kalbim popomda atıyor. Şu kıza güvenmese miydim acaba? Ama slytherin'de kandırabileceğim tek kişi o'ydu.
"Tamam verdim."
Tuttuğum nefesimi dışarı verdim. Rahatladım be.
"Saol."dedim ve yürümeye başladım ama kız peşimi bırakmadı ve yanımda yürümeye başladı.
"Ondan hoşlanıyor musun?"
"Hayır."
"Bir slytherine yalan söyleme Black."
"Yaptığın şeyin karşılığını aldın. Yaptığın için de teşekkür ederim."
"Aslında bunu derin bir öpüşme karşılığında yapmamalıydım fakat olan oldu. Yine işin düşerse söylemen yeter tatlım."dedi ve kız benim aksi yönüme yürümeye başladı.
Kesinlikle bu işi onunla öpüşerek yaptırdım ona. İstemsizce dudaklarımı yaladım. Acaba Ophelia'nın dudakları ile dudaklarım birleşince nasıl bir tad alacağım? Yine istemsizce gülümsedim. Sırf onu tavlayabilmek için okulda kaldım. Tavlamak... Aslında Ophelia için bu kelimeyi kullanmak istemiyorum fakat bu durumu açıklayacak başka kelime bulamıyorum.
Kendimi ortak salondaki geniş koltuğa bıraktım. Okulda çok az öğrenci var. Toplasak iki düzine ya gelir ya gelmez. Onlarda odalarından veya ortak salonlarından çıkacaklarını sanmıyorum.
Koltuktan kalkıp, birkaç saat uyku için odama çıktım ve yatağıma yattım. Gözlerimi kapattığımda Ophelia'yı görüyorum.
Acaba Ophelia hediyemi beğendi mi? Çapulculardan gizli onu almak için çok çabaladım. Seçerkende beyin ölümümü gerçekleştirdim ama partide Ophelia'yı görünce yaşama geri döndüm.
Ah duru güzelim... Ah asi şeytanım...
"Sen ulaşılması zor, yüksek bir duvar üzerindeki bir çiçeksin Ophelia... Ve ben o çiçeğe ulaşıp onun kokusunu akciğerlerime çekeceğim."
Ophelia'nın ağzından...
Hediyemi yatağımın yanındaki komodinin üstüne koydum. Diğer hediyelerime de baktım ve onları da yerleştirdim. Annem ve o muggle adam bana bir iksir seti almışlar. Abim karanlık büyücülerle ilgili bir kitap verdi. Bella ve Cissy de son derece şık hediyeler armağan ettiler. Durmstrang'dan birkaç arkadaşımda zevklerini kullanarak birkaç hediye ve bir mektup yollamışlar. Mektupta beni çok özlediklerini, yolladığım hediyeleri çok beğendiklerini yazmışlar. Onlara bir mektup yazdım ve yolladım. Lucius ve Rodolphus'un hediyeleri de son derece ince seçimler. Son hediyem ise eski sevgilimden. Sevgili olduğumuz sırada çekildiğimiz fotoğraflardan oluşan bir albüm yollamış. Salak ne yapmaya çalışıyor acaba? Birde mektup yazmış. Beni ve eski günlerimizi özlediğini, en kısa zamanda görüşmek istediğini yazmış. Albümüde onu unutmamam için yollamış.
Albümü alıp yemek yemek için büyük salona yürümeye başladım. Bir yandan da albümdeki fotoğraflara göz gezdirmeye başladım. Bir senelik bir ilişkimiz vardı. Ama sürekli ayrılırdık. Ben uzun ilişkiler içim yaratıldığımı düşünmüyorum.
Fotoğraflardaki komik halimizi görünce doğal olarak gülümsedim. Okulumuz yeri geldiğinde çok katı kuralları olan bir okuldu. Okulda herkes kendi arkadaş grubuyla takılırdı. Bizde ayrılmazdık hiç. Okulun altını üstüne getirirdik. Yani bir nevi buradaki çapulcular gibiydik.
Düşüncelerimle ve fotoğraflarımla büyük salona girdim ve bomboş olan slytherin masasına oturdum. Sanırım yemeğe gelmeyecekler.
Dumbledore kürsüsüne çıkıp yarın öğrencilerin Hogsmeade'e gidebileceğini söyledi. Tabii ki hiçbir şey dinlemedim. Başımı albümden kaldırınca Sirius'un gözleri ile gözlerim buluştu.
"Sen neden slytherin masasında oturuyorsun Black?"
"Yalnız yemene gönlüm el vermedi. Sana eşlik etmek istedim."
"Çok düşüncelisin, teşekkürler."
"Her zaman."dedi ve bakışlarını albümüme çevirdi.
"Hediyem."
"Bakabilir miyim?"
Albümü ona çevirdim. O sayfalar arasındaki fotoğraflara bakarken bende Yüzündeki ifade değişikliğini izlemeye başladım. Fotoğrafları inceleyerek sayfaları çevirdi ve son sayfadaki fotoğrafta kaldı. Birbirimize sarıldığımız fotoğrafta...
"Sevgilin sanırım?"
"Eski sevgilim."
"Ne zaman ayrıldınız?"
"Neden özel hayatımla ilgileniyorsun Sirius?"
"Seninle arkadaşça konuşmaya çalışıyorum Ophelia. Arkadaş olmaya çalışıyorum."
"Düşmanının kız kardeşiyle arkadaş olmaya çalışıyorsun demek? Siz her gün abime aşalayıcı kelimeler kullanırken, onu ezerken sen benimle arkadaş olmayı düşünüyorsun. Gerçekten tebrik ediyorum seni. Çok geniş bir hayal gücüne sahipsin."diye çıkıştığımda bir süre sessizce gözlerime baktı.
"Haklısın Snape. Sende abin gibisin. Aşağılık, kendini bir şey zanneden bir zaval-"dediği sırada asamı boğazına dayadım.
"Sana ant içerim Black. Bu hakaretlerini sana en ağır şekilde ödeteceğim!"
Sirius'un ağzından...
Pişmanım. Ona öyle söylemek istemiyordum. Kelimeler ağzımdan nasıl döküldü bilmiyorum. Tek bildiğim şey iliklerime kadar pişmanlık hissettiğim.
Ophelia öyle biri değil. Tamam abisi aşağılık bir zavallı fakat Ophelia öyle değil. Onu kırdım. Ona onları söylerken gözlerinde nefreti gördüm. Canını da yaktım ama dayanamadım. "Eski" sevgilisiyle olan resimleri görünce dayanamadım. Onların birbirine olan bakışları, sarılmaları, şakalaşmaları... O piçin Ophelia'nın tadını merak ettiğim dudaklarından öptüğü gerçeği of oooooof...
Ophelia bundan sonra ölse benimle konuşmaz. Ama kıskandım. Tamam kabul ediyorum kıskandım. Benim yolladığım hediyeyi n'yaptı bilmiyorum fakat "eski" sevgilisinin hediyesini kolunun altında gezdiriyor. Madem ayrıldılar o piç ona neden hediye yolluyor? Ophelia neden o hediyeyi kabul etti? Hala ona karşı bir şeyler hissediyor olmalı.
Şu haline bak patiayak! Bir kız için ne hissettiğini bilmiyorsun! En kısa sürede onu tavlaman ve adını koyamadığın bu duygudan kurtulman lazım!
Ophelia'nın ağzından...
Gerizekalı! Aptal! Salak! Kuş beyinli! Egoist! Zavallı! Nefret ediyorum. Bana aşağılık, zavallı dedi.
Eğer şuan yatağımda ağlıyorsam bunun sebebi sinirli olmamdır. Eminim berbat görünüyorumdur. Hayatta hiçbir şey için ağlamam fakat sinirlendiğim zaman kendime hakim olamıyorum. Bu huyumdan nefret ediyorum. Beni güçsüz gösteriyor. Ben güçsüz değilim. Ben aşağılık değilim. Ben zavallı değilim. Bumu o kuş beyinliye öğreteceğim! Canını çok yakacağım. Yemin ederim ki bu göz yaşlarımın bedelini ona ödeteceğim.
Evet bi bölümü daha bitirdim. Umarım beğenmişsinizdir. İşler biraz tersleşiyor. Bakalım neler olacak :)
Arkadaşlar haftaya yazılı haftasına giriyorum ve bu hafta ders çalışmak zorundayım. Evet yazılıdan önce ders çalışan tiplerdenim. O yüzden haftaya bölüm beklemeyin. Yazılı haftası sona erince size upuzun bir bölüm yazmak dileğiyle görüşürüz :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SNAPE and BLACK
Fanfictionİki asi ruh... İkiside gözlerini kırpmadan canlarını verecek değerlere sahipti. İkiside aileleri tarafından reddedildi. Birisi onlar gibi kötü olmadığı için hain ilan edildi, diğeri ise muggle babasını öldürdüğü için katil. İkisi içinde işler zordu...