Çapulcular dön.***
Yüzüme vuran güneş ile suratımı buruşturdum. Gözlerimi açmak ve bu büyülü tabloyu bozmak istemiyorum.
Ben hep hislerimle hareket ettim. Ne yaptıysam mantığımı umursamadan yaptım. Bunun en büyük örneği: Henry. Sanırım ileride -büyücü dünyasında- iyi bir ün yerine kötü bir üne sahip olacağım ama bunun bir önemi yok.
Dün gece Sirius beni öperken içimde, daha önce hiç duymadığım bir ses duydum. İki farklı müzik aletinden yükselen melodisiyle, güzel bir şarkı gibiydi. Kalp atışlarım hızlanmıştı. Merlin'in bir işaretiydi ya da ben öyle adlandırmayı tercih ettim. Ve Sirius'a karşılık verdim. Bundan pişman değilim. Verdiğim kararlardan pişmanlık duymak, doğamda olan bir şey değil.
Beni heyecanlandırmayı başaran, yanında eğlenebildiğim biri Sirius. Ve kalbimi hızlandıran... Böyle birine karşı hislerimi adlandıramıyordum. Bu kişi dostum olamazdı. Düşmanım olamazdı. Bu kişi hayatımda özel biri olmalıydı. Öyle ki yanında güvende hissedebileyim.
Şuan, tam da güvende hissettiğim yerdeyim, Sirius'un kollarında...
Saçlarımla oynamaya başlayan el, Sirius'un uyandığına işaret. Yanağıma bir öpücük kondu. Gözlerimi açıp, uykulu görünen gözlerine baktım.
"Günaydın."dedi gülümseyerek.
Kaşlarımı çatarak ona baktım. Birkaç saniye bana baktıktan sonra toparlandı ve kolunu çekti.
"Benim yatağımda ne işin var Black?"
"Ha? Şey... Ophelia dün gece -"
"Çok başım ağrıyordu. Hatırlamıyorum bir şey."
Yav he he. Salla bakalım Ophelia. Bu yalanların bedelini elbet ödeyeceksin.
"Şey, bak ben senden hoşlandığımı itiraf ettim ve sende deneyebileceğimizi söyledin. Hatırlamıyor musun?"
Hayal kırıklığı yüzünden okunuyordu. Vicdansız olmak da bir yere kadar. Gülerek kollarımı boynuna doladım ve dudaklarına kısa bir öpücük kondurdum. Işte burada mutluyum. Daha birkaç ay öncesinde Sirius'tan nefret ederken şimdi onun yanında, kollarında olmak istiyorum. Bu beni mutlu ediyor. Ben de mutlu olmalıyım sonuçta, değil mi?
Sirius, burnunu boynuma sürterken gözlerimi kapattım. Bu hoştu. Fazlasıyla hoştu.
"Bunun olduğuna inanmıyorum."dediğinde geri çekildim.
"Neyin olduğuna?"
"Sen ve ben Ophelia. Birkaç ay öncesinde düşmanken şimdi..şimdi sevgiliyiz. Yani öyleyiz, değil mi? Yoksa beni kullanıp atmak niyetinde misin? Merlin aşkına! Bunu asla yapamazsın. Asla izin vermem. Bir kere kollarımda uyuduğuna göre bundan sonra her gece kollarımda uyuyacaksın. Başka şansın yok. Bir kere kahkahalarımın sebebi olduysan, bir kere kalp atışlarımın sebebi olduysan geri dönüşü yok Ophelia Snape. Ve ileri de Ophelia Black olacaksın."
"Hadi ya. Demek Black olacağım."dedim alayla.
Hızlı hızlı konuşması, dediğinin farkında olmaması onu o kadar tatlı gösteriyor ki... Yılların çapkını Sirius Black'i böyle görmek çok gurur verici. Onu bu hale getirmek daha da gurur verici.
"Merlin aşkına! Ben ne diyorum. Şey...Ophelia, yani şey olarak anlama. Sadece demek istediğim şey bu."
"Demek istediğin şey ne Sirius?"dedim gülmemek için kendimi zor tutarak. Hala uykusu var. Demek ki Black ailesinin özelliği bu. Bella da uykusu varken söylediğinin farkında olmuyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SNAPE and BLACK
Fanfictionİki asi ruh... İkiside gözlerini kırpmadan canlarını verecek değerlere sahipti. İkiside aileleri tarafından reddedildi. Birisi onlar gibi kötü olmadığı için hain ilan edildi, diğeri ise muggle babasını öldürdüğü için katil. İkisi içinde işler zordu...